1986 yılı Hipodrom da ikamet ediyoruz, cuma veya cumartesi günleri her hafta iki dolmuşa binip Fatih mahallesi dolmuş durağı yanında ki kuaföre gidiyorum, ensede saçların uzun bırakıldığı bir moda akımı var o yıllarda, eh bizim kömür karası saçlar gayet gür, bakım yaptırdık mı konuşuyor. Berber Ali Osman Bayram semtin bir hayli önünde gidiyor sanırım dört koltuk var ve dört Berber aynı anda traş ediyor yine de sıra bekliyorsunuz. Masa da manken katalogları isteyen inceleyip modeli seçiyor ve saçlarını ona göre yaptırıyor. Berber Ali Osman Bayram ben geldiğimde hemen teypte ki kaseti çıkarıp Müslüm Gürses kasetini koyuyor, çayımı söylüyor ve ardından bir Marlboro sigarası uzatıyor ve genelde beni kendisi traş edip fön çekiyor, iki tarafta memnun.

Bir gün arkadaşım Mustafa Turgut ile eski garaj istikametinden sallanıyoruz Bahar mahallesi, Kovukçınar, Gülbahçe, Selamet mahallesi derken cadde kenarında yeni açılmış bir berber dükkanının önünden geçerken Mustafa ani bir karar ile ''ben bir sakal traşı olayım'' deyince bize de tamam demek düşmüştü, ve içeri girdik.

-Selamın Aleyküm

-Aleyküm selam hoş geldiz gardaş

Selamın alınış şeklindeki yöresel şive ve samimiyet hoşuma gitmişti, birazda gülümseyerek sohbete başladık, arkadaşım sakal traşı olurken biz de sohbete devam ettik. Sabahattin Bozkurt Erzurum, merkez ilçe Dumlu da doğup yaşamış çocukluğundan itibaren Berberlik yapmış çıraklık, kalfalık derken 4 yılda kendi dükkanını açmış Erzurum da ve birden karar vererek ver elini Yeşil Bursa diyerek yola çıkıyor geldiğinde 29-30 yaşlarında kendisi 1956 doğumlu. Ve ilk sohbetimiz böyle başladı, sıcakkanlı saf, temiz bir Anadolu insanını tanımıştım, belki yaşım küçük olsa da yaşımın çok ilerisinde düşüncelere sahip olduğumu biliyordum, genelde yaşıtlarıma liderlik yapsam da kendim den yaşça bir hayli büyük insanlarla çok kolay dostluk kurabiliyordum, onların fikirlerinden ve tecrübelerinden faydalanıyordum.

Sabahattin Bozkurt'taki bu doğallığı görünce berberimi değiştirmeye karar verdim, iki gidiş, iki geliş dört araba değiştirmekten de kurtulmuş olduk, ve her hafta sonu Sabahattin abi nin mekanının değişmez müşterisi oldum, tabi başka arkadaşlarım da bana eşlik etti. Bazen gece geç saatte bir iki arkadaş toplanır, Sabahattin abi nin kapatma saatine yakın yanına gelir. ''haydi Sabahattin abi yemek yemeye garaja gidiyoruz seni almaya geldik'' derdik, gülümser ve mutlu olur du ve bize ağabeylik yapardı.

Zaman su gibi akar misali derken askere gittik, Sabattin abiye traş olmaya başladıktan sonra ilk kez saçlarımı başkası kesmiş oluyordu böylece, Acemi birliğimiz İzmir Gaziemir de saçlarım kesilirken aklımdan Sabahattin abinin dükkanında ki aynaya astığı saçlarımın uzun ve fönlü olduğu vesikalık fotoğrafım gözümün önünden geçiyordu. 18 ay sonra Sirt'ten tezkeremizi aldık ve yolumuz yine Sabahattin abinin Berber dükkanı olmuştu, askere gidene kadar kendim hiç sakal traşı olmamıştım. Ardından evlilik, çocuk sahibi olmak derken hayat yolunda yürüdüğümüz bu zamanlardan bu güne kadar değişmeyen tek mekanımız Sabahattin abinin mekanı olmuştur.

Sabahattin abinin mekanı bir berber dükkanının çok ötesindeydi bizim için kendisi de bir berber den çok fazlasıydı her zaman, bir ağabey, bir dost ve adam gibi bir adamdı. yaklaşık on yıl önce emeklilik zamanı geldiğinde bir kısım bürokratik engeller ile karşılaşmıştı, bize anlattığında sağolsun dönemin Bağ-Kur il müdür yardımcısı İbrahim Nalbant ile görüştürmüştüm, İbrahim bey de benim gibi Sabahattin beyin yalan, dolan bulaşmamış saf ve temiz halini çok sevmişti, gerekli işlemleri yaptırıp emekli olmasını hızlandırmıştı. Sabattin abi vefalı bir insandır, ona küçükte olsa bir iyilik yapsanız asla unutmaz ve altında kalmak istemez mutlaka size bir güzellik yamak zorunda hisseder kendini.

Geçen yıl saç sakal traşı olmaya gittim biraz da sohbet derken müsaade isteyeceğim ve traş parasını uzattım, elinin tersiyle parayı itti ve belki de ömür boyu unutamayacağım şu cümleler döküldü dilinden.

''parayı boş ver koy cebine bundan sonra ben sağ oldukça ve bu dükkan da açık oldukça sen traş arası vermeyeceksin.!'' Bir an şaşırdım ''olur mu? hiç öyle şey Sabahattin abi'' gülümseyerek ''olur, olur'' dedi.

O, günden bu güne traş parasını ne kadar zorlasam da almıyor, yemek ikramı teklifimizi kabul etmiyor, bazen bir kaç paket sigarasından alıyorum kızıyor. Dediğimiz gibi Sabahattin Bozkurt benim için bir berber den çok daha fazlasıdır.

Son gidişimde Sabahattin abi yi biraz yorgun gördüm ayakta çalışmak elbette zordur. Benim 18 onun 30 yaşında olduğu 1986 yılında tanışmıştık aradan geçen 35 yıl bir asrın üçte biri, şimdi ben 53 Sabahattin abi 65 yaşında Allah kendisine sağlıklı uzun ömürler versin. Ömrümüz oldukça her zaman kalbimiz de yeri olan bir değerimiz dir. Vefalı insanlar da Berberini kolay değiştirmez, belki de Sabahattin abinin en eski müşterilerinden biriyiz dile kolay 35 uzun yıl,. İNŞALLAH BİRLİKTE DAHA NİCE YILLARA SABAHATTİN BOZKURT