Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bir Papaz'ın Hatıra Defteri

Yazının Giriş Tarihi: 05.04.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.04.2021 00:01

Geçtiğimiz hafta evimize kargo ile gelen dört adet kitap vardı, kitap değerli büyüğümüz Bursa'nın yaşayan en eski Milletvekili, en eski köşe yazarı ve yaşayan en yaşlı ikinci Avukatı Sayın Ertuğrul Mat tarafından yollanmıştı. Büyük emekler verilerek hazırlanan kitabın adı

''BİR PAPAZ'IN HATIRA DEFTERİ'' Yazarı ise merhume Atiye Keskin (Kubanlı' kitapta Müslüman Türk bir Babadan ve Hristiyan Fransız Anne den doğan İstanbullu bir çocuğun hikayesi anlatılıyor. Daha çocuk yaşta dünyayı, evreni, insanı, yaşamı sorgulayabilen zeki bir çocuğun yaşamı var. Sultanahmet meydanında bir idam mahkumunun cezasının infazını iki arkadaşıyla birlikte izleyerek, belki de hayatının en ağır travmasını geçiriyor. Gece yarısı kitabı elimize aldığımızda bitirene kadar bırakamadık ve sabahı yapmış olduk.

Kitabın basıma hazırlanması için yazar merhume Atiye Keskin'in (Kubanlı) kızı Emirhan Keskin Erşan kitabın Annesinden kendisine yayımlanması için emanet olarak bırakıldığını ifade ederken. ''tam umutsuzluğa düştüğüm de, Annemin sık sık söylediği ''İNANIYORSANIZ MUHAKKAK GALİP GELECEKSİNİZ'' Al'i İmran suresi 139. Ayetini hatırladım ve kendimi yeniden toparlayıp Sayın Ertuğrul Mat'ı arayıp büyük destek aldım Ertuğrul beye çok teşekkür ediyorum.''

MAVİ BABA

Yetimhane de büyüyen çocukların taktığı lakap ile Mavi baba nın hikayesini okurken aldığımız notları da yazımıza ekleyeceğiz, Muhafazakar yönün yüksek olduğu ülkemizde kitabın başlığına bakıp önyargı ile burun kıvıranlar olabilir, onlar da elbette bu önyargıları ile tarih çöplüğünde hiç iz bırakmadan silinip gideceklerdir..

BİR PAPAZ'IN HATIRA DEFTERİ

Rüyam da tanımadığım, hiç bilmediğim bir yerdeyim, kubbeli, oymalı, aydınlık bir oda da oturan birini herkes ziyaret ediyormuş, ben de giriyorum yerlere kadar eğilip kendimi tanıttıktan sonra

-Ah bilseniz bazı şeyleri o kadar merak ediyorum ve bunların cevaplarını düşünmekten o kadar çok yoruluyorum ki?

-Ben Merkez efendiyim oğlum, Başağa bir sap, sapa bir kök, köke toprak taneye değirmen, değirmene su ve değirmenci gerek, her şey yerli yerinde merkezinde.

Her şey senin düşüncene göre aynı olur mu? Bu neden paşa, bu neden uşak, bu neden kanarya, bu neden zehirli akrep? deme. Bunların hikmetini akılla değil, aşkla çözmeye çalış. Aklin algısı suyun içindeki sopayı kırık gösterir. Bilgi bu kırıklığın sebebini bilir, aşk bu kırık görüntünün neden böyle olması gerektiğinin perdesini aralar. (Merkez efendi 1463-1552 Manisa da yaşarken 40 çeşit baharı karıştırıp mesir macununu bulan Mutasavvıf, Alim, Hekim.

Papazlar, Hahamlar, Hocalar çoğunlukla cübbeleri ile gezmeyi tercih ediyorlar, bana kalırsa halkın dine olan saygısından istifade etmek için bu yolu seçiyorlar. Büyük bir kütüphaneye gittiğim de elime Muhyittin Arabi'nin bir kitabı geçti diyor ki ''Kalbim her sureti içine alabilecek hale geldi, onun için bazı Ahular otlağı, bazen rahipler manastırı, bazen tavaf edenlerin Kabe'si bazen müminlerin evleridir. Bazen Tevrat levhaları, bazen Kur'an sahifeleridir. Benim dinim sevgi dinidir. Onun kervanına katılmışım onun ardından gidiyorum'' diyordu.

Hayvanlar alemi hak, hukuk, günah, sevap, doğru, yanlış tefrik etmek şuurundan yoksun olarak yaratılmış ama yirminci asırda medeniyetin bütün ilerlemesine rağmen insanların hayvanlar aleminin sorumsuzluğuna doğru kayması acı bir gerçek . Zerdüşt ne güzel söylemiş: Hislerine mağlup olmuş çürük ahlaklı ve karıştırıcılarla dolu büyük bir şehir olsa da tükürülmeye değer.

İnsan ruhunu sorgulayan Mavi baba, doktoru ile bu konuyu konuşup tartışırken kitabın alt kısmında bir nevi cevabı not olarak verilmiş sayfa 151 de ''İsra suresi 85 Ayet: Ve sana ruhtan sorarlar, De ki Ruh Rabbimin emrindendir. Ve size ilimden sadece az bir şey verilmiştir.''

Sorgulama yeteneğini çocuk yaşta kazanmış olan küçük Halit, Türk babasının vefatı sebebiyle, Hristiyan dinine mensup Fransız Annesi tarafından Papaz okuluna verilmesi ile tüm dünyası değişen bir hayatı okuyoruz, yaşanan olaylarda farklı din ve kültürler arasında gel gitler , travmalar, acılar bir insanı ne kadar etkiler, hastane olayları gördüğü akıl hastaları ve sohbet ettiği derinliği olan hastalar ve acı hikayesini gözlerimiz yaşayarak okuduğumuz Kırımlı Türk Buğra Alp Giray'a ne kadar üzülsek azdır.

Ve kitabın finalinde Hakikat yolculuğuna çıkan Papaz Henry'nin (Halit) rüyasında Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed'i (SAV) görmesini kitapta okumanızı tavsiye ediyorum.

Yazar Merhume Atiye Keskin'in (Kubanlı) nın dünya genelinde yaptığı çalışmaları da okuyup takdir edeceksiniz ve okudukça duruşu, görüşü ve tavrına hayranlığınız artacaktır

Şeyh Bedrettin'in İdam sehpasında neden rengin sarardı? sorusuna Mehmet Çelebi'ye dediği gibi ''Güneş batarken sararır'' Ve yüzyıllar sonra Gemlik adliyesinde Atiye hanımın eşi Av Mustafa Kemal Keskin ağlayarak hakime aynı cümleyi trafik kazasında kaybettiği eşi için gözyaşları eşliğinde dudağından hıçkırarak söylüyordu.

BİR APAZ'IN HATIRA DEFTERİ kitabını mutlaka okuyun, her okur kendinden bir şeyler bulacaktır. Kitabın oluşmasına katkı koyan emek veren Emirhan hanıma, Ertuğrul Mat'a Atiye hanımın çocukları ve torunlarına teşekkür ediyorum.

.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.