Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Serkan Işık İle Yapı Denetim Üzerine…

Yapı Denetim sistemi bilindiği üzere 1999 depreminden sonra o günkü hükümetin çıkardığı bir kanun ile Türkiye’de inşaat projelerinin proje aşamasından uygulama sahasında projeye uygun olarak imalatının gerçekleştirilmesini kontrol eden bir sistemdir. Bu konu üzerine Serkanlar Yapı Denetim Firma sahibi Serkan Işık Bursa Haber Gazetesi'ne önemli açıklmalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 14.12.2020 23:06
Haber Güncellenme Tarihi: 15.12.2020 13:58
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
Serkan Işık İle Yapı Denetim Üzerine…

ÖZEL HABER: BURHAN KAYA

Türkiye’nin önemli kentlerinden bir olan Bursa, göçün bol olduğu ve şehirleşmenin hızlı geliştiği bir il olarak karşımıza çıkmaktadır. Durum böyle olunca da yapılaşmada birçok sorun da baş göstermektedir. Sektöre baktığımızda Yapı Denetim Firmalarına büyük iş düşüyor.

En son İzmir depreminde binaların yıkılması ve 100 üzerinde vatandaşın hayatını kaybetmesi  gözleri yeniden yapılara, kentsel dönüşüme ve beraberinde yapı denetimlere getirdi.

Biz de Bursa’da durum nedir ? Yapı Denetim nedir ve işleyişi nedir? Çalışmaları ve sorunları neler? Bu konuda bir araştırma yaptık.

Bunun için de inşaat sektöründe 24 yıllık geçmişiy Yapı denetim sisteminde 18 yıllık deneyimiyle binaların güvenliğini sağlayan Serkanlar Yapı Denetim firmasının sahibi Serkan Işık ile, sektörleri, deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm hakkında  tüm merak edilenleri, soru ve sorunlarla bu konuyu irdeledik.

Serkanlar Yapı Denetim firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Işık, “2000 yılından sonra yapı denetim sitemine tabi olan tüm yapılarda deprem güvencesi  vardır” dedi.

Işık ayrıca, kentsel dönüşüm konusunda öncelikle vatandaşın iyi niyet göstermesinin önemine işaret ederek, bu anlamda toplumda ‘zihinsel bir dönüşüm’ oluşması gerektiğini belirtti.

Meslekleri hakkında bilgi veren Işık, “11 yıl belediye imar müdürlüğü yaptım. Denetim sektöründe de 18 yıldır çalışmaktayım. Yapı denetimlerin çıkışı 1999’daki Marmara Depremi’yle başladı. 2000 yılında bakanlığın talimatıyla benim de içinde bulunduğum bir grup depremin merkez üssü olan Gölcük’te incelemelerde bulundu. Ardında da bakanlık bize yapı denetim oluşumunun nasıl olabileceğini sordu. Yani bu işin temelinde bulunduğumu söyleyebilirim. Arından da yapı denetim sistemi 18 pilot ilde denenmeye başlandı. Yapı denetimlerin görevini kısaca anlatmak gerekirse; binayı bütün projeleri dahil topyekun denetliyoruz. Önce bütün projeler hazırlanır ve yapı denetime gelir. Kendi mesleğinde uzman personellerimiz var. Bunlar projeleri denetler ve yerine göre uygunluğunu ölçer. Yanlış olan bir şey varsa da düzeltilmesini ister. Değerlendirme kriterlerimiz; yapının olacağı zemine, belediyedeki imar durumu ile Çevre ve Şehircilik’in deprem yönetmeliğine göredir. Çözüm ve kontroller buna göre yapılır. Proje bittikten sonra düzeltmeler yapılır. Ruhsat başvurusunun ardından işyeri teslimi başlar. Bundan sonra artık bütün yük yapı denetimindir. İşyeri teslim çıktıktan sonra da ölçümler yapılır. Alt temel oluştuktan sonra demirden numuneler alınır. Belli standartlarda testler yapılır. Eğer uygunsa o demir kullanılır testten geçmezse değiştirilmesi talep edilir. Sonrasında yerinde imalat başlar. Betonlarda artık çip sistemi kullanılıyor. Bu konuda Bakanlık, ASELSAN ile anlaşma yaptı. Betonların çıkan tüm sonuçları önce ASELSAN’a sonra da bağımsız test kuruluşlarına gidiyor. Eğer değerler yeterli çıkmaz ise bu sonuçlara  hiçbir müdahale edilemiyor ve yerinde karot testine tabi tutuluyor.

