Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çocuğun sosyal gelişimine ebeveynlerin yansıması

Yazının Giriş Tarihi: 07.11.2020 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.11.2020 00:04

SIK KARŞILAŞILAN EBEVEYN TUTUMLARI

Okul öncesi dönemde çocuğun yaşamındaki en etkili sosyalleştirme kurumu ailedir. Anne ve babanın ve aile içindeki diğer bireylerin çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içindeki yerini belirler. Çocuğa yöneltilen davranış ve ona karşı takınılan tavır bu ilk yaşantıların örülmesinde büyük önem taşır.

Çocuğun gelişiminde ailenin en etkili yardımları

· Aile grup içinde dengeli bir birey olabilmesi için çocuğa güven duygusu aşılar.

· Onun sosyal kabul görmesi için gerekli ortamı hazırlar.

· Sosyalleşmeyi öğrenebilmesi için kabul edilmiş uygun davranış biçimlerini içeren birey modeli oluşturur.

· Sosyal açıdan kabul edilmiş davranış biçimlerinin gelişmesi için rehberlik eder.

· Çocuğun yaşam ortamına uyum sağlarken rastladığı sorunlarına çözüm getirir.

· Uyum ve gerekli olan davranışla ilgili sözlü ve toplumsal alışkanlıkların kazanılmasına yardımcı olur. · Okul ve sosyal yaşamda başarılı olabilmesi için çocuğun yeteneklerini uyarır ve geliştirir.

· Çocuğun ilgi ve yeteneklerine uygun arzuların gelişmesine yardım eder. Çocuğun gelişimini ailenin ne denli etkilediği ya da hangi tür etkilerin daha baskın olduğu başlıca 2 faktöre bağlıdır.

1) Ailenin ne tür bir aile olduğu.

2) Farklı aile üyelerinin etkisidir. Anne ve babaların çocuklarına karşı tavırlarını etkileyen başlıca faktörler

· Anne ve babanın zihinlerinde nasıl bir çocuk istedikleri konusunda daha doğmadan önce hayali bir çocuk kavramı oluşur. Dünyaya gelen çocuk anne ve babanın beklentilerine uygun olmadığı taktirde oluşan kırıklık sonucu anne ve babada reddetme tavrı gelişir.

· Toplumun kültürel değerleri, çocukları yetiştirme konusunda anne ve babaların tutumlarını etkiler. · Üstlendikleri ebeveyn rolünden haz duyan ve görevlerini gereğince yaptıklarına inanan anne ve babaların çocuklarına karşı takındıkları tavırlar, çocuklarını nasıl yetiştireceklerini bilemeyen güvensiz ve kendilerini yetersiz hisseden anne ve babaya oranla daha başarılı ve olumludur.

· Çocuklarını sayı, cinsiyet ve kişilik özelliklerinden memnun olan anne ve babalar, memnun olmayanlara oranla daha uygun tavırlara sahiptirler. Bunun dışında, anne ve babaların kendi çocukluk yıllarındaki deneyimleri şimdiki tutumlarında etkili olabilir.

EBEVEYNLERİN EN YAYGIN TUTUM VE DAVRANIŞLARI

· Aşırı koruma: Anne ve babanın aşırı koruması çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen göstermesi anlamına gelir. Bunun sonucu çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir. Bu bağımlılık çocuğun yaşamı boyunca sürebilir. Ve yetişkinliğinde aynı koruma duygusunu eşinden bekleyebilir.

· Hoşgörü sahibi olma: Anne ve babanın çocuklarına aşırı hoşgörü sahibi olmaları, çocukların bazı kısıtlamalar dışında arzularını diledikleri biçimde gerçekleştirmelerine izin vermeleri anlamına gelir. Böyle durumlarda çocuk evine yönelik birey olur. Eğer anne babasının hoşgörüsü normal bir düzeydeyse bu çocuğun kendine güvenen yaratıcı toplumsal bir birey olmasına yardım eder.

