Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bayram geçti, evde kal Türkiye

Yazının Giriş Tarihi: 17.05.2021 00:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.05.2021 00:11

Uzaktan selamlaşma, ekranlarda birbirlerini görebilme, izleme, el sallama ile geldi ve geçti bu bayram. Ramazan Bayramını kutladık. Kısıtlama altında kaldık. Tam normalleşme başladı, başlayacak diye ümit edip hazırlıkları yaparken, 14 gün daha kısıtlama altında yaşayacağımızı öğrendik.

Tarih, Ramazan Bayramının son günü. Halkımızda büyük bir heyecan var. Bayramlaşma sürecinde evlerinde kalmak zorunda kalanlar, artık pazartesi günü hürriyete kavuşma telaşı içinde beklemeye başladılar. Bayram öncesinde kısıtlama önlemleri açıklanır açıklanmaz kendilerini yazlıklara, tatil beldelerine atanlar ise kısıtlama altında yine geri dönmek zorunda kaldılar.

Kısıtlama süresince deyim yerinde ise kayda değer olaylar pek olmadı. Ulaşım, zaten vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması altında oldukları için pek kalabalık değildi. Trafik rahattı. Yine de tedbirsizlik ve dikkatsizlik trafik kazalarına yol açtı.

Bayram seyran geldi, geçti.

Sağlık Bakanlığının açıkladığı korona takip listeleri umut vermeye başladı. Hasta sayıları, vefat edenlerin sayıları azalmaya başladı. Fakat, sayılar, 10 binin altına henüz düşmedi.

Sonrasında, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, hepimize ümit veren korona tablosundaki düşüsün, evlerde kısıtlama altında kaldığımız için değil, dünya genelindeki salgının hız kesmesinden kaynaklı olabileceğini söyledi.

Bizler ise, Bayramda, öncesinde, sonrasında, yaklaşık bir buçuk senedir korona kısıtlaması ile yaşayıp, “ne zaman bitecek bu çileler?” diye sorulara cevap aramakla zaman geçiriyoruz.

İnsanların, moral ve motivasyona ihtiyaçları var.

İnsanların, artık sokaklara çıkıp, parklara gidip temiz hava bol gıda söylemleriyle yaşamak istemi gibi beklentileri var.

İnsanların, evlerinde, işyerlerinde kısıtlama olmadan, özgürce, diledikleri gibi gezme, tozma alışkanlıklarına yeniden kavuşma beklentileri var.

Duruma bakıldığında bu isteklerin olması için galiba biraz daha sabır etmemiz ve sabırla beklememiz, kısıtlama altında yaşamaya devam etmemiz gerekiyor.

İçişleri Bakanlığı dün bir genelge daha açıkladı.

Malum, herkes pazartesi günü yapılacak olan Kabine toplantısını bekliyordu. O nedenle de pazartesi sabahı, işyerlerine gidip kapıları açıp müşteri bekleyeceklerini umut ediyorlardı. Bu durumu da açıkça sosyal medya sitelerinde ve yazışmalarında dile getiriyorlardı.

Fakat, Pazar günü açıklanan İçişleri Bakanlığı genelgesi, hükümet toplantısı beklenilmeden, vatandaşların önceden bilgilendirilmesi olarak görüldü. Genelgeye göre, sokağa çıkma kısıtlama saatleri, akşam 19.00’dan 21.00’e kadar uzatıldı. Hafta sonu kısıtlamada değişim yok. Yine, bakkal, market ihtiyaçları için vatandaşlar, kendi deyimleriyle ekmek alma bahanesiyle sokağa çıkıp gezebilecekler.

Kısıtlama uygulaması 1 Haziran tarihine kadar uzatılmış oldu.

19 Mayıs’ta kutladığımız Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile ilgili henüz bir açıklama yok. Ben bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde 19 Mayısla ilgili bilgilendirme yapılmadı.  

Ama, geçtiğimiz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında uygulanan önlemleri dikkate aldığımızda 19 Mayıs’ın da buna benzer yöntemlerle kutlanabileceğini tahmin etmek çok da zor değil.

Evet, bugün için pek çok kişinin beklentisi, yeni genelgeye göre ertelenmiş oldu.

Sabır taşına dönen insanlarımız biraz daha sabır etmek zorundalar.

İnsanlık tarihinin en büyük salgınlarından birisi olan Covid-19, Koronavirüs yayılmasına karşı önlem alınması yine insanların sağ salim yaşamaları için gerekli. Bunun bilincinde olan pek çok vatandaşlarımız artık sıkmaktan kırılacak noktaya gelse bile dişini sıkmaya, dizini kırıp evlerinde oturmaya devam ediyor.

Ne yapalım?

Sayılı günler çabuk gelip geçer.

Tarih belli ise Allah sağlık ve sıhhat verdi ise, bizim de o tarihe canlı olarak, yaşayan bir insan olarak ulaşmamız yazılmış ise bunun önünde kimse duramaz.

Geçmişe şöyle bir bakalım. Korona tehlikesi başladığı günden bu yana pek çok çileler çektik.

Evlerde kapalı kaldık. İşyerlerini açamadık. En önemlisi, ailemizin geçimi, geleceği için gerekli olan para kazanma noktasında kazanımları kaybettik. İşyerleri kapalı. Banka kredileri devam ediyor. Kiralar devam ediyor.

Özet; gelir yok, gider çok.

Bu durumda, insanların sabır altında bekleyip yaşaması gerçekten çok zor.

Kısıtlamaya karşı artık bir formül bulunmalı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.