Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Abdullah Karadağ

Yazının Giriş Tarihi: 08.11.2021 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.11.2021 00:04

Bursa’da yaşayan pek çok kişi bu ismi bilir. Tanır. Kendisi ile direkt olmasa bile dolaylı olarak irtibatı bulunmuştur. Ya, alış veriş yapmışlardır ya da bir kamu kurumundaki dertleri için Abdullah Karadağ’ın kapısını çalınmıştır.

Ben kendisiyle 1975 yılında tanışmıştım. Okulumuz yaz tatilinde idi. Bir Cuma günü namaz kılmak için Ulucami’ye gelmiştim. Namaz vaktine daha zaman vardı. Etrafında gezerken, bugünkü Orhanngazi Meydanı ismi verilen yerde o zamanlar bazı işyerleri vardı. Caminin duvarlarının önünde ise satış yapanlar. Bir kulübe dikkat çekiyordu. Üzerinde Milli Türk Talebe Birliği yazan.

Kulübeye yaklaştığımda ise içinde iki genç, kendilerine sorulan sorulara cevap veriyordu. Ben de sıraya geçtim. Kimdi bunlar, ne iş yapıyorlar? Neden caminin giriş kapısına böyle bir kulübe konulmuş?

Bu sorulara cevap bekledim kendimce.

Arkamdan birisi omzuma dokundu.

“Hayırdır genç. Ne diye bekliyorsun?” dedi.

Bende, “bu Milli Türk Talebe Birliği nedir diye merak ettim” dedim.

Kulübe’nin yanındaki banklara oturduk. Bana Milli Türk Talebe Birliği’nin, Türkiye’nin birlik ve beraberliği, Milli menfaatlerini düşünen, milliyetçi, vatansever ve dini bütün gençlerin oluşturduğunu söyledi. Bu sohbet benim çok hoşuma gitmişti. Çünkü, ne sorduysam cevap veriyor. Bana örneklerle anlatıyordu. Ben o zamanlar, mahallemizde bulunan Kitaplığa gidip, üniversitede okuyan ağabeylerimizle beraber ders çalışıyorduk. Oradaki ağabeylerimizle aynı, ülkenin birlik ve beraberliği, vatanın bölünmez bütünlüğü, Türk-İslam sentezini ve bütün Türk dünyası ülkelerinin bir araya gelmesiyle ilgili Turan ülküsünü konuşuyorduk.

Bugün de aynı konuları konuşup, aynı düşüncelerle hareket ediyoruz.

Sonra, yanımdan bir süre ayrıldı. Elinde bir kitapla geldi. Kitabın ismi Minyeli Abdullah.

Abdullah yazısını görünce, “bu kitaptaki Abdullah siz misiniz?” diye sordum.

Cevabı, “değilim ama, hayatın gerçeklerini anlaman ve insanlar arasındaki yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varabilmen için güzel örnekler içeren bir kitap bu. Okumanı tavsiye ederim” dedi. Sonra, Ulucami’nin bahçe giriş bölümünü gösterip, “bak burada bir kitapçı var. Beni orada bulursun. İstediğin kitabı al, oku, sonra geri getirirsin” dedi.

Bu şekilde başlayan ağabeylik, kardeşlik ilişkilerimiz senelerce devam etti.

Osmangazi Belediye Başkanvekili seçildiği zaman kendisine “hayırlı olsun” ziyaretinde bulundum. O esnada ilginç bir olay yaşandı. Ben, gazeteci mantığı ile bu yaşanılanları yazmak istedim. Ama, kendisi, “ben hayatta iken yazma ne olur. Biz buna benzer çok olaylara tanıklık ettik. Bundan sonra da daha neler göreceğiz…””demişti.

Şimdi, olayı sizlere aktarmak istiyorum.

Odaya üç kişi geldi. Ellerinde çantalar, koltuk altında bir proje dosyası. Hal hatır sorulduktan sonra çantaları açtılar. Osmangazi’nin Yalova Yolu Santralgaraj yakınlarındaki bir arsa ile ilgili… Mahalle gecekondularla ve tamircilerle dolu. Ama, birileri burasının Turizm imarlı olmasını istiyor. Bazı parselleri para ile satın almışlar. Önce şuyulandırma, tevhit yapılacak. Sonra da imar planı çıkarılıp, alan turizm alanı yapılacak.

Tabi, bu konular açılmadan önce söyledikleri söz çok garibime gitmişti.

Dediler ki; “biz size oy verdik. Seçtik. Maddi, destek verdik. Şimdi borç ödeme sırası sizde…”

Yani, özetle, “biz bu işi istiyoruz. Sizde yapacaksınız” demek yerine getirdiler sözü.

Abdullah Karadağ, sessizce ve sabırla dinledi anlatılanları. Sonra misafirlerine şöyle sorular sormaya başladı.

“Benim işim halıcılık. İmar planlarıyla ilgili teknik insan olmadığım için konuyu pek anlamadım. Anlamak da istemem. Evinize, işyerinize halı lazım mı? Size çek-yat lazım mı? Hanımlarla görüşün. Adresimiz belli. Karadağ Mobilya yazan her dükkana girebilirler. Orada alış veriş yaparlarsa, benim selamımı söylesinler. Kendilerine özel indirim yaparlar.. Biz, seçimlerdeki oy desteğinize teşekkür ederiz. Kamu yönetiminde oy veren veya vermeyen diye ayrım olmaz. Sizinde talebinizi resmi yollardan iletmenizi, başvuru yapmanızı, Belediyenin kayıt defterine kaydınızı yapmanızı bekliyoruz. Önümüze gelen evraklar, kentin gerekliliği, istemin yerinde olup olmadığına bakılıp, belediyemiz komisyonları ve meclis üyesi arkadaşlarımız gereken kararları verirler. “ sözleriyle misafirlerini kibarca kapı dışarı etti.

Bu kişilerle ilgili olarak hemen dönemin  Belediye Başkanı Recep Altepe’yi arayıp, gerekli bilgileri verdi. Bu ve buna benzer pek çok olayları yaşadık.

Şunu hatırlatmamda fayda var. Bu imar planı değişikliği hala Bursa gündeminde…

İnsanların nasıl bir hal ve ruh içinde olduklarını ya alış veriş sırasında ya da yolda giderken anlarsın. Çünkü, bazı insanlar yolda giderken, yolda görüp buldukları bazı kişileri sizlere tercih ederle. Sizi yarı yolda bırakabilirler. Abdullah abi ile gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki pek çok ülkede pek çok yol yürüdük. Gittik. Ama, hiçbir zaman yarı yolda kalacağım hissini yaşamadım.

Bu durumu değerli avukat abim Ali Seydi Çakırel kitabında çok güzel yazmış. 12 Eylül 1980 darbe sonrasında aranan kişi, kaçak olarak yaşadığı günleri hatırlatırken, geçimini sağlama adına pazarlarda seyyar kitapçılık yaparken, Abdullah Karadağ’ın satışını yaptığı kitapları kendi halıları arasında nasıl getirip götürdüğü, insanlara karşılık beklemeden yardım etmesi ve destek olmasına kendi yaşadığı olayları anlatarak, yazarak tarihe kayıt düşmüş.

Aslında yaşanılan, yazılacak pek çok olay var.

Abdullah Karadağ abimle ilgili bana düşen hakkımı helal etmektir. Kendisiyle en son vefatından birkaç gün önce 2 Kasım Salı günü görüştük. Allah rahmet eylesin. Ailesi ve yakınlarına sabırlar diliyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.