· Aşırı hoşgörü ve düşkünlük: Aşırı hoşgörü ve düşkünlük çocuğu bencil yapar. O daima diğerlerinin dikkatini çekmek ve kendisine hizmet edilmesini ister. Böyle çocuklar ev içinde ve dışında çok zayıf bir sosyal uyum gösterirler.

· Reddetme: Reddetme bir anlamda çocuğun bedensel ve ruhsal gereksinimlerini karşılamayı aksatarak ona düşmanca duygular beslemek şeklinde tanımlanabilir. Bu ortamdaki çocuk yardım duygusundan uzak, sinirli duygusal kırıklıkları olan diğerlerine özellikle kendinden küçük ve zayıflara karşı düşmanca duygulara sahip bir birey olabilir.

· Kabul etme: Anne ve babanın kabulü, çocuğa sevgi ve sevecenlikle ele alması biçiminde yansır. Kabul eden anne baba çocuğun ilgilerini göz önünde tutarak onun yeteneklerini geliştirecek ortam hazırlar. Kabul edilen çocuk genellikle sosyalleşmiş işbirliğine hazır, arkadaş canlısı, duygusal açıdan dengeli ve mutlu bir bireydir.

· Baskı altında bulundurma: Anne ve babadan birinin ya da her ikisinin baskısı altında kalan çocuk nazik dürüst ve dikkatli davranmasına karşın, çekingen başkasının etkisinde kolay kırılabilen, aşırı hassas bir kişilik yapısına sahip olabilir. Suçlayan, cezalandıran ve sürekli karışan anne babaların çocuklarının kolayca ağlayan çocuklar olduğu görülür. Baskı altında büyüyen çocuklarda genellikle isyankar tavır alışlarla birlikte aşağılık duygusu gelişebilir.

· Çocuklara boyun eğme: Çocuklarına boyun eğen anne ve babalar, evde onların egemenliğini kabullenen kişilerdir. Bu tür ailelerde çocuklar, anne ve babalarına hükmeder ve onlara çok az saygı gösterirler.Bu çocuklar yalnız anne ve babalarıyla yetinmeyip, zamanla ev dışındaki kimselerede egemen olmanın yollarını arayan bireyler haline dönüşürler

· Çocuk ayırt etme: Bütün çocuklarını eşit düzeyde sevdiklerini söylemelerine karşın kimi anne ve babaların bazı çocuklarını çok sevdikleri gözlenmektedir. Böyle durumlarda anne ve babalar sevdikleri çocukları diğerlerinden ayırarak onları kayırırlar. Aşırı sevgi gören bu çocuklar, daha çok anne ve babalarıyla oyun oynamayı yeğlerken akranlarıyla ilişkilerinde saldırganlık ve baskıcı bir tavır içindedirler.

· Anne ve babanın uyguladığı disiplin: Anne ve babaların uyguladıkları tüm disiplin yöntemlerinin seçiminde, kişisel deneyimleri kadar, yakın çevrelerinde etkisi görülmektedir. Anne-baba-çocuk ilişkisi çocuk yetiştirme ve ona uygulanan disiplin yöntemiyle yakından ilişkilidir. Aşırı sert ve otoriter bir disiplin yöntemi olumsuz ve itaatsız çocukların yetiştirilmesine neden olacaktır. Çocukların bu olumsuz davranışları anne-baba-çocuk ilişkisinin, gelişim basamaklarında daha da bozulmasına yol açar. Bundan başka anne ve babalarının uygun bir yetiştirme ve disiplin yönteminde görüş birliğinde olmadıklarına inanan çocuklar, onlara karşı sevgi ve güvenlerini yitirmeye başlarlar. Sert ve otoriter bir baba, çocukta olumsuz tavırların oluşmasına ve onun uyumsuz bir birey olmasına yol açabilir.

· Duygusal etkileşim eksikliği ve dağılmış aile: Aile içindeki duygusal etkileşimin azalmasında bir çok faktör etkili olabilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.