İlk okul çağlarım da birisi bana yaşadığım müddetçe en az üç kişinin ömrüne sığacak şeyler göreceğimi söyleseydi muhtemelen bunun niyeti fena der kaçardım yanından…

Ama keşke öyle biri olsaymışta aynı şeyleri söyleseymiş

En azından bilinç altımda hazırlıklı olurmuşum hayat yolumda gördüklerime.

Gerçekten de altmış yıllık yaşamım da öyle şeyler gördüm, olumlu, ağırlıklı olarakta  olumsuz öyle şeylere tanıklık ettim ki…

Mesela bunlar olumlularının minnacık bir kesiti;

İlk önce kaloriferin yaşamımıza girdiğini gördüm; soba anılarımda kaldı,orta okul birinci sınıfta top denilince aklıma meşin yuvarlak gelirdi, son sınıfta karne hediyelerimden biri plastik toptu.

Bırakın sahip olmayı telefon edebilmenin bile  büyük lüks olduğu zamanlarda üniversiteye başladım, okul bitiğinde önce çağrı cihazı hemen akabinde de takoz diye adlandırılsa da antenli bir cep telefonum oldu.

Teknolojide ki baş döndürücü değişimlerde hepsine keza… Saymaya devam etsem köşe almaz.

O yüzden iyisi mi hemen sadede geleyim…

Bu gün ihtiyarlığın verdiği avantajla salgına karşı aşının ilk dozunu oldum…

Eşim de bir ihtiyar ile evli olmanın verdiği ayrıcalıkla benimle birlikte aşılandı.

Yani bir sürü gereksiz şey yetmiyormuşçasına dünya da böylesi etkilisi iki yüz yıl da bir ortaya çıkan salgını da sığdırdım ahir ömrüme.

Bir de ülkemde yaşanılanlara zoraki tanıklık edişim var ki, onları ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.

Zaten neden sorsanız ki, bu tanıklığı hep beraber yapmıyor muyuz?

Vallahi oturduğum yerden bile çok yoruldum.

Okuduklarımdan,izlediklerimden,duyduklarımdan fena halde gına geldi.

On hadise varsa gündemde dokuzu hayali biri şaibeli…

Aklım beynim dalga geçile geçile muhallebi gibi oldu.

Allahtan muhallebiye pudra şekeri dökülmüyor da biraz kurtarıyorum vaziyeti.

Neyse;

Şu aşı işi oldu.

Belki göreceklerimin arasına salgının bitişi de girmiştir.

Başka yerlerden de duymuştum ama,

Aşıyı yapan hemşire kızımızın çıkarken,bizi

‘‘Antikorunuz bol olsun’’ diyerek uğurlaması daha bir  hoşuma gitti.

Keşke yaşadığımız diğer salgınlar içinde bir aşı geliştirilse de, her türlü virüse karşı yeniden tıpkı 1923 te olduğu gibi aşılansak hepimiz; antikoru da nesiller boyu hiç geçmese…

Ne diyeyim;

Antikorunuz bol olsun dostlar….