Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Aday kuyruğu

Yazının Giriş Tarihi: 19.03.2023 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.03.2023 00:00

Hayatının çocukluk ve ergenlik dönemini. Yağ, şeker, gaz, tüpgaz, hastane sırası gibi kuyruklarda bekleyerek geçirmiş birisi olarak, bu kez de 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerle ilgili parti binalarındaki aday adaylığı kuyruklarını dikkatle izlemeye başladım.

Malum, herkesin gönlünde yatan bir aslan vardır.

Bu aslan kimi zaman kedi gibi gözükse de zamanı geldiğinde tam bir kaplan olup saldırır. Kimi zamanda elde etmek istedikleri için önüne geleni yıkıp geçer. Çünkü, zafere ulaşmanın en etkili yolu, yıkıp, yakmak ve dökmekten geçtiğine inanan öylesine çok insan var ki etrafımızda, yaşantımızda, onları toplumsal yaşam kuralları ve sosyal denge yaşantısı konusunda eğitmenin de artık bir anlamı yok.

Böyle gelmiş, böyle gidip göçecekler.

Hani, insanları olduğu gibi kabul et, boşu boşuna değiştirme adına uğraşma demişler ya, aynen çok da doğruyu söylemişler.

Şimdi, siyasi partilerin hasat zamanı. Çünkü, seçim tarihi belli oldu. Takvim işliyor. Büyük bir ihtimalle seçimler iki ittifak arasında, Cumhur ittifakı ile Millet ittifakı arasında çekişmeli bir halde geçecek.

Siyasi tarihe yazılan 6’lı masa, ittifakların genişletilmesi, siyasi partilerin kapı önünde, masada, kapı arkasında, otel salonlarında pazarlıkları aynen ve bütün hızıyla devam ediyor. Geçen hafta Ankara’da olduğum için biliyorum, otellerde yer bulmak gerçekten güç. Aday adayları ve tayfaları haftalar öncesinden gelip Ankara’yı mesken tutmuşlar.

Gelip gittikleri yerler belli. Parti merkezleri, TBMM ve Kızılay meydanı.

Vekillik hayali kuranlar ile bürokraside yükselme adına, “ben sizin yanınızdayım” mesajı verebilme adına çalışanların aday adayı oldukları bir dönemi daha yaşıyoruz.

Bunları daha önce yaşadık. Gördük.

Filmi tekrar tekrar izlemek bazen insanları sıkıyor.

Bazıları baktığımızda ise kronik aday adayları var. Bu insanlara her partide rastlamak mümkün. Ömürleri, aday adaylığı sıfatından başka sıfat tanımıyor. Adaylık sıfatına dahi geçemeyenlerin hala bu dirençlerini ısrarla sürdürmeleri ise hayal ve beklentilerin ne kadar büyük olduğunun işareti olarak değerlendirmek gerekiyor.

Bazılarına göre ise bu durum psikolojik ve klinik vaka imiş. Bizim uzmanlık alanımızın dışında kalıyor. Pek fazla ilgi göstermeye gelmez.

Aday kuyruğu çok.

Hele bu seçimde, anketlere göre, seçimlerin bıçak sırtı gibi gösterildiği için hem muhalefet hem de iktidar ittifakları epey ilgi çekiyor.

Neden olmasın? Düşüncesiyle hareket eden pek çok tanıdığım var.

Birde, gerçekten vatana, millete ve ülkeye hizmet edebilme adına yola çıkanlarımız var. Allah hepsinin yar ve yardımcısı olsun. Herkesin gönlüne göre versin.

Bugün, yarın listeler açıklanacak. Bu kişiler, listelerin hak etmeyenlerin, halkta ve toplumda izi olmamasına rağmen, genel merkez ve genel başkanlara yakınlığı nedeniyle listeleri süsleyen adayların baş köşelere nasıl oturduğunun hesabını, kitabını yapıp, kendi kendilerine sorgulamaya başlayacaklar.

Ben, şu anda aday adayı isimlerini yazmıyorum. Hepsinin birbirinden değerli ve vekillik içinde yeterli olduğuna inanıyorum. Nasıl ki, kendilerine güvenip yola çıkmışlar, bizlere de başarı dilemek düşer.

Siyasi partilerin, kendilerine aday adayı olan isimleri açıkladıkları zaman aday adayları ve tanıdığımız, bildiğimiz isimlerle ilgili gerekli yorumları yapmayı arzu ediyorum.

Çünkü, aday seçici bizler değiliz. Medya değil. Sosyal medya hiç mi hiç değil. Siz, Her nerede olursa olsun, istediğiniz kadar gürültü patırtı yapabilirsiniz. Ama, listeler, özellikle liderlerin iki dudağı arasından çıkacak isimlerle şekillenecek. Burada amaç, insanların kendilerini tanıtması olmalı.

Bizlere tanıtması, bizim tanımamız neticeyi değiştirmiyor.

Çünkü, siyasi arenada, bütün partilerde, atama yöntemi kullanılıyor, uygulanıyor. Liderler, parti genel merkezinde liderlere yakın insanlar, kimi isterlerse o kişiler listenin uygun yerlerine monte ediliyor.

Bunun ismi bana göre demokrasi değil. Ama, kanun ve nizam böyle.

Asıl önemli olan, siyasi partilerde bütün üyelerin katılım ile ön seçim yapılması. Aday adayları çıksın. Parti yönetimleri de tarafsız kalsın. Sandıklar partililerin önüne konsun. Parti üyeleri kimi istiyorlarsa ona destek olsunlar.

Demokrasi bana göre böyle şekillenmeli.

Bu önseçim meselesinde de geçmişte çok olayları yaşadık. Kim daha fazla yemek ısmarlayıp, bol yıldızlı otellerde toplantı yaparsa, delege ağaları veya partinin önde gelenlerin eş, çocuklarına iş bulup onlara maddi imkan sağlıyorsa, onlar liste başlarını kazanıyordu. Partilere emek verenler ise “çile bülbülüm çile” şarkısını söylemeye devam.

İşte, Türk aklı. Her türlü yolda yaşanılan sıkıntılara çareler bulmakta üstüne yok.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.