İnsanlık tarihi, kanlı eylem, katliam ve insanların insanları nasıl katlettiklerine dair örneklerle dolu. Bugünlerde ise bu kişiler, kendilerini dünyanın en demokratik, en medeni insanları olarak tanıtmaya çalışıyorlar. Ülkemizde de bazı kişiler, geçmişi bilmeyip, yaşanılanları umursamadan bu kişilere hayranlıkla bakıp, onlara özeniyorlar.

Yazık.

Tarih 11 Temmuz 1995. Dünya insanlık tarihi, ikinci dünya savaşından sonraki en büyük katliamla tanıştı. Biz, hayatta var olduğumuz sürüce, bu katliamı unutmayacağız. Unutulmaması için çalışacağız. Unutturmayacağız.

Srebrenitsa Katliamı aradan 26 yıl geçmesine rağmen insanlık tarihinin kanlı saldırısı olarak araştırılan konular arasında yerini aldı. Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da 11 Temmuz 1995'te başlayan, en az 8 bin 372 Boşnak sivilin Ratko Mladic komutasındaki Sırp askerler tarafından hunharca öldürüldüğü soykırım, sadece Bosna Hersek'te değil, tüm dünyada acının ve adalet arayışının sembolü haline geldi. Aradan çeyrek asır geçmesine rağmen, birçok soykırım kurbanının cenazesine ulaşılamaması Srebrenitsa yarasının hala kapanamamasının en büyük sebebi olarak gösteriliyor.

Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Tarih kaynakları, Hollandalı askerlerin, Boşnaklara, bilerek ve isteyerek böyle davrandıklarına dair yazılarla dolu. Tabi, olayların analizleri, o günün şartlarına göre, yaşanılan iç savaştaki insanların ölmelerinin önüne geçmesi gereken ve tarafsız bir ülke olan Hollandalı askerlerin neden böyle bir harekette bulunduğu Birleşmiş Milletler Eski Yugoslavya İnsan Hakları Mahkemesi’nde sorgulandı. Sonuç, Hollanda hata yaptı ve ama suçlu değil. Yani, insanların ölmesine göz yummak, onları düşmanlara teslim etmek suç değilmiş. Adaletin tecellisi böyle mi olmalıydı?

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık bölgede, fabrikalarda ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar ise toplu mezarlara gömüldü.

İşte bu olay, dünya insanlık tarihinin, katliamların en büyük kanayan yarası. Olayın meydana geldiği tarih 1995. Yani, dünya ülkeleri 1948 yılında Birlişmiş Milletleri kurmuşlar. Bir sürü kararlar almışlar. Savaşlara son vermişler. Ülkelerin sınırları yeniden çizilmiş. Herkes memnun. Ülkeler, savunma amaçlı ortak ordu kurmuşlar, NATO işbaşı yapmış. Sovyet Bloku CENTO’yu kurmuş. Birleşmiş Milletler, bütün dünyaya, bağımsızlık, hürriyet, demokrasi garantisi vermiş.

Ama, söz sırası Srebrenitsa’ya, Bosna’ya gelince, konuşan diller susmuş. Güvenlik ve barışı sağlamakla görevliler ise, insanların, kadınların, çocukların katledilmesine, soykırımına izin vermişler. Gözüken manzara bu.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, her yıl olduğu gibi bu senede Srebrenitsa’yı unutmadı.

Avrupa’nın göbeğinde 26 yıl önce Sırplar tarafından Müslüman Boşnaklara yönelik düzenlenen ve 8 bin 372 Boşnak sivilin hunharca katledildiği Srebrenitsa Soykırımı kurbanları, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen törenle anıldı. Hüdavendigar Kent Parkı’nda, her bir şehidin anısına dikilen 8 bin 372 çiçek ve taşlardan oluşturulan dev Srebrenitsa çiçeği yanında düzenlenen törene Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bosna Hersek’in Ankara Büyükelçisi Adis Alagiç, Bursa’daki Boşnak derneklerinin temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, törende yaptığı konuşmada Sırp kuvvetlerinin Srebrenitsa’da beş gün içinde 8 bin 372 Boşnak’ı öldürdüğünü, yüzlerce kadına ve küçük yaştaki kız çocuğuna ise tecavüz ettiğini hatırlattı. Bir gün içerisinde 20 binin üzerinde mültecinin Srebrenitsa’dan zorla çıkarıldığını ifade eden Aktaş, “Srebrenitsa’da yaşanan bu katliam Avrupa’da hukuksal olarak belgelenen ilk soykırım olarak tarihe geçti. Onlar sadece Boşnak oldukları için değil aynı zamanda Müslüman oldukları için katledildiler” dedi.

Bosna Hersek’in Ankara Büyükelçisi Adis Alagiç, Srebrenitsa soykırımının modern insanlık tarihinin en ağır suçlarından biri olduğunu hatırlattı.

Bugüne kadar 77 toplu mezar bulunduğunu ve kimlik tespitlerinin ardından şehitlerin defnedilmesine hala devam edildiğini belirten Alagiç, “bugün de 19 Şehit kardeşimizin cenaze namazı kılınacak. Soykırımı yaşayıp, hayatta kalan ve bu kanlı mirasla her gün yeniden karşılaşanları onore etmemiz lazım. Bu gibi benzer buluşma ve anlamlı etkinliklerle Srebrenitsa kurbanların hatırasına sahip çıktığınız için devletim ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Sizin sesiniz mühim, burada bulunmanız önemli. Gür ve net bir şekilde tüm ülkede hatta daha geniş çapta sesiniz duyuluyor. Türk halkının kurum ve temsilcilerinin yapılan soykırımın unutulmaması için yaptığı çabanın değeri muazzamdır. Bosna Hersek’i tüm gücünüzle desteklediğinizi çok iyi biliyorum. Samimi ve candan eforlarınızı görüyoruz. Soykırımın unutulmaması tekrar olmaması için sert ve değişmez tavrınız için teşekkür ediyorum” dedi.

Evet, Bosna katliamı, Srebrenitsa soykırımı, dünya insanlık tarihinin karanlık noktasıdır. Zulmü ve elinin kanlı bilançosudur. Hiç kimse, Sırpların yaptıkları onaylamıyor. Ama, sıra Sırpların cezalandırılmasına gelindiğinde ise susuyorlar. Adım atmıyorlar.

Acaba Neden?

Tabi ki, Srebrenitsa’da katliama uğraşan Boşnakların Müslüman olması. Osmanlı torunları olması en büyük etken. Allah, Srebrenitsa’da öldürülen, katledilen, soykırımı uğrayan bütün Müslümanların, insanları rahmetiyle nurlandırsın. Hepsine Allah rahmet eylesin. Bir daha böylesine vahşetleri yaşamayalım.