Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Abla

Yazının Giriş Tarihi: 05.03.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.03.2021 00:01

Öncelikle şunu belirteyim ki;

Bu yazı zinhar bir yerlere mesaj göndermek, bir partinin taraftarlığını yapmak, satır aralarında birilerinin kulaklarına ‘‘ben buradayım’’ diye fısıldamak, kısacası siyasete soyunmak için  filan için yazılmadı.

Kaldı ki bendeniz de bu güne dek hiçbir partiye sözcüğün her iki anlamı ile de yazılmadım; asla da yazılmayacağım.

Siyaseten ülkem için neyi doğru görüyorsam o benimle sandık arasında son oyumu kullanana dek sürecek.

Yazıyı bu gözle okuma teveccühünü göstermenizi rica ediyor ve başlıyorum.

Son zamanlar da muhalefet partilerinin halka ulaşmak için yurdun çeşitli yörelerinde çarşı, pazar ve esnaf ziyaretleri yaptıkları hepimizce malum.

Ancak İyi Parti’nin Genel Başkanının gerçekleştirdiği yurt içi gezilerinin diğerlerine oranla daha bir sıklıkla gündem olduğu dolayısı ile de daha çok ses getirdiği kanısındayım.

Eğer yanılmıyorsam 2020 yılının Ocak ayında başlayan ve salgından dolayı bir süre ara verilmek zorunda kalınan, şimdilerde ise kalındığı yerden devam ettirilen ziyaretler mitinglerin, etkinlik düzenlemelerinin çok ötesinde Başkanın illerden ziyade ilçeler de yaşayan halkın her kesimi ile buluşup sohbet etmesi üzerine kurgulanmış.

Başkan gittiği her yerde kimin ile konuşsa ya da kendisine kim seslense sıfat aynı.

Abla…

Elbet vardır da, izlediğim ziyaret videolarında pek kimsenin de kendisine   Sayın Başkanım, Efendim, Hanımefendi diyerek hitap ettiklerini, cümlelerine zat-ı aliniz diyerek başladıklarını ya çok nadir duydum ya da hiç duymadım.

Abla sıfatının sonuna  bir de ‘‘m’’ harfi koyarak içselleştirenleri, başına adını koyarak seslenenleri de dahil ana hitap şekli  Abla idi ve bu bana son derece samimi geldi.

Hatta zaman zaman fikren karşısında olanlar da aynı tabiri kullandıkları için iki kere samimi geldi.

Mesela ben hiçbir parti başkanına, başkanından geçtim yetkilisine halk ile konuşmalarında abi denildiğine hiç tanık olmadım.

Hemen o öyle yazılmaz demeyiniz lütfen;

Ben de sözcüğün gerçek söylenişinin ve yazılışının ‘‘ağabey’’ olduğunu biliyorum ama özellikle söylenildiği gibi yazdım.

Çünkü sıfatın bu söyleniş şeklini çok daha samimi buluyorum.

Ne bileyim diğerinde;

Ağa var,bey var ya; o yüzden  bir seviye farkını vurguluyorlarmış gibi algılarım onları.

Dayı, amca, yenge, birader den de çok daha sıcaktır gözümde abla ve abi.

Genellikle yürekten bir samimiyetin tezahürü olduklarını düşünürüm.

Peki insanlar Meral Hanım ile konuşurlarken neden diğer sıfatlarını pas geçerek kendisine abla diye sesleniyorlar?

Öyle ya;

Meclis Başkan Vekilliği yapmışlığı var, Bakanlık yapmışlığı derseniz  o da var, Parti Başkanlığı; o zaten var, Akademik Kariyeri de malum, siyasi kişiliğini tartışmak mümkün bile değil dolayısı o da var.

Pekala,Sayın Başkanım, sayın Bakanım,sayın Liderim,Hocam vs ile de anılabilir.

Ama yok;

Abla aşağı abla yukarı…

Yaşça kendinden büyük olanları içinde bacım aşağı bacım yukarı…

Kim bilir belki de bu durum insanların artık kendilerinden beş basamak yukarı da durarak seslerini duymakta zorluk çeken, bulundukları makam ve mevkilerin duvarlarının ardında sıkışıp kalan, halktan sevgiden ziyade saygı bekleyen abartılmışını da sahi sanan,etraflarında ki kalabalıklardan dolayı ulaşılamayan o zaman da halk yerine kraldan çok kralcılarla muhatap olmak zorunda kalan klasik politikacı tiplemesine karşı bir tepkinin tezahürüdür.

Evet bizim halkımız karşısındakine onun bile algılamakta zorlanacağı payeleri vermekte çok cömerttir.

Mesela doktora gitsin, eylemini eşine dostuna ‘‘Doktora çıktım’’ diyerek anlatır; biraz mürekkep yalamışa Hocam der…

De; işin ilginç yanı bu insanların kendisine rast geldiklerinde Meral Hanım’a hep bir ağızdan abla demeleri.

Yani başkaca hiç bir payeye gerek görmeden karındaş muamelesi yapmaları.  

Bilmem politikacılar ne kadar farkındalar da, artık halk ile aralarında ki mesafe gittikçe açılıyor.

Son anketlere bir bakın lütfen; verilerin  anketlerin doğasına ters bir biçim de hepsinin oy kaybına uğramaları başka türlü nasıl açıklanabilir ki?

Genel kuraldır; birilerin oyları azalıyorsa diğerlerinin ki mutlaka yükselir, çünkü seçmen birinden vaz geçiyor ise diğerine temayül eder.

Denilebilir ki,kararsızlar var, protesto edip oy kullanmayacak olanlar var.

Var olmasına varlar da bizim milletin bir de susarak söyleme huyu var.

Örneğini de son yerel seçimler de gördük.

Demem o ki dünya da ki ülkelerin tamamına yakının bırakın kaldırmalarını akıllarına bile gelmeyecek sorunlara şerbetlenmiş memleket insanı artık ceğiz cağız cek cak lara değil samimi bulduklarına, samimiyetlerinin süreğen olacağına inandıklarına, yeri geldiğinde araya mesafe koymadan özel sorunlarını bile kulaklarına fısıldayabilecekleri politikacıları arıyor.

Bulunca da Abla diyor.

Eminim ki Abi demek içinde yürekleri son derece açık.

Ben tek çocuğum;

Abiyi, ablayı hanımdan, dostlarımdan, arkadaşlarımdan duyduğum kadarları ile bilirim.

Ama laf olsun, boşluk dolsun diye de kimseye abla ya da abi demem.

Vermese de o sıfatların içlerinin ne kadar dolu olduğunu öğretti hayat bana..

Olmaz ya;

Hani oldu da bir gün Meral Hanım ile karşılaşır sohbet edersek kendisine abla der miyim?

Yaşça benden büyük;Abla sıfatının bende ki tanımına da uyuyor,

O zaman derim elbet; neden demeyeyim?

Partisine oy verir miyim?

İşte onu demem;

Hem bunun bir siyasi yazı olmadığını kendim vurguladım en başta.

Zaten de o iş,

Sandıkla benim aram da…

Haksız mıyım abla?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.