Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Büyüyen tehlike

Yazının Giriş Tarihi: 23.01.2022 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2022 00:03

Çevre kirliliğinin önlenememesi nedeniyle ekolojik dengenin bozulduğu hepimizin malumu.

Çevre kirliliğini tetikleyen birçok etken var. Ancak bunların içinde en etkili olanlardan biri kimyasal kirlilik!

Bilim insanları kimyasal kirliliğin, insanlık için güvenlik duvarını geçtiğini bildiriyor.

Yapılan son araştırmalara göre, kimyasal kirliliğin artık "gezegen sınırını" aştığı belirlendi.

Bu konuda yapılan bir araştırma ulusal basında yer aldı. Araştırmada şu ifadelere yer veriliyor;

“Dünya gezegeni üzerine yapılan insan kaynaklı değişikliklerin gezegeni son 10.000 yılın istikrarlı ortamının dışına ittiği anlamına geliyor. Uzmanlara göre dünyayı saran Kimyasal Kirlilik kokteyli artık insanlığın yaşamı için bağlı olduğu küresel ekosistemlerin istikrarını tehdit ediyor!

En yüksek endişe kaynakları arasında tarımda kullanılan böcek ilaçları, endüstriyel bileşikler ve antibiyotikler dahil olmak üzere 350.000 sentetik kimyasalın yanı sıra plastikler de bulunuyor.

Plastik kirliliği artık Everest Dağı'nın zirvesinden en derin okyanusların dibine kadar her yerde bulunurken PCB'ler gibi bazı toksik kimyasallar uzun ömürlülükleri ve yaygınlıklarıyla dikkat çekiyor.”

Maalesef durum her gün daha kötüye gitmekte.

Bütün Dünya’da toplumsal duyarsızlık had safhada.

Oysa bu gidiş durdurulamazsa önce bizi, sonrasında da gelecek nesilleri büyük çevresel felaketler bekliyor!

EKOSİSTEM DENGELERİ BOZULUYOR

Kimyasal kirlilik, tüm yaşamı destekleyen biyolojik ve fiziksel süreçlere zarar vererek Dünya'nın sistemlerini tehdit ediyor. Örneğin, tarımda kullanılan böcek ilaçları, ana hedefleri olmayan birçok başka böceği de yok ederek tüm ekosistemin ve dolayısıyla temiz hava, su ve gıda dengesine zarar veriyor.

Araştırmayı gerçekleştiren ekip adına konuşan Stockholm Direnç Merkezi'nden (SRC) doktora adayı araştırma görevlisi Patricia Villarrubia-Gómez, "1950'den bu yana kimyasal üretiminde elli kat artış oldu ve bunun 2050 yılına kadar tekrar üç katına çıkması bekleniyor. Toplumların üretip çevreye yeni kimyasallar salma hızı, insanlık için güvenli bir çalışma alanı içinde kalma hedefiyle tutarlı değil,” diyor.

BUNA KARŞI NE YAPILABİR?

Değişimin mümkün olduğunu dile getiren uzmanlar örnek olarak bizi zararlı ultraviyole ışınlarından koruyan ozon tabakasını tahrip eden CFC kimyasalları gibi bazı tehditlerin önlenmesinde büyük ölçüde başarıya ulaşılmasını gösterdi.

EN İYİSİ KENDİMİZDEN BAŞLAYALIM.

Çözüm için sürekli birilerinin bir şeyler yapmasını beklemek problemi daha da zorlaştırıyor. Bunun yerine bireysel olarak yapabileceklerimiz var ve istersek bunları gerçekten yapabiliriz.

Örneğin evlerimizde iş yerlerimizde, okullarımızda su, elektrik gibi doğal kaynaklarımızı bilinçli kullanalım, asla israf etmeyelim.

Atık pilleri kesinlikle belediyelere veya bertaraf firmalarına teslim edelim, evsel yağ ataklarını lavabolara dökmeyelim, en önemlisi çocuklarımızı gerek aile içinde gerekse okullarda çevre bilinci kazanması için eğitelim, tıraş olurken lavabonun musluğunu sürekli açık tutup suları israf etmeyelim.

Bunlara benzer daha birçok şey yapılabilir. Bu “küçük ve basit” şeyleri milyonlarca insanın uygulamaya başladığını düşünelim. İşte o zaman çevresel tehditlerin önemli ölçüde azaldığını göreceğiz.

Yeter ki bireysel olarak işin farkında olalım ve sorumluluklarımızı yerine getirelim.

Birileri nasıl olsa bir şeyler yapar düşüncesinde olup bireysel olarak hiç adım atmazsak büyük çevre felaketlerine davetiye çıkarmış oluruz.

Tüm okurlarıma sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.