Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

25 Litre

Yazının Giriş Tarihi: 26.11.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.11.2019 00:01

Bugünlerde TV’lerde bir “su” belgeseli gösteriliyor.

Belgeselin adı “25 litre”

Önümüzdeki 20-30 yılda su rezervlerinin biteceğine yönelik öngörü doğrultusunda hazırlanmış, suyun önemine ve dikkatli kullanımına dikkat çekmek isteyen son derece faydalı bir “su belgeseli”.

Önceki gün Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, suyun tasarruflu kullanımına yönelik çağrısı sonrası bu belgeselin içeriğini ve hedefini sizlerle de paylaşmak istedim.

Konu şu;

Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde su kısıtlamasına gidileceği, günlük 25 litre su verileceği haberi üzerine, Türkiye’nin su kaynakları ve ne kadarlık bir suyunun kaldığı araştırılmaya başlanıyor.

Cape Town dünyada süresiz olarak su kaynaklarını kapatmayı planlayan ilk büyükşehir. Günlük 25 litre su verilecek kişi başı. Bu bir şaka falan değil. Eğer nüfus bu oranda yükselir, su tüketimi de bu hızla artmaya devam ederse Cape Town’da bu uygulama başlatılacak. Ve hatta, bu 25 litre günü hiç gelmesin diye 2018 yılında bir geçiş süreci yaşanmış ve kişi başı 50 litre su verilerek, insanların bu miktarla yaşadığı bir süreç geçirilmiş burada. Yeni su tüketim alışkanlıkları kazanmış insanlar. Banyo yaparken kullandıkları suyu tuvalette ve çiçek sularken kullanmışlar. Diş fırçalarken sadece fırçayı ıslatmışlar. El yüz yıkarken akan suyu, borularla klozete aktarmışlar. O gün gelmesin diye yeni bir su kullanım alışkanlığı kazanmışlar.

İşte, bu tehlike Türkiye’de de yaşanacak önümüzdeki 20-30 yılda. Zira kuraklık Türkiye’yi ciddi anlamda tehdit ediyor. