Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ankaragücü-Galatasaray maçı ve Zalad

Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.05.2021 00:00

1986 Sezonu ligin bitmesine bir kaç hafta var, namağlup Galatasaray ve Beşiktaş amansız bir şampiyonluk yarışındalar puanlar aynı ve averajlar da Beşiktaş bir gol ile önde. Beşiktaş sahada gezinen Sakaryasporu 6-0 yenerek averaj farkını yediye çıkarıyor. Son hafta Besiktas zorlu Trabzon deplasmanında, Galatasaray ise İstanbul'da Sarıyer ile oynuyor iki takım da maçları 1-0 kazanıyor ve Beşiktaş Şampiyon olurken, Galatasaray dünya genelinde bir ilke imza atıp namağlup olmasına rağmen averajla ikinci oluyor. Üç gün sonra Başbakanlık kupasın da Galatasaray, Altay'ı 8-1 yenip kupayı aliyor, bu 8 golü üç gün önce Sarıyer'e atıp şampiyon olsa dedikodu ve iftiraları düşünmek bile istemeyiz.

Aradan 7 yıl geçiyor yine iki takım aynı puan da, bu kez Galatasaray iki gol averaj farkı ile önde ayrıca daha fazla gol atan takım da Galatasaray, yani eşit averaj olsa dahi yine Galatasaray şampiyon olacak. Son hafta maçları Beşiktaş İstanbul da Gençlerbirliği ile oynuyor 1-0 geriye düşmesine rağmen maçı 3-1 kazanıyor. Galatasaray ise Ankaragücü deplasmanında maça fırtına gibi giriyor ve 8-0 kazanıyor. O günden itibaren bu skor hep şike yapıldı denilerek servis ediliyor.

Cuma akşamı Beşiktaş zor geçmesi beklenen Hatay maçını 7-0 kazanarak ligin bitmesine üç maçı kala çok büyük bir avantajı yakalamış oldu.

Maçlarda bu tarz skorlar olabilir, her farklı skorun ardından şike söylemleri çıkarmak uygun olmaz kişiler veya takım, gününde olmayabilir, bir gol yer dağılır geçmişte bir çok örneği var. Ankaragücü-Galatasaray maçına dönüp Zalad'ı dinleyelim.

Herkes Ankaragücü kalecisi Zalad’ın 8 golün hepsini yediğini belleğine kazıdı ve Yugoslav kaleciyi şikecilikle suçladı. Ne zaman şike olayları konuşulsa Rade Zalad ismi gündemin ilk sırasına taşındı. O ise 10 yıl hiç konuşmadı ve Belgrad’taki sakin yaşantısına devam etti. 1986’da Eskişehirspor’la Türkiye serüvenine başlayan, iki sezon Beşiktaş’ta harika performans göstermesine rağmen Ankaragücü’ne gönderilen ve o unutulmaz Galatasaray maçından sonra ülkeyi terk eden kaleci Zalad, şike olaylarından Sinan Engin’e, Beşiktaş’tan aldığı teşvik primi teklifinden, 100. yıl formasında isminin neden yer almadığına kadar her şeyi Sporvizyon’a anlatmıştı.

Prekazi de Galatasaray’a transfer olmuştu. Bir gün ailesini ziyaret için Yugoslavya’ya gelmişti. Zaten biz prekazi ile 8 yıl Partizan’da oynadığımız için çok iyi arkadaştık. Bana Türkiye’ye gelirmisin? diye sordu.Sonra da Eskisehir'e transfer oldum.

Eskişehirspor’da çok iyi bir sezon geçirdikten sonra Beşiktaş’a transfer oldum. Ancak ben geldiğimde Milutinoviç gitmiş, yerine Gordon Milne gelmişti. Beşiktaş’ta iki sezon üst üste 2. olduk. Türkiye kupası finalinde Fenerbahçe’yi Ferdinand’ın attığı golle yenip kupayı kazandık. 1989-90 sezonunda ise Ankaragücü ile anlaştım ve 1993’e kadar Ankara’da oynadım...

1992-93 sezonunun son haftasında Galatasaray ile Ankara’da oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz?

Hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım...

Neden?

Galatasaray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. Hocamız Tınaz Tırpan’dı.İilk devre bitti, soyunma odasına girdik. Ben eldivenlerimi çıkartıp Tınaz Hocaya verdim ve “Hoca buraya kadarmış. Herkese teşekkür ediyorum. Güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. Ben futbolu bırakıyorum.” dedim. 2. yarıda kaleye Arif geçti. 3 tane de o yedi. Ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor...

Peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi?

Kesinlikle almadım. Ama Galatasaray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. Keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. Ben hâlâ o maçı düşünüyorum. Beşiktaş’ın menajeri olan Sinan Engin de A.Gücü’nde oynuyordu. bana Galatasaray maçından önce geldi ve “Eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni Beşiktaş’a kaleci antrenörü olarak alacaklar.” dedi. Ben de ona, “Bana ne kaleci antrenörlüğünde?” dedim...

Neden Ankaragücü o kadar kötü oynadı?

Galatasaray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. Özellikle Sarıyer’i yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. As oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. Kendilerini hiç zorlamadılar. Zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. Ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. Zaten Galatasaray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. Biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.

Yani, o maçtan önce takım arkadaşlarınız iyi hazırlanmadılar.

evet. ben 10 yıldır kendi kendime, “çok aptalmışım.” diyorum. çünkü ben de sakatım deyip kulübede oturabilirdim. ama ben futbolu çok seviyordum. diğerleri gibi idman yapmamazlık etmedim. sahaya çıkanlar sahtekâr oldu, çıkmayanlar aslan oldu...

Kadroda sen, Sinan Engin ve Fkret vardı. Üçünüz de Beşiktaş’ta oynamıştınız.

