Seçim öncesinde siyasi partilerin vatandaşlardan bir tek oy bile fazla alabilme adına yapmadıkları iş, söylemedikleri kelime kalmadı. Pek çok kişi, seçim tarihi yaklaştıkça, siyasiler arasındaki söylemlere karşı tepki göstermeye başladı. Özellikle, CHP’lilerin kendi yaptıkları iş ve hizmetlerle ilgili olarak başta Büyükşehir olmak üzere, merkezi hükümeti suçlar nitelikteki konuşmaları, vatandaşlar tarafından hoş karşılanmıyor.

Mahalli seçimlerle ilgili çalışmalar, ülkemizdeki genel seçim havasına dönüştürülmek isteniyor. Çünkü CHP ve diğer muhalif kadroların elinde, yerel hizmetlerle ilgili yapılan işler veya yapılan olumsuz konularla ilgili doküman yok. Bursa geneline baktığımızda, belediye hizmetlerinden halkın memnuniyeti yüzde 70’lerin üzerinde. Zaten, Cumhur İttifakını oluşturan AK Parti ile MHP oyları, bunlara destek olan ve siyasi parti üyesi olmayıp, “ben kentime hizmet edenlere destek olurum!” diye konuşan seçmenlerinde destekleriyle bu oran sandığa yüzde 50’lerin üzerinde yansıma yapıyor.

Bu durumu çok iyi bilen CHP, Bursa genelinde genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun getireceği enerji ve tepki oylarının CHP etrafında toplanmasına umut bağlamış durumdalar. Bu yüzden genel başkan Kılıçdaroğlu, 3 kez Bursa’ya gelecek. Daha öncede aday tanıtım için gelen Kılıçdaroğlu’nun mahalli seçimler öncesindeki Bursa ziyareti dört olacak.

Kılıçdaroğlu’nun ikinci ziyareti geçtiğimiz Perşembe günü gerçekleşti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uludağ yolunda çektiği tanıtım filminin ardından Nilüfer, Osmangazi, Kestel ve Gürsu ilçelerinde akademik odalar, STK temsilcileri, esnaf odaları, muhtarlar ve iş adamları ile buluşma toplantılarına katıldı. Yoğun geçen Bursa programına aynı gün ikinci kez gittiği Kestel ilçesinde son veren Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkan adaylarıyla birlikte çay bahçesinde sohbet etti. Tabi., bu sohbet sırasında, bir genç CHP listelerinde yer alan HDP’li adayları kastederek bazı sorular sordu. Kılıçdaroğlu’nun bu sorulardan rahatsız olduğu her halinden belli idi. Nitekim korumaları da kısa zamanda soru soran genci, genel başkanın etrafından uzaklaştırdılar.

CHP’li yöneticiler bu olayı, ferdi bir saldırı olarak nitelendirdi. Bazıları ise, seçim öncesindeki bir provokasyon olduğunu anlattı. Ne olursa olsun, genç bir seçmenin bir genel başkana bu konuda tepki göstermesi bana göre demokrasi adına ve seçmenlerin konuya yaklaşımı adına mutlu eden bir olay. Sanırım, CHP’nin pek çok tabanı bu olaylardan rahatsız.

Gelelim, Kılıçdaroğlu’nun Bursa’daki çalışmalarına. İyi Parti il Başkanı Yahya Bahadır, ittifak gereği CHP liderinin yanında bazı programlara katıldı. Diğer yöneticilerin ise ilgi göstermediği gözlemlendi. Yine, CHP tabanından bu ziyaretle ilgili genel başkanın programlarına katılımın az olması dikkat çekti.

Nitekim genel başkan ve yakın çevresinin Bursa’da bir isteksizlik hissettiği konusunda kulağımıza bilgiler geliyor.

Peki, nedir bu isteksizlik?

Seçimler öncesinde siyasi partilerde, aday listeleri yapılırken veya meclis üyesi listeleri yapılırken, aday olup listelere yazılmayanların parti küskünü oldukları bilinir. Senelerce siyaset sürecinde bu olayları hep yaşadık. Yaşıyoruz. Bu kez CHP saflarında listelere ve adaylara yönelik itirazlar çok yüksek sesle yapıldı. Hala devam ediyor. Bir takım adaylarında Seçim Kurulu tarafından adaylıklarının düşürülmesi, örgütte moral ve motivasyon düşüklüğü getirdi. Genel merkezde kaynayan kazanın ısısı ve buharı ülkemizin etrafına yayıldı. Yerel örgütlerde de aday listeleri veya sen-ben tartışması yüzünden de seçim çalışmalarına katılım istenilen ölçülerde olmuyor. Her ne kadar, seçmene moral depolama adına bir takım söylem ve algı yöntemleriyle halkın ve vatandaşların kafaları karıştırılmak istenirken, Bursa’ya gelen genel başkanın “örgütte isteksizlik hissetmesi” CHP açısından en çok tartışılması gereken bir durum. Belediye başkan adayları ile ilçe yönetimleri, il yönetimleri arasındaki mesafe, genel başkan olsa bile seçim çalışmalarına yansıyor.

Peki, Kılıçdaroğlu Bursa’da ne gibi mesajlar verdi?

Birinci mesaj parti içindeki küslüklerin giderilmesi istemi. Galiba bu konuda yaraların sarılması çok zor gözüküyor. Zaten, isteksizlik de bu küslük ve “ben bilirim” diye diretilmesinden kaynaklanıyor.

İkincisi, adaylar ile örgüt arasındaki mesafe.

Bu durum., seçim kazanılmasına değil, oyların daha fazla kaybedilmesine yol açabilir.

Üçüncüsü, seçmenlerin parti ayrımı yapmadan, muhalefet adaylarına destek vermelerini istemesi. Yani, Millet İttifakı olarak CHP ile İYİ parti arasında ittifak yapıldığını, SP ile dirsek temaslarının sürdüğünü, diğer siyasi yapı ve görüşlerle de sandıkta birleşme olacağını söylemesi. Bu sandıkta birleşme konusu, HDP ile yapılan ittifakın açıklaması anlamına geldiğini seçmenlerin yorumlarından anlıyoruz. Ki, parti yönetimleri de zaten sandıktaki oyların birleşmesi adına, HDP kökenli bazı kişileri belediye meclis üyesi listelerinde, seçilebilecekleri sıralara koymuşlar.

Kestel ilçesinde bir gencin tepki göstermesi de sanırım bu sandık birleşmesi konusu. Bu durumu, CHP içindeki bazı kesimler içlerine sindiremiyor ve yüksek sesle de bu durumu dile getiriyorlar. CHP’ye destek veren ve Atatürk’ü siyasete alet etmeden gerçek fikir ve devrimleriyle seven vatandaşlar, HDP birlikteliğini içlerine sindirememişler. Cumhuriyet ve Millet sevdası olanların da durumları aynı.

CHP lideri 18 Mart ve 28 Mart tarihlerinde Bursa’ya iki kez daha gelecek. Hangi tarihte miting yapacağı belli değil. Birde CHP’nin miting mi yapacağı yoksa salon toplantılarıyla mı seçimlere hazırlanacağı konusunda ikilem var Bursa’da.

Tarih yaklaştıkça seçim heyecanı artıyor. Sonuç, 31 Mart’ta sandıklardan çıkacak oylarda saklı.