Siyaset, oldum olası içerisinde olduğum sosyal bir gerçeklik. Günümüzde medya başta olmak üzere her sektörün siyaset ile büyüdüğü Türkiye’de siyaseti yanına almadan kafaya oynamak adeta imkansız. Bu sebeple, bizim sektör dahil her alanda mutlaka siyaset başrol oyuncusu olarak sahada yerini alır.

Türkiye, küresel saygınlığını arttırdığı dönemlerde maalesef elde ettiği ekonomik gücü sosyal devlet olma yolunda başarı ile yönetemedi. Ülkenin 80 yıllık ihtiyaçları ve yokluklarına yatırım yapan AK Parti ve lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yılda ülkeye kazandırdıkları ise, maalesef halen daha doğru bir dille halka anlatılamıyor. Türkiye'nin kalkınma hamleleri ardın sıra devam ederken ülke insanının içerisinde olduğu zor koşulları bilmeyen bize göre Külliye, muhalefete göre Saray eşrafı olmadık bir konut hamlesi ile baharın ilk günlerinde tüm işyeri ve konut fiyatlarını adeta ikiye katladı. En ufak ödemesi 20 bin Türk Lirası altına düşmeyen konut finansmanını halka fırsat gibi sunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sokakta tepkiler çığ gibi büyüyor.

Vergisini hatta kirasını ödeyemeyen, ardın sıra kesilen trafik cezalarından sıtkı sıyrılan vatandaşlar, ileriki günlerde para ile gıda ve su alınamayacağının farkında! Oysa Bursa başta olmak üzere Türkiye, su ve verimli toprak cenneti. Peki neden ısrarla Sayın Erdoğan, Türkiye’yi olası ilk yüksek şiddetli depremde yıkılacak büyük şehirlere ve ödenmesi imkansız konutlara yönlendiriyor?

***

Kabul etmeliyiz ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oturan Milletvekillerini seçen halk yani vatandaşlar yani asiller sorularına yanıt verecek Vekillerin peşinde ömür tüketiyor. Görüyoruz ki, Bursa başta olmak üzere Türkiye genelinde Milletvekilleri saha da yok! Cumhur İttifakının kalbi Bursa'da kalabalık gruplarla insan içerisine zar zor çıkan Milletvekillerine ara sokaklarda, caddelerde rastlamak imkansız. Gelen Bakanlar ve envai çeşit Ankaralı misafirin gittikleri ana rota; Ulucami, Yeşil, Hanlar Bölgesi ve Kapalı Çarşı. Neden kimse Organize Sanayi Bölgesi'ne gelmiyor? Nilüfer deresi başta olmak üzere üzere Gök dere'nin kurumak üzere olduğunu ve simsiyah aktığını görmek istemiyor? Vekiller neden Asilleri peşinde sürüklüyor?

Türkiye’nin reform beklediği bir dönemde akıllara zarar politikalar ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı halkın önüne koyanlar belki bilerek belki bilmeyerek Sayın Erdoğan'ı halk nezdinde merhum Başbakan Bülent Ecevit acziyetine düşürüyor. Liderlerin katıldığı dev mitingler ötesinde kendi aralarında Milletvekili görmeyen vatandaşlar, siyasetçileri sokağa davet ediyor. Sokakta olmayan iktidar ve muhalefet siyasetçilerinin savundukları siyasi partinin sandıktan çıkma ihtimali yok! Bu da bize şu soruyu sorma zarureti getiriyor; Milletvekilleri neden halkın arasında değiller? Bakınız kendi partililerinden bahsetmiyorum! Vatandaştan, halktan bahsediyorum. Ben her yere tek başıma girebiliyorken bu Milletin seçtiği Milletvekili neden her yere tek başına giremiyor diyorum!

***

Doğup büyüdüğüm Bursa'da çok şey öğrendim. Bursa, kadim bir şehir. Bugüne kadar hayatıma dair önemli başarılar elde ettiğim Bursa'da tüm yazı ve paylaşımlarıma rağmen ben, ama iktidar ama muhalefet ama daha farklı her ortama girebilen birisiyim. Peki, bu milletten oy alan Sayın Milletvekilleri neden halk arasına giremiyorlar? Bakınız Bursa'da, İlçe Belediye Başkanlığı hatta Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra koltuktan inen ve sokakta yürüyemeyen insanlar var! Milletvekili hatta Bakan olup halk arasına çıkamayanlar var! Birde tam tersi her makamda olup hep halkın içinde olanlar var. Makam sahibi olduğunda halk arasında olmayanlar, makamdan inince halk nezdinde oturacak bir tabure bile bulamazlar… Bizimkisi dost hatırlatması. Yoksa bize Elhamdülillah her masada bir yer her makamda bir koltuk her mecliste bir söz hakkı var. Ama hem size hem ülkeye yazık oluyor değerli insanlar.