Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

AK Parti ruhunu mu kaybetti?

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2022 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2022 00:07

Türkiye Cumhuriyeti Devleti için her daim kullanılan bir cümledir; "devlet hep 18 yaşındadır" ifadesi... Bugün geldiğimiz noktada 2002 yılından bugüne siyasetin içerisinde varlık gösteren ve iktidar hakimiyetine sahip olan AK Parti'nin Milletvekili, Genel Merkez ile İl ve İlçe yöneticileri dahil Belediye Başkanları ve Meclis Üyeleri yaş ortalamasını değerlendirdiğimizde, AK Parti'nin artık yaşlı bir parti olduğunu ifade edebiliriz.

Her ne kadar birileri; "AK Parti'de gençlik ve kadın kolları çok iyi çalışıyor" ifadesine yer veriyor olsalar bile, pandemi süreci dahil son 3 yıldır, AK Parti Bursa gençliğini Yıldırım'da kurulu bulunan Sinandede Mahalle gençliği kadar aktif ve heyecanlı göremediğimi ifade etmek isterim. Tüm misafirlerini ayrı bir coşku ile ağırlayan Sinandede Gençliği, emin olun AK Parti gençliğinden daha genç ve dinamik. Böylesine gençler; sokaklarına ve mahallerine sahip çıkarken, sözüm ona Recep Tayyip Erdoğan'ın gençliği neler yapıyor merak etmiyor değilim! Örneğin, mevcut AK Parti Bursa İl Gençlik Kolları göreve geldiği günden bu yana; kaç medya ziyareti gerçekleştirdi, kaç defa muhtarlar ile buluştu, Bursa'da 18 yaşında seçilmiş kaç muhtar veya belediye meclis üyesi var, gençlik çalışmaları konusunda sokağa yansıyan, köşe yazarlarının kulağına fısıldanan kaç proje gerçekleştirdiler? Görüyorsunuz, sorular ortada peki gençlik ve kadın kolları nerede?

Gençliği eleştirmekteki nedenimiz aslında AK Parti'nin Bursa dahil birçok şehirde ve büyükşehirde yaşlandığı gerçeğini ortaya çıkarmak! Öyle ki, AK Parti normal şekli ile adından belli Adalet partisi olmasına rağmen Adalet Bakanı bile genç değil! Gençlik ve Spor Bakanı ise, adeta kayıp!  Ve kendileri de yaş olarak 40'ı geçti sanırım.

Anlaşılan, binlerce avukat ve hukukçu üyesi olan ve yine beraberinde yüzlerce genç hukukçunun mezun olduğu Türkiye'de, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın huzuruna hiç genç ve tecrübeli hukukçu getirilmemiş olacak ki; Sayın Bekir Bozdağ yeniden Bakan olmaya hak kazandı!

Siyaseti eleştirdiğimizde; siyasiler kendi yetersizliklerini görmezden gelerek, biz gazetecileri yok etme yoluna gidiyorlar. En basitinden telefonlarımızı açmıyorlar veya engelliyorlar, işlerimize ve ekmek paramıza engel oluyorlar, hiçbir şey başaramıyorlarsa yok sayıyorlar. Oysa, gerçekler her zaman gün gibi ortaya çıkıyor. Bugün AK Parti'nin özüne, ruhuna ihtiyaç olunan bir dönemde AK Parti, adeta ihtiyarlar kampına dönmüş durumda. Yarın kim Milletvekili adayı olacak sorumun cevabı hiç 40 yaş altı olmadı! 50 yaşında bilmem kaç çocuk babası kadın ve erkek siyasiler ile bürokratlar, Milletvekili aday adayı olmaya hazırlanıyor. Değerli büyüklerim, lütfen torun bakın! Bakınız; yeni nesil ve yeni dünya, teknoloji devri. Sizler, evlerinizde facebook ve ınstagram başta olmak üzere bir kısım sosyal medya argümanları ile eğlenin. Türkiye, ihtiyar siyasetçileri mutlu edecek bir oyun parkuru değil!

