Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Damar sertliği

Yazının Giriş Tarihi: 07.12.2020 09:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.12.2020 09:28

Bu makaleyi yazmaya beni yönlendiren bir gözlemimden bahsederek sözlerime başlamak 
istiyorum. Bazı hastalarım sınırı hafifçe geçen kolesterol değerleri karşısında paniğe 
kapıldıkları halde 300’lü sayılara ulaşan şekerlerini, 20’li sayılara ulaşan tansiyonlarını 
umursamıyor, sigara içmekten korkmuyor, hatalı besleniyor ve hiç hareket etmiyor.
Biraz yükselmiş olan kolesterol hemen gidip damarları tıkayıverecek gibi bir endişe 
çok yaygın. Ya da ani bir baş dönmesiyle karşılaşan pek çok kişi tansiyonlarıyla ilgili bir 
problemden ziyade kolesterollerinin aniden yükselmiş olabileceğini düşünüyor.
Kolesterolün yüksek olması önemsizdir diyemeyiz elbette. Ama bu konuda ciddi bir kafa 
karışıklığı olduğunu da görmezden gelemeyiz. Bu yazıyı yazmaktaki amacım kafa karışıklığının 
giderilmesine bir nebze de olsa katkıda bulunabilmektir.
Vücuttaki büyük ve orta boy atar damarların sertleşmesi anlamına gelen damar 
sertliği, tıp diliyle ateroskleroz, aniden oluveren bir şey değildir. Erken çocukluk yaşlarında 
başlayıp yavaş seyreden, çeşitli etkenlerle hızlanabilen bu durum bir hastalığın değil, sürecin 
adıdır. Bu süreçte damarlarda aterom adı verilen şişlikler oluşup kan akımını yavaşlatabilir. 
Hatta bu şişlikler nedeniyle damar tamamen tıkanıp kan akımı durabilir.
Damar sertliğini hızlandırabilen pek çok etken vardır. Bunlara risk faktörleri 
diyoruz. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, hareketsizlik, aşırı alkol, sağlıksız beslenme, 
şişmanlık, insülin direnci, sigara, yaş, aile öyküsü, ağır stres, cinsiyet, kanda LDL nin 
yüksek ve HDL nin düşük olması başlıca risk faktörleridir. Damar sertliği erkeklerde daha sık 
görülürken, menopozdan sonra her iki cinste eşitlenir.
Risk faktörlerinin ortaya çıkardığı serbest radikal adı verilen maddeler bir yandan 
damarların iç yüzeylerinde hasara neden olurken, bir yandan da LDL isimli kolesterolün yapısını 
değiştirirler. Hipertansiyon bunlara ek olarak, mekanik etkiyle de damar iç yüzeyinde hasara yol 
açar.
Oluşan bu hasara karşı savunma amaçlı bir yanıt verilmeye çalışılır. Hasar gören damar 
yüzeyinin altında hücresel ve kimyasal olaylar serisi sahneye çıkar. Olay bölgesine başlangıçta 
kan hücreleri ve yapısı değişmiş LDL gelir. Bu karmaşık olaylar sırasında HDL isimli kolesterol ise 
LDL isimli kolesterolü damarlardan karaciğere taşımaya çalışır. Zamanla kalsiyum ve bağ 
dokusuna ait hücreler de hasar bölgesinde toplanır. Aterom denilen şişlik işte böyle oluşur.
Serbest radikaller adı verilen zararlı maddelerin ortadan kaldırılmasına 
çalışan maddelere anti oksidanlar adı verilir. Bu maddeler hem vücut tarafından üretilir hem de 
dışarıdan özellikle sebze ve meyvelerle alınır. Aterom denilen şişliğin oluşması bir bakımdan da 
serbest radikallerin galip gelmesi anlamına gelir.
Aterom adı verilen şişlikler uzun yıllar boyunca yavaş yavaş büyürler. Günün birinde böyle 
bir şişlikte yırtık oluşursa içinden çıkan minik parçalar kan akımıyla sürüklenip daha ince 
damarları tıkayabilir. Bazen bu şişlik yırtılmayıp gitgide büyüyerek damardaki kan akımını 
yavaşlatabilir. Her iki durumda da kan akımı yetersizliğine bağlı olarak o damarın bulunduğu 
organa ait sorunlar ortaya çıkabilir.
Bir başka ihtimal ise şişliğin olduğu yerde damarın anevrizma adı verilen baloncuk 
yapmasıdır. Bu baloncuk patlayıp iç kanamaya neden olabilir.
En çok görülen durum ise ateromun yırtılması, orada kan pıhtısı oluşması ve kan akımının 
durmasıdır. Bu durum kalpte olursa kalp krizine hatta ani ölüme neden olabilir. Tıkanma beyin 
damarlarında olursa felce kadar varabilen sorunlar ortaya çıkabilir. Bu olay böbrek, bağırsaklar 
veya bacaklarda da olabilir.

Özet olarak belirtmek isterim ki ülkemizde ve dünyada ölümlerin en büyük sebebi 
olan kalp damar hastalıklarından korunmak için risk faktörlerini bilmek, tedavi ve 
kontrolleri ihmal etmemek ve yaşam tarzı değişikliği yapmak şarttır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.