 30. 11. 2020 tarihinden itibaren Beton Firmalarının karekod uygulamasına geçildi. Beton santralden çıktığı tarih itibariyle malzeme, tüm testleri, hangi ada-parselde kullanılacak ve müteahhidi kim gibi bilgiler YİBF numarası ile kayıt altına alınıyor. Kısacası bakanlık vatandaşın daha sağlıklı bir binaya kavuşması ve müteahhidinin kaliteli malzeme kullanmasını zorlayan bir sistem getirdi”  dedi.

HATAYA YER YOK!

Müteahhitlerden talep ettikleri düzeltmelerin yapılmaması durumunda ciddi yaptırımlarla karşılaştıklarını belirten Işık, “İnşaatlarda prizlerin yerinden, kullanılan kalıba kadar bizim sorumluluğumuzdadır. Biz bir hata gördüğümüzde müteahhide bunu düzeltmesi için ilk etapta 5 günlük süre tanıyoruz. Bu süreyi de ilgili idareye bildiriyoruz. Bu sürede hata düzeltilirse sorun yok. Şayet düzeltilmezse ilgili idaresine bir yazı daha yazıyoruz ve ‘dilekçeler müteahhit tarafından gerçekleştirilmemiştir’ diyoruz. Onlar da binayı denetletiyor. Bunun sonucunda ceza kesiyor hatta binayı yıkıyor” diye konuştu.

‘BAKANLIK ADINA ÇALIŞIYORUZ’

“Yapı denetim firmaları olarak tüzel kişiliğe sahibiz ama 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu’na göre bakanlık adına denetimler yapıyoruz” diyen Işık şöyle devam etti:

“Bizler bakanlık adına denetleme yapmaktayız. Denetlenmemiz de bakanlık tarafından yapılıyor. Yılda 2-3 kez denetlemeden geçiyoruz. Kağıt üzerinde değil aktif sahada denetleniyoruz. Yapı denetim firmalarının karşı karşıya olduğu yaptırımlar gerçekten çok ağır. Her yapı denetim firması 386 bin TL teminat veriyor. Eğer denetimlerimizde olumsuz bir durum olursa, teminatımızın yakılması ve iş alamama cezası gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalıyoruz. 1 yıl iş alamadığımız takdirde de ayakta durmamız çok güç. 01.01.2019 tarihi bizim mesleğimiz için milattır. Önceden herkes mal sahibi veya müteahhitten kendisi iş alıyordu. Hal böyle olunca da bazı esnemelere rastlanabiliyordu. Bakanlık da bu konuda adım attı ve havuz sistemi kurdu. 01.01.2019 itibariyle her türlü proje  havuz sistemine giriyor. Yapı denetim firmaları da o sistemden sırayla iş alıyor. Ayrıca Bakanlığın verdiği bir fiyatlandırma var. Farklı fiyatlar verilemiyor. Yani Bakanlık benim adıma denetleme yapan kişiler eşit olarak kazansın.”

Serkan Işık bu konuda sektörün bazı sıkıntılarından da söz etti:

“Yapı denetimler şu anda bakanlık birim fiyat kat sayı hesaplamalarında iyileştirme yapmak zorunda. Bugün zarar eden bir sektör konumunda olan yapı denetimciler, birim fiyatlarının iyileşmesi ve hesaplanan kat sayının arttırılması gerekmektedir. Türkiye’nin olmazsa olmazı olan yapı denetimlerin kar etmeleri noktasında desteğe ihtiyacı vardır” dedi.

