Bursa’nın turizm gelirlerinden aldığı veya alacağı miktarın çok az olması, ekonomik alanda ise yok denecek kadar az olmasının sebep0leri nelerdir, acaba bu sorunun cevabını kimler düşünüyor?

Etrafımıza şöyle bir bakalım.

Gerek bürokrat, gerekse siyasetçilerimiz Bursa’nın adını anarken, konuşurken epey güzel söyler söylüyorlar. Bursa’nın tarihi, kültürel, ekonomik, turizm dörtgeninde yaptıkları konuşmalarda haklılar. Ama, turizmin geliştirilmesine yönelik çalışmalarda ne kadar haklılar?

Kim ne söylüyor?

Kim ne anlatıyor?

Kim ne istiyor?

Kimler ne yapıyorlar?

İşte bu sorulara cevap verebilmek pek güç.

Çünkü, Bursa ve turizm denilence akla hemen verilen sözler geliyor. Çünkü, Bursa’ya gelen turist, eğer önemli bir rehber yoksa gezmiyor. Geçemiyor. Aracını park edemiyor. Kalacak otel bulmakta zorlanıyor.

Sonra da pek çok turist ve turist kafilesi “neden geldim ben buraya?” diye soru sorup, geldiği gibi geri dönüyor.

Etrafımda bulunan esnaf arkadaşlara bu durumu sordum. Esnafın tespitlerine göre turizmin önündeki en büyük engel, hatalı ve yetersiz tanıtım ile kent merkezinde, özellikle turistik bölgelerdeki otopark yetersizliği.

Kapalıçarşı esnafı aynı dertten muzdarip.Uzun çarşı esnafıı aynı dertten muzdarip.  Tarihi merkez sayılan Misi köyü aynı dertten muzdarip. Cumalıkızık aynı dertten muzdarip. Gölyazı aynı dertten muzdarip. İznik, aynı dertten muzdarip. İnegöl aynı dertten muzdarip. Bu merkezleri daha fazla sayabilirim. Sadece yabancı turistler değil, yerli turistler bile otopark yokluğu nedeniyle bu tür yerleri gidip gezmek istemiyorlar. Gelen misafirleri istemesine rağmen, “orada şimdi çok kalabalık vardır. Gidersek, trafiğe takılırız. Otopark yeri bulamayız. Boşu boşuna sinirlenip geri döneriz” diye cevap veren pek çok arkadaşım var.

Yine, turizm bölgelerine toplu taşıma hizmetleri yetersiz.

Peki, bütün bunları üst üste koyduğumuzda sizler Bursa’nın turizm pastasından payını alabileceğine hala inanıyor musunuz?

Yoksa, turizmle ilgili herhangi bir sıkıntı olması halinde birkaç etkili ve yetkilinin bir araya gelip toplanması, bazı projelerin açıklanması, sonrasında bu projelerin unutulması ve bir daha hiç hatırlanmayışına şahitlik edenler, acaba turizm açısından Bursa’nın nasıl ve nerede olduğunu düşünüyorlar?

Bana göre, Bursa ve turizm için yapılması gereken öncelikli işler, insanların tarihi ve kültürel mekanları rahatlıkla gezmeleri, otopark derdi olmadan, arabasını park etmesi halinde polisin başına gelip aracını çekici ile çekip gitmeden, ceza yazılmadan, yorulduğunda rahatlıkla oturup, çayını kahvesini içebileceği bir mekanların olduğu yer haline getirmeden Bursa turizmde hep yerinde sayar.

Rakamlara baktığımızda Bursa’nın turizm gelirlerinin az da olsa arttığından söz ediliyor. Artması gayet normal. Yaz aylarında Araplar geliyor. Sülale boyu Bursa halkının piknik alanları, gezinti alanları, bazı tarihi mekanlar, hatta şelale kenarları ve Uludağ’da bile öylesine yayılıyorlar ki, vatandaşların buraları gezmesi mümkün olmuyor.

Peki, biraz kafa yorarsak ne yapılması gerekiyor?

Öncelikle Bursa’yı yönetenlerin turizm konusunda radikal kararlar alması gerekiyor. Senin-benim adamın sözleriyle ve siyasi ikbal hesapları yapılarak turizm gezinti alanları belirlenirken çıkarların savaşmasının önüne geçilmesi gerekiyor. En önemlisi kent merkezinde ve turizm bölgelerinde, tarihi bölgelerde otopark derdinin sonlandırılması gerekiyor.

Yoksa, bizler turizmle ilgili her soru geldiğinde, çek-çaklarla cevaplar verip, öne sürülen projeleri unutup, sonrasında da “Bursa’ya turist neden gelmiyor?” diye kendi kendimize hayıflanıp, sonrada “Bursa  İstanbul’a çok yakın. Onun için paket tur içine alınmıyor” diye kendimizi avundurmaktan öteye geçemeyiz.

Sözün özü,Bursa’nın turizmin gelişmesi içi önce niyet sonra da icraat lazım Allah, tarihi, kültürel, doğal her türlhü güzellikleri vermiş. İnsanoğlu da gelmiş geçmiş dönemlere ait pek çok eser bırakmış. Yeter ki bizler bunun kıymetini iyi bilelim.