Türkiye'nin genç ve dinamik bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı var! AK Parti, son MYK ile kongreler ile tek adam rejimine sürüklenen ve bu dehlizde kendini tüketen bir siyasi hareket olmaya başladı. Evet, Türkiye'nin genç ve dinamik bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı var ama maalesef ülke olarak böyle gençleri siyasette var edemedik. Mevcut koşullarda enerjisi, başarısı ve dinamimizle ile elimizdeki en iyi isim, yine Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Yani AK Parti bile kendi içerisinde kendi alternatiflerini üretemedi! Kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk, sürekli gençler diyerek Türkiye'yi dinamik bir hale getirirken maalesef Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi ihtiyar bürokratlar ile siyaselere ve bakanlara mahkum ederek ülkeyi ekonomik bir dar boğaza sürüklüyor!

Yukarıdan aşağı yazdığım tüm cümlelerin sabah namazına yakın bir vakitte yazdım. Bilirsiniz, ben pek uyumam! Uyur gezer değil, gezer uyurlardanım. Sosyal medyada dolaşırken, CHP'li Özgür Özel'in Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bütçe görüşmelerinde Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ'ı işaret ederek onunda olduğunu anladığım konuşmasında ifade ettiği şu cümleler üzerine bunca yazıyı yazdım.

Ne diyor CHP'li Özgür Özel; "Adalet ve Kalkınma Partisi 20'nci kez bütçe yapıyor. Bugün bütçeyi görüşüyoruz. Ve Meclisin bütçesini görüşüyoruz. 286 Milletvekilinden uzun süre 4 kişi ile dinlediler. Şuanda 8 arkadaş salonda. Milliyetçi Hareket Partisi 48 Milletvekilinden hiç biri yoktu, şuanda 2 arkadaşımız salonda. Muhalefet partileri bütçede eleştiride bulunuyorlar. Bu bütçe kimin bütçesi? Bu bütçe, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, Cumhur İttifakının, Recep Tayyip Erdoğan'ın başında olduğu veya tek kişilik hükümet sisteminin bütçesi. Şüphesiz o, bütçeyi gurubuna emanet ederek yolluyor. Durumunuz ortada. Cumhur İttifakı'nında tükenmişliği ortada. Yoksa bu bütçeyi yönetecek olsalar, azimleri olsa, hani sloganlarındaki gibi 'ilk günkü aşkla' olsalar burada olurlar dimi. Sayın Bekir Bozdağ burada Grup BaşkanVekilliği yaptı. Günü gelince parlamenter sisteme laf etmeyi biliyor Sayın Bozdağ, parlamenter sistemde siz Grup Başkanvekili iken böyle ruhsuz bir bütçe gördünüz mü? Parlamenter sistemde parlamento bütçeye sahip çıkar. Tek adam rejiminde parlamentoya, bütçe hakkına nasıl baktığınız ortada? Rejim yürümüyor, sistem tıkanmıştır!"

Şimdi bu sözleri kabul edersiniz, etmezsiniz bilmem. Ben; biliyorum ki, AK Parti Bursa kadrolarında siyaset yapan üyesinden İl yöneticisine birçok insan 20 yıllık iktidar döneminde daha ne AK Parti Genel Merkezi'nin nede Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kapısından içeri adım atmamıştır! Atanlarında ya bir derdi vardır yada yanlarında bir dertli vardır. Anlayacağınız kimse "daha iyi bir Bursa ve Türkiye için" proje üretip "bende varım" dememiş. Demiş olsa idi; bugün Bursa'dan 25 yaşında Milletvekili ve Bakan ile Belediye Başkanları olurdu!

Geldiğimiz noktada AK Parti'de söz değil, yumruklar konuşuyor! Haklı veya haksız kim olursa olsun; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Milletin bir diğer temsilcisine söz ile değil, yumruk ile cevap verecek kadar kendini aşağı çekebiliyor ve öfkesine hakim olamıyorsa! Yapması gereken derhal görevini ve partisini terk ederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Türkiye 'nin önünden çekilmektir. Eğer o kişi bunu yapamıyorsa bunu AK Parti yapmalıdır!

Kısacası; AK Parti, ya kendini temizler ve toparlar, yada bu Millet sandıkta herşeyi topyekün değiştirmeye muktedirdir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.