Herkes, bu korona illetinin ne zaman başımızdan def olup gideceğini merak ediyor. Dünya ülkeleri bu mikroba karşı savaşırken, bir yandan da ekonomik açıdan dar boğaza giren halkın, milletin, insanların rahatlatılmasına yönelik çareler aranıyor.

Bütün ülkeler kendilerini tecrit etti. Kapılar kapandı. Ulaşım durdu. İnsanı yardım ve gıda maddeleri hariç nerede ise ülkeler arasındaki ticaret durdu. Dünyanın dengesi bozuldu. Pek çok ülke, tıpkı bizim ülkemizde uygulandığı gibi sokağa çıkma kısıtlaması yüzünden insanların ev hapsine girmesine yol açan kararlara imza atıyor.

Amaç, bir an önce bu illetten kurtulmak.

İnsanlarımız ise bazen vurdumduymaz oluyorlar. Sokağa çıkma kısıtlamasının ne için uygulandığını tam olarak idrak edemeyen maalesef, kanun ve kural dinlemeyen insanlarımız var. Birde, denetimle ilgili sıkıntılar var. Güvenlik güçleri daha çok ana caddeleri tutmuşlar, ara yollara bakan yok. Vatandaşların yaptığı bazı şikayetlerle ilgili ise özellikle polis bölgelerindeki denetimlerle ilgili şikayetler gelmeye başladı.

Polise, “sokaklarda insanlar var” şikayeti yapılmasına rağmen, “geliyoruz” diyen polislerin gelmedikleri iddia ediliyor.

O zaman, neden böyle bir kısıtlama uygulanıyor? Diye soran vatandaşlarımız, bu konularla ilgili daha fazla ciddiyet bekliyorlar. Bende, buradan ilçe kaymakamları, valiler ve polis müdürlerine aynen bu konuyu iletiyorum. Takipçisi de olacağım.

Gelelim, koronavirüsle ilgili ev hayatlarına. Biraz da kendimizi teselli edelim. Bugünlerin gelip geçeceğini ve bizimde eskiden olduğu gibi yine mutlu ve sağlıklı bir yaşam süreceğimize olan inancımızı tekrarlayalım.

Gelişmelere şöyle bir bakalım. Koronavirüs tehlikesi başladığı günden itibaren, hayatımızda, yaşantımızda neler değişti?

1. Dünyadaki süper güçlerin Suriye’deki savaşı bitti gibi. Çatışmalar kesildi. Suriye gündemden çıktı, korona baş köseye yerleşti.

2. İsrail Filistin’e eskisi gibi saldırmıyor.

3. İtalya, İspanya, Almanya İngiltere Fransa ve medeni Avrupa çöktü. Bu ülkelerin sağlık sistemine dünya sıfır notunu veriyor.

4. ABD çaresiz. İnsanlar ölüyor, süper güç sadece seyrediyor.  Çinliler artık kedi köpek yarasa böcek yemiyor

5. Lüks tatiller bitti. Herkes evinde bekliyor. Turizm sektörü çareler arıyor.

6. Alışveriş çılgınlığı bitti. AVM’lerin kapısına kilit vuruldu. Buna rağmen internet sitelerinin alış veriş tutkunlarına derman oldu. Kargolar, evlere internet alış verişinden alınan malları taşıyorlar.

7. Sokaklarda içki içenler bitti. Park ve bahçeler insanların kullanımına geçici olarak kapatıldı. Yine de kurallara uymayanlar var.

8. Fuhuş bitti. Sokak başlarında bekleyen kadınlar, sokağa çıkamaz hale geldiler. Birde hastalık bulaşması korkusu var.

9. Kumarhaneler, pavyonlar, meyhaneler kapandı.

10. At yarışı, bahis vs. Bitti. Halkımız, parasını kumar ve şans oyunlarına yatırmaktan imtina ediyor. Bir nevi zorunlu tasarruf yaşanıyor.

11. Temizlik ve hijyeni öğrendik. Elimizde tuttuğumuz her yerden temizlik adına şüphe duyar olduk. Yeniden, “temizlik imandan gelir” ata sözümüzü hatırladık.

12. Aile içi iletişimi düzene soktuk.

13. Pek çok lüzumsuz harcama frenlendi. Aile bütçesini düzene soktuk.

14. Sağlıklı beslenmeyi ve düzenli uyku uyumayı öğrendik.

15. Her insanın ölümlü olduğunu zengininde, fakirinde Allah katında eşit olduğunu bilmeyenlere öğretti.

16. İnsanlığı maneviyata döndürdü. Camilerimiz başta olmak üzere ibadet yerleri kapalı olmasına rağmen, vatandaşlarımız evlerinde kendi imkanlarıyla ibadetlerini yapıyorlar.

17. Her türlü israfın önlenmesini sağladı. Açık büfe kahvaltılar v. b. israflar bitti.

Şimdi soruyorum; bu kadar olumlu şeyi, birkaç ay içinde hangi yönetim, hangi siyasi güç başarabilirdi?

Cevap; hiçbir iktidar, hükümet, böylesine önemli kararları alıp, halkın, vatandaşların evlerine kapalı tutulması uygulamasına geçemezdi. Kimse de ölüm korkusu olmasa kararlara uymazdı…..