Göç, genellikle yerleşmek amacıyla bir yerleşim yerinden bir başka yerleşim yerine, bir ülkeden bir başka ülkeye gitme eylemi olarak tanımlanmaktadır. “Süreli ve süresiz” olarak iki şekilde görülebilen bu eylemi, göç edilen yer bakımından da “iç ve dış” göçler olarak iki ayrımla açıklamak mümkündür.

Göç en basit ve temel tanımıyla; insanların yaşadıkları coğrafyayı terk ederek başka bir yere taşınmasıdır. Bireysel veya toplumsal olabilen göçün; siyasi, dini, iklimsel, ekonomi, savaş ve sosyal olmak üzere birçok sebebi vardır. 

Sanayi ve Turizm  şehri  olan Bursa’ya göçün başlangıcı 1950 yıllarından bugüne kadar sürmüştür.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 04/04/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile kurulmuştur.

6458 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi Genel Müdürlüğün kuruluşunu düzenlemektedir.
Söz konusu Kanun, 11/04/2013 tarihli ve 28615 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı gün Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur

Göç ve Uyum ile ilgili TBMM de bir alt komisyon kurulmuştu, komisyon Başkanı ve komisyon  üye milletvekilleri geçtiğimiz günlerde Bursa’da sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ve Uludağ üniversitesi öğretim görevlileri ile bir toplantı düzenledi.

TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu,ve komisyon üyeleri milletvekilleri 09-13 ocak tarihleri arasında Bursa’da yaptıkları çalışmalarını sivil toplum örgütlerine ve gazetecilere anlattı.

Toplantıya Rudef Rumeli Dernekleri federasyonu Başkanı ve üye Derneklerin başkan ve yöneticileri,,Balgöç, Batı Trakya gibi balkan dernekleri başkanları ve yöneticileri,Uludağ üniversitesinden öğretim görevlisi Prof.Dr  Mefail HIZLI  katıldı.

 TBMM göç ve uyum komisyonu olarak yaptıkları çalışmalarda ülkemizde Bursa’nın en fazla göç alan şehirler arasında olduğunu ve 1950 yıllarından başlayan ve bugünedek süren göç ile birlikte Bursa’nın Balkanlardan gelen vatandaşlarımızın çoğunluğu oluşturduğunu ve bunun yanında Türkiye'de yaşayan Suriyelilerle ilgili yaptığı açıklamada, Bursa'da 160 bin civarında Suriyeli geçici koruma statüsünde yaşayan sığınmacı olduğunu anlatan Uslu, şunları belirtti:

Bursa'da 400 Suriyeli şirketin olduğunu ve bunların büyük bir kısmının yurt dışına ürün ihraç ettiklerini gördüklerini bildiren Uslu, buradaki Suriyelilerin şehir ekonomisine de olumlu katkı sağladığını sözlerine ekledi.

"Ayrıca Suriyeliler dışında Bursa'da ikamet izni ile yaşayan 50 binden fazla göçmen bulunmaktadır. Bunlar farklı maksatlar ile gelmişler. Bunların bir kısmı öğrenci, bir kısmı iş adamı, bir kısmı da fabrikalarda teknisyen olarak çalışıyorlar. Bursa yine Balkanlardan yoğun bir göç almış. 1950'li yıllarda ve 1980-90'lı yıllar arasında Balkanlardan göçmen almış, zaten bu göçmenler Türk soyluydu, onlar bizim parçamızdı ama Bursa'ya geldikten sonra şehirle bütünleşmişler ve Bursa modelini ortaya çıkarmışlar. Hem kültürel bir katma değer hem de ekonomik bir katma değer oluşturmuşlar. Buradaki bu örnek model ve örnek uygulamanın başka ülkelerde olmadığını görüyoruz. Hamdolsun biz devlet olarak şuanda 3,6 milyon Suriyeliye ev sahipliği, ensarlık yapıyoruz, onların temel ihtiyaçlarını gideriyoruz." 

 "200 bin civarında Suriyeli kardeşimiz dönmüş durumda"

Uslu, Suriye'deki iç savaşa dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Suriye'de hakikaten insanların can güvenliği tehlikede. Bugüne kadar 10 milyon Suriyeli yer değiştirmek zorunda kalmış ve 10 milyon Suriyelinin yaklaşık 1 milyonu hayatını kaybetmiş. Çocuk ve kadınlar hayatını kaybediyor. Bu süreçte biz de açık kapı politikası gereği sınırlarımızı açtık ve bugün Türkiye'nin farklı noktalarında Suriyeliler yaşamaktadır. Bizim nihai hedefimiz onların kendi ayakları üzerinde durmalarını ve üçüncü kişilere gerek duymadan yaşamalarını sağlamak ve en nihayetinde de Suriye'de huzur, barış ve güven ortamı sağlandıktan sonra kendi ülkelerine, yuvalarına, mahallelerine dönmelerini sağlamak. Bugüne kadar da 200 bin civarında Suriyeli kardeşimiz kendi ülkesine dönmüş durumda. Bu konuda dün Göç İdaresi İl Müdürlüğünden haber aldık. Bursa'dan da Suriye'ye dönen Suriyeliler bulunmaktadır." 

Fırat Kalkanı Operasyonu sonrası bölgenin güvenli hale geldiğini ve geri dönüşlerin başladığını aktaran Uslu, "Suriyeliler, en çok Cerablus başta olmak üzere El-Bab, Afrin bölgesine dönüşler yaptı. Özellikle Cerablus bölgesinde alt yapı hizmetleri konusunda Türkiye de destek verdi. Oradaki okullar açıldı. Sağlık ocakları, hastaneler açıldı ve gönüllü bir şekilde 200 bin Suriyeli oraya döndü. Türkiye'den dönen Suriyeli sayısı 200 bin. O bölgedeki insanların bir kısmi da Ürdün ve Lübnan'a farklı coğrafyalara gitmişti. 100 bin civarında Suriyeli de oradan o bölgeye doğru dönüş sağladı." ifadesini kullandı.

Uslu, göç, mülteci ve sığınmacı konularında farklı araştırmaların yürütüldüğünü belirterek, "Komisyon olarak da sahada yoğun bir araştırma yapıyoruz ve şunu görüyoruz, büyük bir kısmı dönecek. Yüzde 60-70'lik kısmı ülkelerine dönecek gibi gözüküyor. Bizim hedefimiz de nihayetinde bu insanların oraya dönmesi." dedi.

Bu sığınma hareketinin bireysel olmadığını dile getiren Uslu, "Bu sığınmacı hareketi kitlesel bir hareket. Kitlesel olarak o bölgedeki herkes, hiç kimse kalmayacak şekilde ülkemize geldi. Dolayısıyla biz o bölgenin de bundan sonra boş olmasını istemiyoruz. Orada huzur, güven ve barış olduktan sonra, alt yapı hizmetleri tamamlandıktan sonra bu insanlar da dönecektir. Biz de gönüllü geri dönüş mekanizmalarını hızlandıracağız." diye konuştu.