Tarih 17 Ağustos 1999. Saat gece yarısı 03.05’i gösteriyor. Marmara Körfezi 7.4 şiddetli deprem ile sallandı. On binlerce insanımız öldü. Yaralandı. Kayıplar var.

Bu deprem sonrasında, Kızılay, bölgedeki insanlarımız için can simidi oldu. Bugün olayın üzerinden tam 20 yıl geçti. Depremin yaraları bazen sarıldı. Bazıları ise hala devam ediyor. Allah, bizlere bir daha böyle olayları yaşatmasın, göstermesin.

Ülkemizde ve dünyada meydana gelen her türlü felaketlerin en büyük yardımcısı olan Kızılay, bu kez de Kurban Bayramını Pakistan’ın Karaçi kenti ile birlikte kutlayıp, buradaki insanları mutlu etti.

Peki, bu olay nasıl oldu?

Bakın, Kurban Bayramı öncesinde Kızılay bir kampanya başlattı. İsmi Hilal olsun. Bu kampanya sayesinde toplanılan bağışlardan elde edilen kurban9lar, Pakistan’ın Karaçi kentinde kesildi. Yardıma muhtaç, yeterli beslenmesi olmayan ve hali vakti yerinde olmayan Pakistan’ın Karaçi halkı, Kızılay sayesinde Kurban Bayramını Bayram gibi kutladı.

Evet, bu olay dünyanın ne kadar küçük olduğunun en güzel işaretidir. Hani, büyüklerimiz söylemişler ya; “iyilik yap, denize at, malik bilmezse halik bilir” diye. Evet, Kurban Bayramı öncesinde belirlenen rakamlarda Kızılay’a bağışta bulunanlar, belki de yaptıkları bağışların Pakistan’a gidilip Karaçi’de kesileceğinden haberleri bile yoktu. Onlar, sadece Allah rızası için, yardıma muhtaç belki Türk belki de başka bir milletten herhangi bir insanın sofrasına belki bir kaşık aş veya besin koyabilmenin düşüncesiyle bu görevi yerine getirdiler.

Allah onlardan razı olsun.

Yaptıkları bağışları sınırları aştı. Dünyanın en ücra köşesinde, Türkiye’nin de en büyük yardımcısı olan Pakistan’da karşılık buldu. Hayat buldu. Karaçi kentindeki doğal afetten dolayı güç günler yaşayan insanlarımız belki Bursa’dan yapılan yardımlar belki de Hakkari’den yapılan yardımlar sayesinde kurban eti yiyebilme imkanına kavuştular.

Kızılay, eski ismiyle Hilal-i Anbar Cemiyeti bir kez daha yardımsever elini gösterdi.

Türk Kızılay’ın merhamet eli dünyayı sarıyor. Türk Kızılay Bursa Şube Başkanı Davut Gürkan, beraberinde Karaçi Başkonsolosumuz Tolga Uçak, Genç Kızılay Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Altıntaş ve heyet üyelerimiz ile birlikte Türk Kızılay’ın yardım elini uzattığı 50 ülkeden biri olan Pakistan’ın Karaçi Şehri’nde hayırseverlerin Kurbanlarının kesimi aşamasında bulunarak, Kurban etlerini buradaki ihtiyaç sahibi halkla paylaştı.

Türk Kızılay 50 ülkede Kurban’ın bereketini paylaşıyor. Bu bayram da hayırseverlerin kurban etlerinin paylaşıldığı 50 ülkeden biri olan Pakistan’ın Karaçi Şehri’nde yaşanan sel felaketi ile yardıma muhtaç kalan bölge halk ile bayramın sevinci paylaşıldı.

Her yıl olduğu gibi bu bayramda da dini hassasiyetler gözetilerek, dualar ve tekbirlerle kesilen Kurbanlarımız vasıtası ile bayram sevinci, merhamet ve paylaşma duygularımızın zirveye ulaştığı bu günlerde dünyanın dört bir yanındaki mazlum halklarla birlikte yaşanıyor.

Karaçi’deki Kurban Bayramı etkinliğine Kızılay Bursa Şubesi Başkanı Davut Gürkan da katıldı. Bizzat, kurbanların kesilmesi ve dağıtılması işlemleriyle ilgilendi. Bursalı hayırseverlerin katkılarını Karaçi’deki sel mağdurlarına kavuşturmanın huzurunu ve mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

Gürkan, yapılan hizmetle ilgili çok kısa bilgiler verdi;

“Karaçi’de hayırseverlerimiz sayesinde artık  ‘Dünyanın Veren Eli’ haline gelen Türk Kızılay ekipleri ile birlikte halkın biraz olsun yüzlerini güldürebilmek için bulunuyoruz. Kıymetli hayırseverlerimizin dini hassasiyetleri gözetilerek İslami koşullarda kesilen Kurbanlarımız, dünyanın 50 ülkesi ile birlikte buradaki halka da bayram sevincini yaşatıyor. Bu vesile ile merhameti ve iyiliği paylaşan, tüm dünyada yüzleri güldüren çok kıymetli hayırseverlerimize teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz.”

Evet, bayram sevinçlerini insanlara yaşatmak, onları mutlu etmek, edebilmek, hayır ve hasenatta bulunmak insanlara mutluluk veriyor. Hele, yapılan bu yardımların hedef noktalarına ulaşması, insanların sevinçlerinin bir arada yaşanması ise yardımseverlerin gönül rahatlığı ile daha fazla yardım yapmasının kapılarını açıyor.

Kızılay, ülkemizdeki muhtaç insanların yardımına koştuğu gibi, dünyanın pek çok ülkesindeki yaralarında sarılmasına merhem oluyor. Ben, Kurban Bayramı öncesinde Hilal Olsun kampanyasına katılan Bursalı bütün yardımseverleri kutluyorum. Kızılay Şube Başkanı Davut Gürkan ve yönetim kurulu arkadaşlarını kutluyorum. Bu uğurda geceli gündüzlü mesai harcayan Kızılay çalışanlarını kutluyorum.

Dünyanın neresinde olursa olsun, bir yetim ve bir öksüzün yüzünün gülmesi demek, insanlık ölmemiş denilmesine yol açar. Kızılay, kurulduğu günden bu yana gülen yüzünü esirgemeyen bir kurum. İnsanların akıllarında bir başka düşünce olmadan her türlü bağışta bulunabilecekleri bir kurum.

Etrafımızda birçok kişi var. Kurban Bayramı gelmeden önce “bağış” adı altında para topluyorlar. Sonrasında kesilen kurbanların derilerine talep oluyorlar. Sonrasında ise aldıkları bağışları, topladıkları derileri ne yaptıkları, elde ettikleri paraları, kazançları nasıl değerlendirdiklerini bilen yok. Soran yok. Soru sorulduğunda ise çirkinleşip saldıranlar bile var.

Benim tavsiyem, hepimizin bu insanlardan uzak durmayı başarması. Yüzyıllardır ülkemizde hizmet veren, depremde, sel baskınında doğal afetlerde, yangınlarda, her türlü sıkıntıda yanı başımızda bulunan Kızılay’a yardımcı olalım. Destek olalım.

Yaşasın Kızılay…