Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ABD’nin terörist severliği

Yazının Giriş Tarihi: 06.11.2019 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.11.2019 00:03

Yabancı TV’lerin birinde haberleri izliyoruz. ABD başkanı Trump’un ilginç bir açıklaması var; “Suriye’deki petrol yatakları bizim yönetimimizde, gerisine karışmıyoruz” diyor.

Peki, ABD’nin Suriye’deki iç savaş ve bu sıkıntılar devam ederken, petrol bölgelerine yönelik böylesine ilgisi neden?

Tabi ki para hırsı.

Bunu bilmeyen yok. Dünyanın neresinde olursa olsun, bazı devletler gelip, zenginliklerin üstüne konmuşlar. O ülkenin, devletin insanları açlık, sefalet içinde yaşarken, bu ülkelerin şirketleri, kondukları zenginliklerle bir güzel kendi ülkelerine ve kendilerine ekonomik katkı sağlıyorlar. Sonrasında, herhangi bir başkaldırı veya sıkıntı yaşanması halinde Amerikan Ordusu devreye giriyor. Tıpkı, Irak’ta, Afganistan’da, Mısır’da, Suriye’de, Kuveyt’te ve Körfez Savaşı sırasında olduğu gibi.

Bu savaşlar benim hatırladıklarım.

Hemen bir terör yaftası, sonrasında da “barış, huzur ve insan hakları” gibi söylemlerle dünya kamuoyu oluşturuluyor. Bazı devletler kandırılıyor. Bazı eli silahlı çetelerle iş birliği yapılıp, insanların ölümlerine göz yumuluyor. İnsanların, vatan topraklarından uzaklaştırılmaları, insanların yok uğruna mülteci, sığınmacı durumuna getirilmesine de katkı sağlanıp, sonrada onların dert ve sorunlarıyla ilgileniliyormuş gibi yapılarak, pek çok devletin insani yardım hizmeti için verdiği yaralar eritiliyor.

Gelelim, ABD ve terör girişimlerine. Teröre destek vermelerine. Teröristleri koruma altına almalarına.

ABD, Suriye Savaşı başlar başlamaz, “eğit donat” sloganıyla yeni bir uygulama başlattı. Birleşmiş Millerlere sunulan bu karara göre, Suriye halkı rejime karşı silahlandırılıp, eğitilecek ve rejimin devrilmesi için bu kişilerle mücadele edilecek.

İlk başlarda, insanların kendi vatanları, toprakları ve milli değerleri uğruna savaşmaları gibi kutsal bir çalışma olarak lanse edilse de bu durum Suriye’de terör örgütlerinin eğitilip, silahlandırılması olarak göze çarptı. İlk tespitleri tabi ki Türkiye yaptı. Senelerdir mücadele verdiğimiz vatan hainlerinin Suriye’deki uzantıları, ayrıca, terör guruplarının ülkemizde eylem yapıp buralara kaçmaları, kamplarının bu bölgelerde olması ABD ve terör desteklerini belgeleriyle açığa çıkardı.

Türkiye olarak bizler Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı Harekatlarıyla terör ve teröristlerle mücadele ederken, ABD eli silahlı militanları, “artık onların petrol bölgelerine gitme zamanı geldi” sözleriyle teselli etti. Türkiye’ye ceza verir gibi Temsilciler Meclisi’nden Ermeni Soykırımı kararını çıkardı. Sonra ne yaptı, terör örgütleriyle ilgili güvenlik açıklamasında, Suriye’de terör estiren, Türkiye’de terör estiren eli silahlı örgütleri yok saydı

Demek ki, bunlar ABD’ye Türkiye’den daha yakın, daha dost ve daha fazla müttefiklermiş  gibi hareket ediliyor. ABD’nin bu son kararı, terör örgütleriyle ilgili açıklaması, ülkemizde büyük bir tepki topladı. Yediden yetmişe olarak bizler, ABD’nin bu tutumunu şiddetle kınıyoruz. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Türkiye, 1984 yılından beri kesintisiz bir şekilde bölücü terörle mücadele eden, daha önce ASALA başta olmak üzere, çeşitli terör örgütlerinin küresel düzeyde saldırılarına maruz kalmış bir ülkedir. Dünyada, Türkiye kadar terör saldırılarından mağdur olmuş ve terör örgütleriyle etkin mücadele verip başarı sağlamış pek az ülke vardır" denildi.

Açıklamada, topraklarında 4 milyon sığınmacıyı barındıran Türkiye'nin, aynı zamanda sınırlarını hedef alan DEAŞ ve PKK-YPG terör örgütleriyle de mücadele ettiğinin altı çizilerek, şunlar kaydedildi:

"Fırat Kalkanı Harekatı'yla 3 binin üzerinde DEAŞ'lıyı ve 600 YPG'liyi etkisiz hale getirdik. Zeytin Dalı Harekatı'yla 4 bin 500 YPG'liyi etkisiz hale getirirken, aynı zamanda DEAŞ'ın harekat alanını da büyük ölçüde sınırlandırdık. İdlib'de Rusya ile birlikte oluşturduğumuz Gerilimi Azaltma Bölgesi sayesinde, hem 3 milyon kişiyi ilgilendiren büyük bir insani trajediyi önledik hem de terör örgütlerinin hareket alanlarını bir kez daha daralttık.

Üstelik Türkiye bu mücadeleyi, kendi sınır güvenliği yanında NATO ittifakı başta olmak üzere, tüm dostlarının huzuru ve geleceği için yürütmektedir. Buna rağmen, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan '2018 Yılı Terör Raporu'nda, PKK terör örgütüne yer verilmesine rağmen, onun Suriye kolu olan YPG'den ve siyasi kolu PYD'den, aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ'den söz edilmemektedir.
Bu tavır, son dönemde örneklerine çok sık rastlamaktan dolayı üzüntülü olduğumuz, terör örgütlerine karşı çifte standartlı yaklaşımın en bariz örneklerinden biridir.”

Şimdi, ortaya çıkan manzara özetle şu; ABD, Türkiye ile dost olduğunu söyleyip, onun can ve kan düşmanlarıyla işbirliği yapıyor. Bölücü örgütlerle mesaisini sürdürürken de Türkiye’den anlayış bekliyor.

Ne derler bu tür tavırlara, hadi oradan sende!...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.