Nasıl da alışı alışıveriyoruz;

Kadına,kıza ve tüm yaradılmışlara uygulanan ısrarlı şiddete,

Kız çocuklarının koskoca adamlara eş diye verilmesine adına bir de utanılmadan birbirleri bağdaşıyormuşçasına çocuk gelin denilmesine,

Alenen gözümüzün içine baka yapılan hırsızlığından yolsuzluğuna türlü aymazlıkla,

Dağlarımızın, denizlerimizin, ovalarımızın tarım alanlarımızın peşkeşe tabi tutulup talan edilmesine,

Binlerce hektar ormanımızın ve orman hayvanımızın cayır cayır yakılmasına,

Her doğa olayından nedeni tartışmalı telafisi çok zor acıların fışkırmasına,

Trafik kazalarında yitirdiğimiz onca insana ve dahi yaralıyla,

Yoksulluk sınırına bile razı olup açlık sınırının altına düşme endişesi ile uykuların kaçmasına,

Dövizin ikide bir feyk atmasına;dolayısı ile paramızın her gün eriyerek pul olmasıyla,

Üllkenin her alanında ayan beyan ortalıkta dolanan maganda enflasyonuna,

Çocuklarımızın din adamı kisvesi altında ki sapıklar tarafından biteviye tasullata uğramasına,

Politikacıların monologlarla, twitlerle  giriştikleri sonuçsuz ve anlamsız kayıkçı kavgalarına,

Tehditlere,hakaretlere,ayar vermelere,

Adam kayırmaları ve okuyup okuyup işsiz kalmalarla,

Asgari ücretin azami ücret muamelesi görmesine,

Ederleri bedellerinden utanan faturalara,

Palkiryasından Sam’ına İgorundan El bilmemnesine kadar dünyada ne kadar millet varsa hepsiyle ayrı uğraşmak zorunda kalınmasına,

Daha çok kazanmak uğruna gıdalarımıza dadananmış sağlığımızla oynayan çakallara,

Öğrencilerimizin ilk orta üniversite dahil tüm öğrenim kurumlarında ki başarı oranlarının düşüklüğüne,

Akademisyensiz üniversitelerle,  kapanan binlerce köy okuluna. Tamamına yakını sahibinin sesi olmuş basına, medyaya,

Siyaseti ergen kavgası sanan eskimişlerle,

Düşmanlarının televizyonlarda, camilerde ve onlara çanak tutan her ortamda Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e rahat rahat saldırmalarına,

Cumhuriyetimizin değerleri üzerinde vatan hainlerini överek tepinenlere,

Yazdığını okuyamayan ağızından çıkanı kulağı duymayan küfürbazlara,

Hatta ve hatta bebek ve insanlık katili terör örgütleri ile can siperane dövüşürlerken şehit verdiğimiz evlatlarımıza…

Alışı alışıveriyoruz.

Alışıveriyoruz lafın gelişi; çoktan alıştıkta her biri vaka-i adiyemizden oldu.

Yoksulluk kaderdir saçmalamasını, açlık sınırından terfinin yoksulluk sınırı olmasını, salgından her gün sayılarını bir türlü net olarak bilemediğimiz kayıplarımızı ve daha nicelerini hiç saymıyorum:

Onların çetelesini tarih tutuyor ve elbet bir gün listesini önümüze koyacaktır.

Aralarında hala alışamadıklarımız varsa onları da görürüz o listede.

Tabi nihayetinde ‘dünya hali; insan alışı alışıveriyor işte…’

Denilebilir de,bu dünyanın bir de öbür dünyası var;

Bizi  alışılmaması gerekenlere alıştıranlar Ahirette yerlerine alışabilecekler mi,yoksa yadırgayacaklar mı o hiç belli değil işte.