Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çocuklar

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2017 01:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2017 01:01

Kimi zaman Cennet kokusu, kimi zaman da dünyanın süsü olarak adlandırdığımız çocuklarımızın da bir günü var: Dünya Çocuklar günü. Ne yazık ki dünya çocuklar günü Birleşmiş Milletler tarafından her yıl kutlansa da dünyanın çeşitli coğrafyalarında çocukluğunu yaşayamayan çalışmak zorunda olan, işkence gören, tecavüze uğrayan, emeği çalınan, yetim bırakılan, okutulmayan o kadar çocuk var ki. Hatta bir araştırmaya göre dünyada çocukluğunu yaşayamayan çocukların sayısı 700 milyonu geçiyor. Neresinden bakarsak bakalım tam bir kara tablo.

Uluslararası Çocuk Günü fikri ilk olarak 1925 yılında Cenevre’de yapılan Çocukların Refahı için Dünya Konferansı'ndan sonra doğmuştur. 54 ülke katılımıyla gerçekleşen Konferans’ta Çocukların Korunmasına Dair Cenevre Bildirgesi kabul edilmiştir. Dünya Çocuk Günü adıyla çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar.

Uluslararası bu kuruluş, Birleşmiş Milletler Örgütü' nün kurulmasını izleyen yılda UNICEF' e dönüştü. UNICEF, "Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu"nun kısaltılmış adıdır.
Dünya Çocuk Günü evrenseldir. Birleşmiş Milletler Örgütü' ne üye bütün ülkelerde aynı günde kutlanır. Üye ülkelerin radyo, gazete ve televizyonlarında bu günün önemi anlatılır. Çocukların bakım ve korunmasının gerekliliği üzerinde durulur.

Bu konu ile ilgili olarak; birkaç gün önce Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu “1 Haziran Dünya Çocuk Günü” dolayısıyla mesaj yayımladı. Ataoğlu, mesajında, “Bu anlamlı gün vesilesiyle, farkındalık yaratmak, en değerli varlığımız olan çocuklarımıza güven içerisinde yaşayacakları bir gelecek sunmak için tüm bireyler, kurum ve kuruluşlar, olarak işbirliğiyle çalışmamız gerekiyor” dedi.

Son yıllarda dünya geneline bakıldığı zaman çocuklar açısından güzel bir tablo bulunmadığını kaydeden Ataoğlu, savaşlar ve silahlı çatışmalarda hayatını veya ailesini kaybeden, kötü muameleye maruz kalan, mülteci konumuna sokulan, açlık ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren milyonlarca çocuk bulunduğunu dile getirdi.

ÇOCUK İŞÇİLİĞİ

“Çocuk işçiliği” çoğu kez çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler olarak tanımlanır.

En aşırı biçimleri düşünüldüğünde çocuk işçiliği çocukları köleleştirir, ailelerinden ayırır, onları ciddi tehlikelerle, hastalıklarla karşı karşıya bırakır, çok küçük yaşlarda büyük kentlerin sokaklarında kendi başlarının çaresine bakacak duruma düşürür. Belirli “çalışma” biçimlerinin “çocuk işçiliği” sayılıp sayılmayacağı çocuğun yaşına, yapılan işin türüne ve aldığı zamana, gerçekleştiği koşullara ve ülkelerin bu alanda gözettikleri hedeflere bağlıdır. Dolayısıyla yanıt hem ülkeden ülkeye hem de belirli bir ülkede sektörden sektöre farklılık gösterir. Dünyada çalışan çocukların sayısı 2000 yılından bu yana üçte bir azalarak 246 milyondan 168 milyona inmiştir. Bu çocukların yarıdan fazlası, yaklaşık 85 milyonu tehlikeli işlerdedir (bu sayı 2000 yılında 171 milyon idi).

Çocuk işçi sayısının en fazla olduğu bölgeler bugün de Asya ve Pasifik’tir (hemen hemen 78 milyon ya da toplam çocuk nüfusun %9,3’ü). Bununla birlikte, Sahra Güneyi Afrika çocuk işçiliğinin en yaygın görüldüğü bölgedir (59 milyon, %21).

Çocukları korumak, geleceği korumaktır. Onların haklarını korumak her medeni insanın asli görevidir. Çocukları koruyalım ve sahip çıkalım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.