Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çokta şeetmemek lazım…

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2020 00:01

-Hiçbir şeyden zevk almıyorum…

-İçim sıkılıyor…       

-Moralim bozuk…

-Huzursuzum…

-Her şey üstüme üstüme geliyor sanki…

-Sürekli bir endişe ve kaygı halindeyim..

-Uyuyamıyorum…

-Devamlı bir şeyler atıştırma ihtiyacındayım…

-Hiç kimseye tahammülüm yok…

Bal bla  bla…

Yukarı da ki ve benzerleri ile başlayan cümleleri sıklıkla kuruyorsanız Kronik stres bozukluğunuz var demekmiş.

Bu işi bilenler kısa ömürlü stres duygularının günlük yaşamın düzenli bir parçası olduğunu,süreleri uzadıkça da insanın sağlığını olumsuz  yönde ve ciddi şekilde etkileyebileceğini söylüyorlar.

Merak ettim araştırdım;

Okuduklarıma göre;

Stres, olumsuz koşulların neden olduğu zihinsel veya duygusal gerginlik durumu olarak tanımlanıyormuş. Çoğu insan stres duygularıyla uğraşırlar ve yetişkinlerin yüzde 33’ü uzun süreli (Kronik) ve yüksek seviyede stres yaşarlarmış.

İtiraf edeyim bu yüzde 33 lük oran bana pek inandırıcı gelmedi.

Araştırmayı yapanların hangi ülkeyi ya da ülkeleri baz olarak aldıklarını bilseydim belki ikna olurdum ya da bu durumun benim çevremde saptadığım stres ortalamasının çok üstünde olduğunu düşünmüyor olsaydım.

Her neyse zaten araştırma benim ikna olup olmamam üzerine yapılmamış.

Yine okuduklarıma göre;

Stres, vücudun zorlu durumlara karşı biyolojik bir tepkisiymiş ve vücudun kortizol , adrenalin gibi hormonları serbest bırakmasına neden olurmuş.

Bu hormonlar da kalp atım hızı ve nefes sıklığını artırarak vücudun harekete geçmesine yardımcı olurlarmış.

Yani insanı gaza getiren hormonlarmış bu hormonlar.

Stres denilen illeti tetikleyenlerin bazıları da tehlikeli durumlar, çalışma sürelerinin uzunluğu, zorlu çalışma koşulları, sınavlar ve spor etkinlikleri gibi psikolojik baskıyı artıran unsurlarmış.

İşin burasında araştırmanın başka bir yerlerde yapıldığını iyice anladım.

Çünkü bu tetikleyici unsurlar bana pek bir cılız geldiler.

İçlerinde ,

Pazara markete giderken yaşanılan derin endişe ve korku hali,elektrik su doğal gaz faturalarına bakarken soğuk soğuk terleme durumu, siyasileri dinlerken yaşanılan sinir kaynaklı kas kasılmaları,kazanılanla harcanması gerekin arasında ki uçurumdan kafa üstü yuvarlanma ihtimali,geleceğin getireceklerinin geçmişin götürdüklerinden az olması gerçekliği,kişiler arasında ki kamplaşmanın giderek daha net hissedilmesi, cepteki paranın eriye eriye eriyik haline gelmesi gibi tetikleyici unsurlar da olsaydı tamam derdim de,

Yoklar ki…

Araştırmacılar kronik stresin bazı potansiyel nedenlerini de, yüksek dikkat gerektiren işler, Finansal zorluklar ve  İlişkilerde yaşanan zorluklar, Sindirim problemleri, İştahta değişiklikler, Çaresiz hissetmek, Algı kontrolü kaybı, Kendine güvensizlik, Cinsel istek kaybı, Sık enfeksiyonlar veya hastalıklar, Aşırı sinirlilik,Yorgunluk,Baş ağrıları, Konsantrasyonu sağlama zorluğu, Hızlı, dağınık düşünceler ve  Uyku güçlüğü olarak saptamışlar

Hepsine eyvallahta araştırmacılar bence burada da su yutmuşlar azıcık.

