Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bursa’yı sel aldı

Yazının Giriş Tarihi: 24.06.2020 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.06.2020 00:02

Bilanço çok mu çok ağır. 5 ilçe, 43 köy ve 6 vatandaşımız kayıp oluşu. Milyonlarca liralık tarım alanındaki ürün zararı.

Bu hesaplama, Kestel, Gürsu, Yenişehir, İznik, Orhangazi ilçelerinin köylerinde meydana gelen yağmur ve sel felaketinin ortaya çıkardığı durum. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaşanılan afet nedeniyle zarar gören aileler için Afad kanalıyla her birisine 5 bin lira karşılıksız yardımda bulunulacağını duyurdu.

Gıda, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, zarar gören köylerin Orman köyü statüsünde olması nedeniyle kendilerine 2 milyon lira hibe yardımı yapılacağını ifade etti.

Bursa valiliği, yağmurla oluşan selin yaptığı tahrifatın temizlenmesi ve zarar belirlenmesi çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

Başta, Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilçe belediyeleri ellerinden gelen yardımları sürdürüyor. Çevre illerden, örnek Kocaeli’den de iş makinası desteği geldi.

DSİ, Köy hizmetleri, Karayolları gibi Bayındırlık hizmeti veren kamu kurumlarının da araçları bölgede. İtfaiye ekipleri bölgede. Sağlık ekipleri bölgede. Kızılay, bütün ekipman ve yardım desteği ile bölgede.

Ben, olayların ilk başlangıç, tepe noktası olan Kestel Turanköy’den başlayıp, Dudaklı Narlıdere’ye kadar olan bölgeyi olaylardan sonra gezdim. Allah rahmet eylesin, 5 vefat eden vatandaşlarımızın naaşlarına ulaşıldı.  Kayıp bir kişinin ise aranmasına devam ediliyor.

Gördüğüm manzara şu; sel suları, köyleri harap etmiş. Tam bir kıyamet kopmuş gibi görüntü var. Evlerin içi sel suları ile dolmuş. Balçık ve çamurlar yaklaşık 2 metreye kadar evlerin odalarına kadar gelip dolmuş. Gölçük, Gölbaşı köyünde fazla nüfus yaşamadığı için, birde suların kış aylarında Gölbaşı Barajını doldurması nedeniyle bu köylülerimiz sel baskınları ve suların bir yükselip bir alçalması olaylarına karşı önlemleri alıyorlar.

Narlıdere, Dudaklı, Kayacık, köylerimiz ise durumları çok berbat bir görüntü denilecek kadar selden ve afetten nasibini almışlar.

Fakat, bu kez durum tam bir başka, dağların tepesinde oluşan sel suları, önüne ne kattılarsa sürükleyip, köylere, yerleşim alanlarına kadar sürüklemişler. Buralarda can ve mal kayıpları büyük. İnsanlar, kapılarının önüne park ettiklerini arabaların sürüklendiğini, sanki film izler gibi izlemişler. Evlerine dolan sulardan kendilerini kurtarabilme adına, üst katlara, balkonlara kaçışlarını anlatıyorlar.

Yağmurun yağma süresi yaklaşık yarım saat. Bu yarım saat içinde metrekareye düşen yağış miktarı, meteorolojik açıklamalara göre 80 ile 100 kilogram dolayında imiş. Yani süper hücre ismi verilen bir yağış türü.

Meteorolojik tanımlara göre süper hücre az yağışlı veya çok yağışlı olarak iki şekilde görülüyor.

Az yağışlı ve bol yağışlı süper hücreler genellikle farklı tip gök gürültülü fırtınaların hibritleşmiş biçimdir, klasik süper hücre ise süper hücrenin saf bir formu olarak kabul edilir. En klasik örneği saat yönünün tersine rüzgarlara sahip olan ve radarda virgül görünümlü Hook Echo adı verilen fırtına biçimidir. Virgülün kıvrıldığı yerde genellikle bir hortum bulutu bulunur. En şiddetli hortumlar bu fırtınaların altında oluşur.

Havanın nem oranına bağlı olarak çok farklı boyutlarda dolu yapabilmektedir.

Barbunya görünümüne sahip bol yağışlı süper hücre ise hava kütlesinin taşıdığı su miktarı olduğu koşullarda meydana gelir. Çok yoğun yağışlara sebep oldukları için görüş mesafesi oldukça düşer, bu yüzden bu fırtınaların hortumları çoğunlukla fark edilemediği için hortumlara bağlı ölümler en çok bu tip fırtınalarda görülür.

Köylerdeki durum felaket ve kıyamet görüntüsünü andırıyor.

Ben, Dudaklı köyüne yaklaşık 25 yıldır gitmemiştim. Selden ve afetten zarar gören bölgeler, benimde köyümün içinde bulunduğu alanlar. Çocukluğumuz ve gençliğimiz nerede ise bütün bu köylerin bahçe ve bahçelerinde geçti. Gölbaşı kenarında serinlemek ve piknik yapmakla geçti.

Bölgedeki tarlalarımızı suladığımız Aydere’nin etrafındaki yapılaşmaları görünce de tıpkı Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin de dediği gibi, dere yataklarına yapılan binaların böyle neticeleri getirdiğini düşünmeye başladım.

Yaşanılan olayları anlatacak kelimeler ve cümleler bulmakta zorluk çekiyor insan. Gerçekten de öyle. Ateş düştüğü yeri yakıyor. İnsanlarımız, başlarına gelen olaylardan mağdur. Ellerinden bir şey gelmediğini görmek de onları üzüntüye boğuyor.

Hepsine geçmiş olsun diyorum. Allah bir daha böylesine felaketleri, kıyamet alametlerini bizleri göstermesin ve yaşatmasın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.