Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ankara havası

Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2021 00:07

Sonbahar mevsimi bütün güzellikleriyle geldi, geçiyor bile. Zaman su gibi akıp giderken, takvimlerde birbirini kovalayan günler nedeniyle değişiyor. Aylardan Kasım, onunda miladı dolmak üzere.

Ankara’nın havası genelde kurak olur. Karasal iklim nedeniyle gündüzleri sıcak, geceleri ise soğuk ve ayaz geçer.

Burası, Türkiye’nin kalbidir.

Her türlü devlet işlerinin yanı sıra, bürokraside yükselmek isteyenlerin, siyasetin de ana merkezidir.

Tabi, yolumuz Ankara’ya düştüğünde, bürokratların görüşlerinin yanı sıra siyasetinde nabzının tutulması gerekiyor. Çünkü, Ankara’dan Bursa’ya geldiğimizde, arkadaşlarımız, tanıdıklarımız, “ne var, ne yok? Ankara’nın havası nasıl?” diye bize soruyorlar.

Ankara’nın havası normal. Sonbahara yakışır bir vaziyette. Çok şükür biz gezerken yağmur yoktu. Güneş çoktu. Bir sıkıntı yaşamadık. Yol, yordam bildiğiniz zaman mesele kalmıyor.

Gelelim siyasetin yokuşlarına. Siyasetin en fazla attığı yer, siyasi partilerin genel merkezlerinin bulunduğu Balgat olsa da, merkez Kızılay ve halkın görüşleri çok önemli.

Kocatepe Camisinin önünden bindiğiniz taksi şoförü ile sohbet ederken, Ankara’nın ve halkın havasının nasıl olduğunu öğrenmek mümkün. Bende öyle yaptım. Gece yarısı taksi şoförüne, “durum, vaziyet nasıl? Büyükşehir hizmetlerinden memnun musunuz?” diye sordum.

Sohbet başladı, taksi şoförü, “eskiyi mumla arıyoruz. Şu ana caddede bir viyadük yapılması için yol altı ay önce trafiğe kapatıldı. Ama, bugüne kadar hiç kazma vurulmadı. Trafik keşmekeş. Biz, Melih Gökçek’e kızıyorduk. Alt geçit, viyadük yaparken yolları 45-50 gün kapatıyor diye. Şimdi, 180 günü geçti, hala iş başlamadı….. ”

“Peki, Ankara halkının bakışı nasıl?” Diye sordum.

Taksi şoförü, “ben halkım. Esnafım. Şunu söyleyeyim. Ankara Halk Ekmek’te Mansur Yavaş başkan seçildiği günden bu yana en az 6 tane genel müdür değişti. Yine, Ulaşım Daire Başkanlığında ben diyeyim 4 sende 5 genel müdür değişti. Bunlar neden görevden alındı diye sorarsanız, hepsiyle ilgili soruşturma başlamış. Bazıları suçüstü yakalanmışlar. Ama, medya yazmıyor. AK Parti ise iktidar hevesinde olduğu için bu konuları görmüyor. Muhalefet yapmayı beceremiyorlar. Böyle giderse de halktan vetoyu yiyecekler….”

Durum vaziyete baktığımızda, halkımız hem CHP hem de AK Parti’den beklediği ilgiyi ve hizmetin karşılığını bulamamış.

Görünen o ki, AK Parti tıpkı Bursa’da olduğu gibi başkent Ankara’da da muhalefet yapmayı becerememekle suçlanıyor.

Ankara Büyükşehirle ilgili daha pek çok hikaye duyduk, dinledik ama, bu anlatılanların ne kadar doğru, ne kadarı yanlış, onu zaman gösterecek.

Gelelim, genel siyasete.

Ankara’da seçim havası yok.

Ne meclis kulislerinde buna ilişkin istekleri gördüm, ne de görüştüğüm diğer siyasi parti yöneticilerinde.

Muhalefet her ne kadar erken seçim diye dirense de söylemlerde bulunsa da sanırım o partilerin milletvekilleri bile erken seçim istemiyorlar.

Görüntü böyle.

Siyasette ise en fazla gündem olan parti İYİ Parti. Önce Lütfi Türkan’ın şehit yakınına ettiği küfürler. Bu yüzden, İYİ Partiye daha önce el altından çalışıp belge ve bilgi veren bazı bürokratlar çark etmişler. Partinin genel başkan danışman kadrosundan bile tepki gösterip istifa edenlerin olduğunu duyduk.

CHP örgütlerinde ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın CHP’li bir başkan olarak değil de bazı eski Büyük Birlikçilerle kurduğu arkadaşlıkları konuşuyorlar. Bu konuyu genel merkeze ulaştırmışlar. İşçi alımından atamalara kadar CHP’nin bir isteği yerine geliyorsa, başkalarının 10 isteği anında yerine geliyormuş. Rahatsızlık yaratan başka konuları da anlatılar ama, CHP’liler de büyükşehir hizmetlerinden memnun olmadıklarını ifade ediyorlar.

Ankara’nın gündemi ekonomiye odaklanmış.

Herkes, hayat pahalılığından, dövizdeki yükselişten dertli. İktidar kanadından görüştüğüm kişilerde de aynı kaygılar var. Vatandaşlar ise gelir- gider dengelerinin bozulmasından yana dertli. “Aldığımız maaşlarla normal giderleri karşılayamıyoruz” diyerek dert yanıyorlar.

Genel duruma bakıldığında, pandemi korkusu ve koronavirüs salgını ikinci planda kaldı. İnsanlarımız, geçim derdine düşmüşler. Ekonominin hali ortada. Sıkıntılar büyük. Halkımız, zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamada güçlük çekiyor. Çarşı pazarda ise haftalık fiyatlara alışmıştık. Şimdi, saatlik fiyatlar var.

Bu ekonomik sorunun dünyanın genel sorunu olduğu söylense de halkımız “ben Türkiye’de yaşıyorum. Kazancım her geçen gün azalıyor. Döviz ve altın fiyatları yükselirken, aldığım domatesin bile fiyatı saatlik değişirken ne yapacağını bilmez hale geldik. Zaten, işsizlik sorunumuz vardı, şimdi birde ekonomik sıkıntılar eklendi” diye konuşuyorlar.

Ankara’nın havası bu yönden baktığımızda puslu gözüküyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.