Bari siz bize dair aklınıza gelen ilk üç potansiyel nedeni söyleyiverin de en azından neleri potansiyel saymadan atlamışlar onu öğrensin garipler.

Ez cümle Kronik stres tüm vücudu etkileyerek günlük  çalışmayı daha zor hale getirebilecek çeşitli fiziksel veya psikolojik semptomlara sahip olabilirmiş ve semptomların tipi ve şiddeti kişiden kişiye değişirmiş.

Şuracığa  okuduklarımdan öğrendiğime göre  kronik stresin hangi hastalıklara yol açtığını da yazayım da içiniz iyice açılsın.

Efendim, Kalp hastalığı, Yüksek tansiyon, Diyabet,obezite, Zayıf bağışıklık sistemi,Cinsel  işlev bozukluğu, Gastrointestinal bozukluklar,Cilt tahrişi, Solunum yolu enfeksiyonları, Otoimmün hastalıklar ( buna ayrıca baktım ne anlama geliyormuş diye bakmaz olaydım; bağışıklık sisteminizin vücudunuza yanlışlıkla saldırdığı bir durummuş yani içeriden ihanete uğruyormuşuz da haberimiz yokmuş.) Uykusuzluk hastalığı (buna bakmadım çünkü ben de var oradan biliyorum) Depresyon, Kaygı bozuklukları, Travma sonrası stres bozukluğu ve Şizofreni de kronik stresin başımıza açtığı belaların bir kısmıymış.

Eh ama; bu kadar olumsuz bilgi bombardımanından sonra bu illetle baş edebilme yöntemlerini öğrenmeyi hak ettiniz;

Onlar da;

 Strese sebep olan durum, kişi veya işlerin tespit edilmesi, Aşırı miktarlardaki endişe ve hırslardan uzak durmak, Benzer durumlarda daha önceden işe yaramış stratejilerin gözden geçirilmesi,Duygusal vampirlerden Uzak durmak( sosyal mesafe dahil) Uzak durulamıyorsa yol-yöntem değiştirmek. Aynı şekilde davranarak farklı sonuçlar beklememek, Zaman ve iş gücü ve para kaybı olan işlerden uzak durmak, Sade bir yaşam sürmek, Hayatı kolaylaştırıcı ip uçları elde etmek ve bunları uygulamak, Beden sağlığına özen göstermek, Düzenli egzersiz yapmak, Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlemek, plan yapmak, Günlük rutinin dışına çıkabilmek, mümkünse doğala yakın yaşayabilmek, Sevgiyi yaşamak, artırmak ve paylaşmakla birlikte,

Hayatın normale dönmesini takiben kaldığı yerden devam edecek Etkileşimli Yaşam Etiği Söyleşilerimize katılmakmış.

Şaka şaka…

Elbette en sonuncu önerme stresle baş edebilmenin zorunlu yollarında biri değil.

Ancak katılmakla da katılmamak arasında ki farkı merak edenler içinler geçerli.

Söyleşiyi yürüteni yakından tanıyorum,iyi adamdır.

Öyle para filanda istemez.

Ben kefilim.

İnsan olmak zor dostlar;hele insan kalabilmek çok daha zor.

O yüzden kendimizi bizi daha da zorlayacak etkenlere karşı izole etmeyi öğrenmemiz de büyük fayda var.

Hayat geçip gidiyor ve kime ne zaman el sallayacağız hiç belli değil.

En azından pireyi deve yapmamayı öğrensek o bile fayda.

Babaannem işler sarpa sardığında aile efradına moral olsun diye söylerdi;

‘Çokta şeetmemek lazım’

Nasılda haklıymış rahmetli.

Gerçekten de;

Çokta şeetmemek lazım…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.