Işık, “2018 yılı bu ülkede inşaatta durağan bir seviyede devam etti. 2019’da ülke rahatladı derken pandemi patladı ve yine olan inşaat sektörüne oldu. Hal böyleyken yaklaşık 2.5-3 yıldır her yapı denetim firması sahipleri çalışanlarını ve emek harcayarak kurulan firmalarını ayakta tutabilmek adına kredi çekerek ve ellerindeki birikimlerini ortaya koyarak ayakta kalmaya gayret gösteriyor. Ancak bugün çalıştıkları sektörde  bir kazanç elde edemedikleri zaman sürdürülebilirliği mümkün değildir. Bizim bir sözümüz var yapı denetimler ülkenin geleceğini denetliyor anlayışı ile baktığımızda Bakanlığın  sektörel olarak yapı denetimcilerin kazançlarını iyileştirmeleri gerekir”. dedi

‘TECRÜBE DİKKATE ALINMALI’

Sektörlerinde tecrübe sahipleriyle mesleğe yeni giriş yapanların belli kriterlerle ayrılması gerektiğini kaydeden Işık, “Yeni mühendis olmuş bir insan bazı konularda yetersiz kalabilir. Bu noktada sınıflandırma getirilmesini tavsiye ediyoruz. Çünkü tecrübe gerektiren binalar var. Mesela ben 16 yıldır yapı denetim uzmanı olarak çalışıyorum. Okulundan hastanesine pek çok yapıda imzam var. Benimle, işe yeni başlayan tabiri caizse sıfır bir kişi arasında fark olmalı. Malzemeyi, yapıyı henüz tanıyamamış bu kişiye 45 katlı bina verirsen ne yapar” dedi.

‘ZARAR DURUMUNDAN KURTARILMALIYIZ’

Sektörlerinin zorlu bir süreçten geçtiğini kaydeden Işık, “İnşaat sektörü 2018 yılında ülkemizde belki de son 50 yılın en büyük daralmasını yaşadı. 2018-2019 arasında firmalarımızı tamamıyla cebimizden finansa ettik. O sancılı süreçte Bursa ilinde 73 kişiden 47 aktif iş yapan yapı denetimci geriye kaldı. Havuz sistemi iş bazında geldi ve şu anda bu sistemde 103-104 kişi aktif. Bu sistemde tecrübeli-tecrübesiz ayrımı yok. Ancak bizim gibi firmalar konusunda uzman personelle çalışıyor. Haliyle masraflarımız da buna göre… Benim ayda 74 bin TL ile 80 bin TL arasında giderim var. Bunun karşılığında da ayda 10 bin metrekareye kadar iş almam lazım ki sıfıra sıfır çıkayım. Ama şu anda böyle bir şansımız yok. O sebepten de yeni açılan firmaların bizimle uzun soluklu yol yürüyebileceğini düşünmüyorum. Bu noktada bakanlık son üç ayda yapılan işlere bakmalı. İnternette sahibinden satılık yapı denetim firmaları görüyorum. Bu durumun önüne geçilmeli. Önceden yapı denetim firmaları Bakanlar Kurulu imzasıyla açıyordu. Ama günümüzde BTSO’dan ticari faaliyet alıp işe başlıyorsun yapıyorsun. Bu kadar basit oldu. Yapı denetim firmaları geleceğimizi inşa edip yarınlarımızı garanti altına alıyorsa, bu firmaların da zarar durumundan kurtulup kara geçmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘KENTSEL DÖNŞÜM’

Kentsel dönüşüm konusunda da görüşlerini sunan Serkan Işık, “Bursa’da kentsel dönüşüm hakikaten zor bir iş. Osmangazi Belediye başkan aday adaylığım döneminde sahada çok adımlar attık. Kentsel dönüşü ayrık nizamda yapmak çok basit. Önemli olan bitişik nizamda nasıl yapılabilir? Doğası, kuruluşu ve tarihi itibariyle Bursa yaşlı bir şehir. Osmanlı’nın kuruluşundan, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar çeşit çeşit yapılar var. Bir inşaat yapmaya çalışıyorsun Anıtlar Kuruluna veya Tabiat Varlığı’na takılıyorsun” dedi. Işık, bitişik nizamla ilgili konusunda uzman kişilerle bir çalışma yaptıklarını da belirterek, bu çalışmayı önümüzdeki günlerde bakanlığa sunacaklarını sözlerine ekledi.

