Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Acı reçete!

Yazının Giriş Tarihi: 31.03.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.03.2021 00:00

Her işin başı sağlık, ama bizim ülkemizde sağlık denildiğinde her türlü sağlıksız hareket ön plana çıkıyor. Dikkat yok. Sonra da tehlikenin boyutu artınca önümüze konulan açı reçeteyi kabul etmiyoruz. Kırmızı etiketi çoktan yedik ve damgalandık da haberimiz yok.

Pandemi salgını nedeniyle çok günler geçiriyoruz, yaşıyoruz. Aylarca evlerde kapalı kalındı. Sokaklarda insanlar birbirlerine yaklaşmaktan korktu. Kaçındı. Selamlaşma, uzaktan yapıldı. El sıkışma, tokalaşma artık tarihe karıştı.

Yakın arkadaşlar, akrabalar, çocuklar, eşler bile artık birbirleriyle sarılmaktan kaçınır, korkar hale geldi.

Salgından korunma adına doktorların bizlere sürekli tekrar ettikleri maske, mesafe ve temizlik kelimelerini artık ezberledik. Çocuk şükür, bu kurallara harfiyen uyanlar var. Uymayanlar ise çoğunlukta.

Uymayanlar ise, sokağa çıkmanın bin bir bahanesini bulmuşlar. Hafta sonları sokağa çıkma yasağı uygulandığı günlerde, ellerine bir poşet alıp ekmek almaya gidenleri ellerindeki oltalarıyla deniz kıyısında ve dere kenarlarında balık avlamaya çalışırken görmedik mi biz bu ülkede?

 Gördük.

Yine, hafta sonları yasak olmasına rağmen, evlerine en yakın markete gitmelerine izin verilenlerin aile boyu, çoluk çocuk geziye çıkıp, sözde marketten leblebi almaya gitmelerine şahit olmadık mı?

Olduk.

Sonra, Bursa adına konuşmak ve yazmak gerekirse, uygulanan sıkı yönetim ve sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle çok şükür orta riskli bölge olarak damgalanın sarı renkte idik.

Sonra, birden kısıtlamalar kalktı. Kontrollü normalleşme başladı. Bizler, kontrollü normalleşmeyi yasakların tamamen kalktığı ve artık tamamen özgür olduğumuz günlerin başlangıcı olarak anladık. Sokağa çıktık. Toplu yerlere gittik. Evlerde gün partileri yeniden başladı. Kafelerde kalabalıklar, restaurantlarda kalabalıklar oluştu.

Yani, maske, mesafe ve temizlik kuralları bir kenara itilip, gününü gün etme bahanesiyle kalabalık ortamlarda bulunmaya başladık. Asker uğurlamasıyla, cenaze evlerindeki taziyelerle, sokaklarda çocukları oynatan annelerin yan yana gelip birbirleriyle dert yanması, dedikodu yapmasıyla, kafelerde boş masa kalmamasıyla karşılaştık.

Tabi, insanların ihtiyaçlarını karşılaması, sosyal alanlarda eş dost edinmesi, arkadaş ortamlarında bulunması ve işlerin bazen bu ortamlarda kazanılması çok önemli bir denge. Kafelerin ve restaurantların kapatılmasına zaten işin başından beri karşı çıkan birisi olarak, kalabalık ve mikropların buralardan bulaştığı iddiasıyla kafelerin ve restaurantların kapatılmasını değil, sıkı denetimlerine razıyım. Denetim, öylesine yoldan geçip, bakıp görmeme şeklinde değil, bakıp görme, gördüğünü ikaz etme, gerekirse cezalandırma, bir daha yapmamasını sağlama anlamında değer kazanıyor bizim ülkemizde.

Çünkü, cezayı yiyen anca akıllanıyor. Uyarılar pek bir fayda sağlamıyor.

Bugün gelinen noktaya baktığımızda. Bursa Sarı renkten önce turuncuya sonra da kırmızıya, yani çok riskli kentler kategorisine geçti.

Beraberce başardık.

Hani o aylarca evlerde kapalı kaldığımız günlerde mikrobun yayılmasına engel olduğumuz için sevinirken, şimdi mikrobun çok ani ve hızla yayılmasını karşısında ne yapacağımızı düşünür hale geldik.

Bu işi yine beraberce başardık.

Ne mutlu bizlere. Çok kısa zamanda, 15 gün içinde Sarı Renkten Kırmıza renge terfi ettik.

Sonrasında, “bana bir şey olmaz” mantığı hala hakim.

Ülkemize bakıyoruz. Evlerde kapalı kaldığımız ve kontrollü normalleşme dönemine başlanıldığında Türkiye genelinde ortama ölüm / vefat sayısı 30. Ortalama yeni hasta sayısı bin 500. Ortalama iyileşin hasta sayısı 3 bin. Hastanelerde yatan ağır hasta sayısı 300.

Bu rakamlara baktığımızda “biz bu işi başardık. Hastalıktan yırttık. Kurtulduk” diyebiliyorduk. Sevinerek, mutlu oluyorduk.

15 gün geçti. Rakamlara bakalım. Ülke genelindeki hasta sayısı 240 bin. Ortala ölüm / vefat sayısı 150 ve üzeri. Ortalama yeni teşhis konulan hasta sayısı 35 bin civarında.

Bu rakamlar bizleri yeniden korkutmaya başladı. Hükümet, yeni önlemleri almak zorunda kaldı. 81 kentimizden 58 kentimiz kırmızıya büründü.

Bu durumda, Bursa dahil 58 ilde cumartesi Pazar hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması uygulaması geldi. Yine, 13 Nisan’da başlayacak olan Ramazan ayı süresince iftar sofralarının lokanta ve benzeri yerlerde kurulması, toplu iftar yemekleri verilmesi yasaklandı. Hafta sonu düğünleri, nişanları, eğlenceleri de geçici süreyle yasaklandı.

Olanlar oldu. Eski günlere yani, evlerde kapalı kaldığımız günlere tam olarak dönmesek bile geri dönmek zorunda kaldık.

Bütün bunları hep beraber, dikkat etmeyerek,. Umursamayacak başardık.

Sonrasında kırmızı yaftayı boynumuza astılar.

Şimdi de artık cumartesi Pazar günleri yasağı delme adına, ekmek almaya giderken ailece piknik yapmaya gideriz. Alıştık, tehlikeyi görmememe. Hastalıkla ve ölümlerle dalga geçmeye. Başkalarının sağlıklarını hiçe saymaya nasıl olsa….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.