Oyun anlamında haftalardır vasat oynayıp kazanan Galatasaray, Kayserispor karşında futbolun bütün doğrularını yapmasına rağmen beraberlikle yetinmek zorunda kaldı. Futbolda 2+2 her zaman 4 etmez. Her şeyi yaparsın, uygularsın, denersin ama karşına bir duvar çıkar, tıpkı Kayseri kalecisi Lung gibi, geçemezsin.

Her milli ara dönüşü sıkıntılar yaşayan Galatasaray’ı, bu milli arada Kovid çarptı. Altı futbolcusu pozitif iki oyuncusu da sakat olan İstanbul’un sarı-kırmızı’lı takımı bu yüzden, Kayseri’nin sarı- kırmızı’lı takımı karşısına zorunlu rotasyon ile çıktı. Belhanda’nın yokluğunda oyun kurucu rolüne soyunan Feghouli, Kayseri karşında çok sırıtmadı açıkçası. Ancak, sağ açık oynayan ve ilk defa Galatasaray forması giyen Oğulcan’ın maç performansı yeterli değildi. Linnes, maç boyunca Oğulcan’dan daha çok bindirme yaptı. Emre Akbaba’nın hâlâ istenilen seviyede olmamasına Emre Kılınç’ın performas düşüklüğü de eşlik edince, Galatasaray merkezden sonuç almayı denedi. Donk ve Taylan’ın isabetli paslarına, Kayseri defansının ne yaptığını bilmez tavrı da eklenince, ilk yarıda yedi net pozisyon buldu Galatasaray. Ancak Lung, kalesinde adeta devleşti. Rumen file bekçisinin bu mükemmel performansı karşısında, Galatasaraylı gol ayaklarının da beceriksiz olunca, bol pozisyonlu ama golsüz bir maç seyretmeye başladık.

İkinci yarıda da çok şey değişmedi aslında. Sakatlanan Lung yerine kaleye geçen İsmail Çipe’yi, aman aman zorlayacak vuruşlar gelmedi. Muğdat’ın, ceza sahası içinde Linnes’in bileğine basması sonucu gelen penaltı ile öne geçti Galatasaray. Oyunun kırılma noktası da bu gol oldu sanki. Fatih Hoca, hangi akla hizmet ettiyse, üç değişiklik yaptı. Sahaya giren oyuncular daha yerlerini bulamadan, Kayserispor beraberliği buldu. Bu gol, ne hikmetse, Galasaray’ı şok etti. Rakip on kişiyken ve oynanacak en az yirmi dakika daha varken, organize ataklar yerine panikle doldur boşalt oynamaya başladı Cim Bom. Kayserispor, iyi kapanıp Galatasaray’ın gol vuruşu yapması gereken ayakları da suskun kalınca, deplasmandan hiç ummadığı bir puan çıkardı konuk ekip.

Falcao’nun kronik sakatlığı, Diagne’nin belirsizliği bilindiği halde, Adem Büyük’ün gitmesine onay vermek nasıl bir öngörüdür Fatih Hocam? Adem geçen sezon, pandemi arası öncesinde,Galatasaray’ı attığı gollerle yarışta tuttu.Sayın Terim, iki forvetiniz içinde soru işaretleri varken, üçüncü bir forveti takımda tutmama sebebinizi merak ediyorum doğrusu. Oyuncu transfer edemeyebilirsiniz ama elinizdekini niye verirsiniz inanın anlayamıyorum İmparator(!)? Çuvaldızı lütfen kendinize batırın hocam.‘ Hakem kayıp zamanı az oynattı, yere düşen kalkmıyor.’ diye isyan edeceğinize, ‘ben oyun kurtarmak için ne yaptım’ diye sorun kendinize. Yayıncı kuruluşun, maç sonu canlı röportajında,” bakın buradayım, içeri gitmedim” diyerek efeleneceğinize, hatalarınızdan bahsetmenizi ve kabul etmenizi beklerdim bir futbolsever olarak.

HELAL OLSUN SANA TURGUT HOCAM

Bu sezon üçüncü Süper Lig maçına çıkan, genç hakem Turgut Doman, mükemmel bir maç yönetti. Müsabakanın başından sonuna kadar oyunu elinde tuttu. İkili mücadelelerde oynatma tarafındaydı. Oyuna tempo kattı. Bu hafta; Karagümrük- Sivas, Gençlerbirliğ- Fenerbahçe ve Göztepe- Ankaragücü maçlarında, tecrübeli ağabeylerinin çaldıkları “ucuz ve komik penaltılar gibi”  penaltı vermedi. Muğdat’ın, Linnes’e arkadan yaptığı müdahaleyi, VAR yardımıyla, doğru süzdü. Ceza sahasına biraz fazla girse de kusursuz maç yönettiğini söyleyebilirim. Eğer hakem siyasetine kurban gitmez ve çok çalışırsa, Turgut Hoca’yı hem ülkemizde hem de dünya’da keyifle seyredeceğimizi düşünüyorum.