Serkan Işık, Bursa’daki durumu açıklarken şuna dikkat çekmek istedi. “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa programlarında sürekli dile getirdiği konu bu kentin tarihine göre gelişmişlik seviyesinin sürekli hale geldiği ve bunun için kentsel dönüşümün önemine değindiğini”  hatırlattı. Bunun için sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ilin yerleşim alanları, kentin tarihine baktığımızda binaların yüzde 60’ı 2000 yılından önce yapıldığı görülmektedir. Hal böyle olunca da Bursa’da oluşabilecek bir deprem öncesi kentsel dönüşümlerin hızlandırılması gerekmektedir” dedi.

‘ÖNCE ZİHİNSEL DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞMELİ’

Dönüşümde öncelikli olarak vatandaşın niyetinin önemli olduğunun altını çizen Işık, “Cumhurbaşkanımızın doğru bir tespiti var… Vatandaş da burada iyi niyet göstermek zorunda. Devletin 81 ilde topyekun dönüşüm yapacak durumu yok. Dünyada hiçbir ülke de böyle bir işi yapamaz. Birinci öncelik vatandaşta kalıyor. Vatandaş öncelikle şunu bilecek; ‘benim binam depreme dayanıklı mı değil mi? 2 alternatif var; birincisi güçlendirme ikincisi kentsel dönüşüm… Eğer vatandaş binasını kendisi dönüştürecekse, devlet çok büyük imkanlar tanıyor. Bankalardan şu anki faizlerin 3’te 1’i kadar 1-3 yıl ödemesiz ve 5-10 yıla yayılan krediler alınabiliyor. Ayrıca Kira desteği de var. Yaklaşık 50 bin lira karşılıksız para veriyor. Şayet binayı müteahhit yapacaksa harç ve tapu masraflarından feragat ediyor ve yine 18 ay kira yardımında bulunuyor. Ama vatandaşlar 110 metrekare dairelerine karşılık 110 metrekare daire beklememeli. Müteahhitler de para kazanmak mecburiyetinde. Sen dersen ki evimin yüzde 30 veya 40’ından feragat ediyorum, müteahhit de buraya adım atar. Böyle bir düşünce olmazda devlet bir şey yapamaz. Kentsel dönüşümden önce, zihinsel dönüşüm yapılmalı. Vatandaş, ‘Ben çürük bir binada mı kalayım ya da belli haklarımdan feragat edip binamın yenilenmesi konusunda rahat uyuyacağım bir binada mı kalmalıyım’ sorusunu kendisine sormalıdır” diye konuştu.

‘1999 SONRASI YAPILAN BİNALAR GÜVENLİ’

99 sonrası yapı denetim sistemine tabi olan binaların deprem güvencesi olduğunu belirten Işık, “Ülkemizde 1999 yılı sonrası 2 büyük deprem yaşadık. Son olarak İzmir’de gönüllülük esasıyla 15 gün Bayraklı’nın bütün sokaklarında riskli bina tespiti yaptık. Bakanlığa talepte bulunduk. 1999 depreminden sonra yaşanan iki büyük depremin ardından yaptığımız incelemeler sonucu yapı denetim sistemine tabi olan binalarımızın sadece 2’sinde meydana gelen ufak tefek çatlaklar haricinde tüm binalarımız sağlam çıktı.  Önceden elinde keser olan herkes sahadaydı. Kimin ne yaptığı belli değildi. Artık konusunda uzman kişiler tarafından binalar denetleniyor. 2000 yılından sonra yapı denetim sitemine tabi olan tüm yapılarda deprem güvencesi olduğunu söyleyebilirim” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.