Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bursa dağ çileğini Amerika’da satıyoruz

Yazının Giriş Tarihi: 04.05.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.05.2021 00:00

Ülkemizde her ne kadar Covcid-19 salgını nedeniyle tam kapanma uygulaması ve insanların evlerinde kalıp “ne olacak bizim halimiz” diye düşüncelere kapılması yaşansa bile yapılan bazı işler ilerisi için umut veriyor.

Sağlık Bakanlığı gelişmelere oranla hasta sayısında ve vefat sayısında düşüşler görülmeye başlamasından dolayı umut dağıtıyor. Ama, kapanma sırasında iç göç ve sahillere akın eden insanlarımızın, evlerine geri döndüklerinde bizleri nasıl bir tablo beklediğine dair ip uçları verilmiyor.

Bunun yanı sıra, hastalıktan korunma amaçlı olarak son umut gözüken aşılamada epey ilerleme kaydedildi. Türkiye’nin geliştirdiği iki tip koronavirüs aşısının Temmuz veya Ağustos aylarında kullanıma sunulacağı açıklandı. Yine Rusya ile ortak üretim yapılacak olan aşının da haziran ayından itibaren uygulamaya geçirileceği ifade edildi.

Bu önemli gelişmelere ilave olarak içimizi rahatlatan bir başka haberde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkan vekili olan Murat Bayizit’ten geldi. Aynı zamanda ülkemizdeki Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayii Derneği Başkanı olan Murat Bayizit, organik tarımın gelişmesiyle üretimde önemli bir mesafe kazanan sektörün Güney Amerika ve Uzak Doğu başta olmak üzere yeni pazarlara açıldığını söyledi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Dış Ticaret Konsey Başkanı da olan Bayizit, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde Türkiye'nin çok popüler bir tarım ülkesi haline geldiğini belirtti. Tabi, bu işler öyle oturup, beklemekle olmuyor. Çalışmak lazım. İş yapmak lazım. Birde yapılan işte elde edilen ürünlerin pazarlanması, müşterisinin bulunması lazım. Bütün bunlar için güç ve kuvvet gerekiyor. Mesela, bundan 50 yıl kadar önce Bursa’nın Dağ İlçelerinde yetişen Çileklerin Amerikalıların masasında meyve olarak tüketileceğinin söylenmesine kimse inanmazdı.

Oysa şimdi, hem üretim hem de teknolojik gelişmeler, buna paralel gelişen iletişim ve kolay haberleşme sayesinde, bu inanmadığımız, inanamadığımız pek çok olay gerçek oluyor.

Tarım bakımından Türkiye’de olumlu neticelerin alındığını söyleyen Bayizit, "Avrupa bölgesinde İtalya, Polonya, Almanya gibi tarımda öne çıkan ülkeler, pandeminin hasat dönemine denk gelmesiyle üretimlerinde ciddi şekilde sıkıntı yaşadı. Akabinde Türkiye iyi bir pozisyon aldı ve bu dönemi daha az kayıpla geçirdi. Bizim marketlerimizde hiçbir gıda sıkıntısı, stok sorunu yaşanmadı" dedi.

Peki, Türkiye sadece Amerika değil Uzak Doğu, Japonya’ya kadar pazarlara nasıl girip, rakipleriyle rekabet edebiliyor?

Bunu bir örnekle açıklayan Bayizit, "Dağda yetişen kilogramı 5 liralık çileği fabrikaya getirip temizleyip dondurduktan sonra yaklaşık 1,5-2 Euroluk ürün haline getirebiliyorsunuz. Çilekleri hem donhdurup hemde kuruttuğunuzda kilogramı 30 dolarlık bir ürün haline gelebiliyor."

İşte, yapılaş iş ve elde edilen ürün ile getirisi ve hesabı, kitabı ortada.

Fakat bu iş bir kerelik değil, sürekli olmalı. Bunun içinde yapılması gerekenler var. Ham maddenin tarla boyutunun iyi organize edilmesi önemli ve ilk adım. Sözleşmeli tarım metodu, sürekli, planlı, ölçek ekonomisiyle üretim ve dönüm başı verimlilik, gelenekseli unutmadan entegrasyonla tarım tekniklerini kullanarak üretim önemli.

Önce iş ve üretim, sonrasında işe meyvelerin toplanması geliyor.

Murat Bayizit, bu konularla ilgili şu bilgileri verdi. Bir nevi yaşadıklarını ve karşılaştıklarını açıklamış oldu:

Organik üretimi artırınca aramıza yeni pazarlar katıldı. Güney Amerika bunlardan biri. Şili bizden ciddi miktarda dondurulmuş çilek alıyor. ABD organik çilek başta olmak üzere organik kiraz, karnabahar ve brokoli gibi ürünleri çekmeye başladı. 2-3 yıldır Avrupa Birliği (AB) ambargosundan da etkilenmiş olan Rusya'dan dondurulmuş gıdayla ilgili çok ciddi talepler gelmeye başladı. Oraya da çok ciddi dondurulmuş brokoli ve karnabahar ihraç ediliyor. Japonya, Güney Kore, Hong Kong'da, Asya-Pasifik'te yeni pazarlar bulduk. Oralara da üst düzey nitelikte ürünler satılıyor; dondurulmuş tane nar, portakal, limon, şeftali, bu ülkelere ciddi miktarda satılan ürünler haline geldi. Bursa siyah incirinin dondurulmuşuna da ciddi bir talep oluşmaya başladı.

Dondurulmuş gıdada hedef, Amerika pazarı. Türkiye'nin 2023 için 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Bunun 40 milyar doları tarımın ihracat hedefi. Şu anda 20,5 milyar dolardayız. Bunun içinde dondurulmuş gıdanın payı 150-200 milyon dolar. Dondurulmuş gıdada 2023 yılı için ihracat hedefimiz 500 milyon dolar. Yeni pazarlar ve mevcut pazarların gelişimiyle bu hedef daha sonra 1 milyar dolar sınırına çıkartılabilir.

Dondurulmuş gıdada geçen yıl yapılan 120 bin tonluk ihracat bu yıl 150 bin tonlara çıktı. Bu rakamlar çok düşük ve yükseltilmesi lazım. İhracatı artırmanın yolu da ham madde tarafının iyi organize edilmesinden geçiyor. Dondurulmuş gıda sektörü, sözleşmeli tarımı yüzde 20-25 kullanan bir sektör. Bunun yüzde 70-80 olması gerekiyor. Kooperatif ve üretici birliklerinin bu işte daha aktif ve sonuca yönelik çalışması gerekiyor.

Sektörün disiplinli ve örgütlü bir şekilde ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Bayizit, BTSO'da "Dondurulmuş Gıda, Taze Sebze Meyve ve Süt Ürünleri Üreticilerinin Uluslararası Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Projesi" kapsamında bir küme kurarak ticaret ve ihracatı artırmak için önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Türkiye Dondurulmuş Gıda Sanayicileri Derneği Başkanı Murat Bayizit’in Anadolu Ajansı kanalıyla yaptığı bu açıklamaların medyaya yer almasıyla bilgi sahibi olduk.

Sözün özü, çalışan başarılı olup kazanıyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.