Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Aptallığın Teorisi

Yazının Giriş Tarihi: 12.02.2023 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.02.2023 00:03

Yıl 1945 Almanya tarihinin en karanlık döneminden geçiyordu.

Masum insanların dükkanları taşlanıyor, kadınlar ve çocuklar zalimce sokak ortasında aşağılanıyordu.

Genç bir papaz olan Dietrich Bonhoeffer bu zalimliğe yüksek sesle itiraz etti ve bu sebeple hapse atıldı.

Hapisteyken papaz bu konu üzerine uzun uzun düşündü.

Sayısız filozof, şair, fikir adamı ve bilim adamı çıkaran bu kültür nasıl organize kötülüğün, zalimliğin, korkaklığın, cehaletin ve suçun merkezi haline gelmişti? acaba.

Bonhoeffer "sorunun kökeninde kötülük değil aptallık yatıyor" dedi, düşünerek.

Hapisteyken yazdığı mektuplarda aptallığın yarattığı kötülüğün diğer tüm kötülüklerden daha tehlikeli olduğunu fark etti.

Kötülüğü protesto edebilirdiniz, karşı argümanlarla kötülükle mücadele etmeniz mümkündü, ancak karşınızda bir ahmaklar sürüsü vardı.

Oysa organize olmuş ahmaklar sürüsüne karşı yapabileceğiniz hiçbir şey yoktu.

Ne protestolar ne zorlama onlara etki etmiyordu.

Kuran-ı Kerim'de geçen Bakara suresinde dendiği gibi " kulakları vardır gerçeği duymazlar, gözleri vardır, gerçeği görmezler, kalpleri mühürlüdür, yaptıkları kötülüğü hissetmezler".

Mantıklı gerekçeler sunduğunuzda önce reddederler, reddedemeyecek hale geldiklerinde ise önemsizleştirirler.

Aptal insanlar hallerinden memnundur fakat saldırıya da hazır halde olup, tetikte beklerler.

Saldırıya geçtiklerinde kötü insanlardan çok daha tehlikelidirler...

Bonhoeffer aptallıkla mücadele edebilmek için önce onun doğasını anlamaya çalıştı:

Aptallık bir zekâ problemi değildi, ahlaki bir problemdi. Entelektüel birikimi olduğu halde aptal olan insanlar vardı.

İlk etapta aptallık doğuştan gelen bir maraz olduğu düşünülür fakat bu da yanlıştı. İnsanlar belli şartlar altında aptallaşıyorlardı, daha doğrusu başkalarının kendilerini aptallaştırmasına müsaade ediyorlardı.

Aslında yalnız insanlarda bu maraz daha az görülüyordu.

Buradan yola çıkarak aptallığın psikolojik değil sosyolojik bir problem olduğu sonucuna vardı.

Güçlerin birisinde toplanması arzusu politik ve dini hareketlerde çok rastlanırdı.

Aptallık hastalığının bulaştığı yerler böylesi gruplardı.

Ahmaklar ve diktatörler arasında muazzam bir ortaklık vardı, ikisi de birbirine ihtiyaç duyuyordu.

İnsanların ahlaki ve entelektüel birikimleri bir anda yok olmuyordu. Diktatör gücünü arttırdıkça aptallar o gücün büyüsüne kapılıyor ve bağımsız düşünme yetisini ele geçiriyordu.

Otonom biçimde hareket ediyorlardı.

Gözüne sokulan gerçekleri inatçı bicimde reddediyorlardı.

Onlarla konuştuğunuzda bir insanla değil, sloganlarla konuşan bir robotla konuştuğunuz hissiyatına kapılıyordunuz.

Büyülenmiş gibiydiler, kötülük yaptıklarının farkında değillerdi...

Yaptıkları kötülükler umurlarında bile değildi, kullanıldıklarını ve kötülük yaptıklarını onlara anlatarak bir yere varamıyordunuz.

Onları bu katatonik uykudan çıkarmanın tek yolu bağımsız ve özgür olmalarını sağlamaktı.

9 Nisan 1945 günü sabaha karşı Bonhoeffer'i bir toplama kampının darağacına asarak öldürdüler.

Ölümünden iki hafta sonra o kamp ABD askerleri tarafından ele geçirilerek lağvedildi.

"Yaptığımız her şeyden sorumluyuz" diyordu yazılarında.

Ölümünden 21 gün sonra 30 Nisan 1945'te Hitler intihar ederek yaşamına son verdi.

Oysa tam bir ay sonra Bulgaristan'da 9 Mayıs dünya Hitlerden kurtulma günü ilan ediliyordu.

2. Dünya savaşında 60 milyondan fazla insan öldü. Bu sayı kıtlık, hastalık ve salgın gibi farklı etkenler sebebiyle 80 milyonu buldu. Dünya nüfusunun 2.3 milyar olduğu bu yıllarda ölen 80 milyon insan, dünya nüfusunun yüzde 3'üne tekabül ediyordu. Bu ölümlerin, tecavüze uğrayan kadınların, yetim ve öksüz kalan çocukların vebali Diktatörlerin olduğu kadar bu aptal yığınlarının da suçudur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.