Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ateş çemberi

Yazının Giriş Tarihi: 29.02.2020 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.02.2020 00:03

Dünya, Suriye ve etrafındaki petrol yataklarını paylaşma adına adı pek konulmamış olsa bile fiilen kendi arasında savaş halinde. Türkiye ile toprakları savaş haline gelen Suriye arasında 800 kilometrelik bir sınır hattı var. Ülke olarak bizler bu hattın güvenliği ve saldırıların, ülkemize sıçramasını önleme adına önlem almak zorundayız.

Bu aldığımız önlemler arasında Suriye sınırları içinde güvenli bölge oluşturulmasına yönelik Rusya, İran ile Türkiye arasında varılan mutabakata göre 12 adet gözlem kulesi yaptık. Burada Mehmetçiklerimiz görev yapıyor. Amaç, huzur ve barışı sağlama.

Evet, bizler Suriye’nin bölünmesine karşı çıkan ülkeler arasında yer alıyoruz. Suriye’ye direkt olarak savaş açan ve Beşer Esad yönetiminin gitmesi için çabalayan Amerika ile müttefikliğimiz devam ederken, Rusya ile de güvenli bölge anlaşması yaptık. Rusya, Suriye’deki rejim güçleri denilen Esad güçlerine İran ile beraber tam destek veriyor.

Bu durumda,. Türkiye bir arabulucu gibi rol üstlenmiş gözüküyor.

Fakat, Amerika’nın bölücü örgüt uzantıları ile işbirliği yapmaları, Rusya’nın da bölücü örgütün diğer bir kanadı ile işbirliği yapması, Türkiye’yi zor duruma düşürüyor. Rusya ile, İran ile varılan anlaşmaya göre İdlib’deki Türk askeri varlığı barış ve huzur amaçlı görev yapıyor.

Son günlerde ise rejim güçleri, Türkiye’ye karşı amansız bir savaş açmış görüntüsü sergiliyor. Kulelere yapılan saldırılarda tarih 3 Şubatı gösteriyordu. Üzüntülü haberi öğrendik, 8 askerimiz şehit oldu. Bu olay, Rus uçaklarıyla gerçekleştirildiğine dair dünya kamuoyunda tartışma yarattı. Bizler, bu 8 vatan evladımızın şahadet haberlerini daha içimize sindirememişken şimdi de 28 şubat akşamında gelen açı haberle 33 vatan evladımızın daha saldırıda şehit düştüğünü öğrendik.

Hepsine Allah rahmet eylesin.

Türk milletinin başı sağolsun.

Vatanımız, milletimiz var olsun.

Böylesine hain ve böylesine kalleşçe yapılan saldırıları sinema filmi izler gibi izleyen Avrupa ülkelerine, kendilerini çağdaş ve modern diye isimlendiren, dünya demokrasisine örnek olduklarını söyleyen, fakat çıkarları için yakıp yıkan, teröristlerle işbirliği yapan ülkelere lanet olsun.

Türkiye’de şimdiye kadar son 45 yıl içinde yaşanılan olaylarda şehit verdiğimiz asker sayısı bu kadar olmamıştı.

Tabi, bu son olay, insanların sabırlarını taşırdı. Pek çok ülke insanımız Suriye konusunda değişik fikirleri ortaya atmaya başladılar. Özellikle, Suriye’den gelen 3 milyona yakın insanlardan yaşları 18 ile 45 arasında olanların seçilip ayrıştırılmasını ve eğitilip, donatılarak kendi ülkelerinde kendi vatanları için savaşmaları almaçlı geri gönderilmesinden tutun da milli mücadele başlatılmasına yönelik pek çok konularda görüş beyan edenler oldu.

Türkiye, olayların ardından hemen Milli Güvenlik Konseyi’ni toplayıp, sınırların düzensiz göçmenlerin geçişlerine açılmasına karar aldı.

Peki, bu durum ne anlama geliyor?

Hani, Türkiye. Avrupa ülkelerinin “Suriyelilere bize göndermeyin, biz sizlere yardım edelim!” sözüne uyup, Suriyelilere karşı sınırları ve kaçak geçişleri kontrol altına almıştı ya, işte şimdi bu önlemler azaltıldı. Bu karar açıklanır açıklanmaz, Edirne’de düzensiz göçmenlerle ilgili yeni bir göç yolculuğu başladı. Bu insanlar önce Yunanistan’a sonra da başka ülkelere gidebilme hayaliyle yola çıktılar.

Bu durum, Avrupa’nın Türkiye’ye yardım etmesi yerine, Suriye’deki kendi çıkarlarını korurken, insanların huzur ve güven içinde yaşamasını sağlaması anlamında seyirci kalmasına karşı alınan bir önlem gibi gözüküyor. Oysa, bu durum, belki de seneler önce alınmalı ve Türkiye’nin böylesine yalnız bırakılmasına ve Avrupa ülkelerinin verdikleri sözleri tutmasına vesile olunmalı idi.

Her ne olursa olsun, bizler Perşembe gününü Cuma gününe bağlayan gece kahrolduk. Şehitlerimizin şahadet haberlerini aldıkça üzüldük. İçimiz yandı. Türkiye’nin dost bildiği ülkeler tarafından, kendi çıkarları ağır bastığı zamanlarda nasıl yalnız bırakıldığına bir kez daha şahit olduk, üzülerek.

Yazıklar olsun.

Masada oturulup yapılan müzakerelerde başka konuşup, Suriye’de sahaya inildiğinde başka türlü hareket eden ikiyüzlü müttefiklerimize yazıklar olsun.

Türkiye, bu güçlükleri aşar. Binlerce şehit verip, vatan savunması uğruna genci, yaşlısıyla milli mücadele veren bir ülkenin bir milletin torunları, atalarının yazdığı destanları unutmadı.

Türk milleti yeniden uyandı ve ayaklandı. Şimdi, olabilecekleri onlar düşünsün!...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.