Evet. Sinan zaten birkaç hafta önceden beri sakattı. Fikret de o hafta “sakatım.” dedi. Biz zaten Beşiktaş şampiyon olsun istiyorduk...

Beşiktaş’ı tutuyordunuz yani.

Tabii ki. Ben hâlâ Beşiktaş’ı tutuyorum.

Peki, sizin için 10 yıldır şike suçlaması yapılıyor. neden bugüne kadar hiç konuşmadınız?

Kimse bana sormadı ki. Ben Beşiktaşlıyım. Beşiktaş’ta tam 120 maç oynadım. Ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. Çünkü 1986’da Galatasaray-Eskişehir maçında Prekazi bana gol atmıştı, o zaman gazetelerde, “Prekazi’nin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor.” diye yazılar yazılmıştı. ya kardeşim Prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. Monaco’ya da orta sahadan attı. O zaman Monaco’nun kalecisi de mi şike yaptı?

Yediğiniz gollerde hatanız yok muydu?

Daha 35. dakikada 5-0 olmuştu. Belki 5. golde daha iyi hamle yapabilirdim. Orta saha çizgisini biz belki de hiç geçemedik. Galatasaraylı futbolcular orta çizgiyi geçtiklerinde benimle karşı karşıya kalıyorlardı. ama ben hayatım boyunca şike yapmadım.

Türkiye’de 7 yıl oynadım. En iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. Eskişehir, Beşiktaş ve Ankaragücü’nde üç tane Başbakanlık Kupası kazandım. Geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. Çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapadım...

Sana karşı Türk Medyası neden cephe alsın ki?

O dönemlerde Yugoslavya’da savaş çıkmıştı ve Türkiye’deki gazeteler benim aleyhimde çok politik haberler yapıyordu. Benim çocuğum Ankara’da doğdu. Türkiye’yi kendi ülkemden ayırmıyorum. Ama benim aleyhimde, “Sırp askerlerine yardım yapıyor. Silah alıyor.” diye de yazdılar. Benim müslümanlara karşı en küçük bir saygısızlığım ve kötülüğüm mü oldu ki? olmadı...

100. yıl anısına yaptırılan ve beşiktaş’ta forma giymiş bütün futbolcuların isimlerinin yazılı olduğu formada sizin adınız yoktu.

Hayatım boyunca en büyük acıyı o gün çektim. Bunu kim yaptıysa günahını da o çeksin. Ben Beşiktaş formasıyla tam 120 tane maç oynadım. Bunlar tarihte yazılı. Ben o dönemde ligde en çok maç oynayan yabancı oldum.İiki yıl boyunca bir dakika bile eksiğim yok. Bütün maçları oynadım. bunu yapan yöneticiyi de biliyorum. Ben Beşiktaş’ta oynarken Galatasaray maçlarında Prekazi ile selamlaşamıyordum. Çünkü o zamanlar yönetici olan insan beni şike yapmakla suçluyordu. Sinan Engin de Ankaragücü’ndeydi ve bütün olup bitenleri biliyordu...

Türkiye’de ne zaman şike olayları konuşulsa hep sizin adınız gündeme geliyor. Peki,Sinan Engin tüm olup bitenleri neden hiç açıklamadı?

Açıklamıyor, çünkü şu anda Beşiktaş’tan ekmek yiyor. Nasıl olsa Zalad 2 bin kilometre uzakta, duymaz, görmez zannediyor, ondan konuşmuyor. Sinan’la her zaman iyi diyaloglarım oldu. Geçen sene o formalar yapılırken Sinan konuşabilirdi; ama yönetimle karşı karşıya gelmek istemedi. Üç-beş maç forma giyenlere saygı gösteriyorlarsa, benim 120 maçıma daha çok saygı duymaları gerekirdi...

Hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı?

1990-91 sezonuydu. Fenerbahçe ile Beşiktaş çekişiyor. Ankaragücü de F.bahçe ile istanbul’da oynayacak. O hafta da annem ve kayınvalidem Belgrad’tan geliyordu. Onları karşılamaya gittim. Sonra da Beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. Yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler (BURAYA DİKKAT!!!)Beşiktaş’ın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. Çekin üzeri boştu. Dostum, “eğer Fenerbahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın.” dedi. Yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme, “kalkın, toparlanın, hemen Ankara’ya gidiyoruz.” dedim ve çeki yırtıp attım. “Ben paramı kulübümden alıyorum. Söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin.” deyip Ankara’ya döndüm...

Galatasaray'in 1-0 dahi yense Şampiyon olacagi macin skoru...

Ayni hafta besiktas genclerbirligini 3-1 yenmistir.

Fakat o zamanki olaylarda diger bir ilginçlik , mactan sonra o zamanlar Genclerbirligi sonradan Fenerbahce formasını giyen Kemalettin isimli futbolcunun bir gazeteye (BURAYA DA DİKKAT!!! ''Besiktaş maçı satın almıştı biz vermedik!! Bunu gören antrenörum de beni 2.yari da oyundan aldı...''' şeklinde açiklamada bulunmasidir.Gerçekten de maçın ilk yarısı 1-1 iken , maç 3-1 sona ermiştir.Bu da unutturulmak istenen, hiç üzerinde durulmayan bir hadisedir...

Daha once çeşitli benzer şike söylemleri olmasına rağmen..

Bunun yanında Zalad isimli kaleci , bu maçta ilk yarida görev alıp 5 gol yemiştir nasıl olsa...

Ayni Ankaragücü'nün o sezon Kaşıiyaka'ya 7-0 , Besiktas'a da 6-0 , Fenerbahçeye 4-0 yenilmesi sadece tesadüflerden ibarettir...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.