Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Beştepe'den CHP'ye siyaset…

Yazının Giriş Tarihi: 26.11.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.11.2019 00:00

Kamuoyu baskısına mağlup gelen siyaset, refleks vermeye başladı. Ekonomiye dair beklentilerin sokakta karşılık bulamaması sadece iktidar cephesini yormuyor. Öyle ki, termik santral bacaları konusu başta olmak üzere muhalefet kendi cephesinden ciddi tepki alıyor. Ve yeni bir gündem konusu olan "Beştepe'de ki CHP'li kim" kavgasını da iyi yorumlamak lazım. Her ne kadar birileri ısrarla CHP'den yeni parti doğar diyor olsa bile, o iş öyle değil!

 

Uzun zamandır köşe yazımlarımda ifade ettiğim gibi, CHP bölünmüyor aksine iktidara yürüyor. Bu yürüyüşün ana mimarı ise, Kemal Kılçdaroğlu. Sağ siyasetin kendi içerisinde hızla ayrışması uzun vadede en çok CHP'nin işine yaradı. Beştepe krizine benzer bir krizin Ak Parti kanadında var olması halinde konu üzerine kitap yazabileceğim tezini ortaya atanların hayal gücüne hayranım. Siz hiç Recep Tayyip Erdoğan'sız bir Ak Parti düşünebiliyor musunuz?

 

***

 

CHP'nin hayranı olan ciddi bir Ak Parti teşkilat tabanı var. Bu tabanın sabah, öğlen, akşam yemekleri sonrası gündemi hep Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılçdaroğlu. Aslında İstanbul başta olmak üzere Bursa dahil birçok Büyükşehir'de CHP'nin bu denli güç kazanmasının ana nedeni bahse konu tabanın bu ilgi çekici hayranlığı…

 

Ak Parti’nin kendi içerisinde ürettikleri dedikoduları büyüterek yine kendi içlerine servis etme huyları elbette CHP adına da garip bir hastalık diyebiliriz. İş böyle olunca Ak Parti kanadında birileri Erdoğan ile görüştüğü iddia edilen CHP'li kim diye ortalığı ayağa kaldırırken, "Erdoğan neden bir CHP'li ile görüştü ya da görüşme arzusu duydu" sorusu hava da kalmış oluyor. Aslında olayın bu boyutu da düşünüldüğünde ortada duran aldatmacanın tüm karanlık yönleri de aydınlığa kavuşmuş oluyor.

 

***

 

Ak Parti’nin hızla derin bir teşkilat kavgasına boğulmasını da yine CHP hayranlığı ile analiz etmeye çalışacağım. Bilindiği üzere Ak Parti’nin ana sloganı "sürekli değişim." Ak Parti o kadar büyük bir hızla değişti ki, ortaya çıkan değişim olgusu yeni partilerin oluşumuna ilham verdi. Sürekli değişen ve değişime ayak uydurmayan Ak Parti’nin son geldiği nokta Refah Partisinden doğan Ak Parti gibi Ak Parti'den doğan yeni partiler oldu.

 

Halbuki CHP adına bu durum bambaşka bir sorunun ana kaynağı olurken, doğal bir çözüm üretiyor. Bir kesimin 'dinazorlar' diye tabir ettiği ileri yaş düzeyi kuşağın halen daha CHP'de aktif olması, partinin bölünme sürecini yüzyıl erteledi. Her ne kadar farklı siyasi oluşumlar ve yine iktidar olamama gibi on yılları aşan sorunları olsa bile, CHP yeni dönemin ve yüzyılın iktidar adayı olmayı bu 'dinazorlar' sayesinde başardı.

 

Cumhuriyet Halk Partisi bugün yine genç ve ileri yaş güruh arasında var olan bu kavga ile büyük bir kavgaya sürükleniyor. Oysa CHP içerisinde alevlendirilmek istenen bu kavganın ötesinde birçok gerçeği de iyi okumak gerekiyor. Bugün ülke siyasetinde ısrarla çok partili kabine ve parlamento diretmesi yapanlar acaba niyetlerinde samimiler mi? Yoksa, yurt dışı kaynaklı bazı oluşumlar ısrarla Türkiye'nin çok sesli ve birbiri ile kaynaşamayan bir ayrışmayla karşı karşıya kalmasını mı istiyor?

 

İşte tüm bu gerçeklikler ışığında Beştepe'den CHP'ye siyaseti değerlendirdiğimizde iki ana sürecin her iki parti içinde ciddi bir varoluş ya da yokoluş sürecini tetikleyeceğini ifade edebilirim. Bunlardan ilki hızla hararetlenen kongre süreçleri diğeri ise, ısrarla gündeme taşınan erken seçim…

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.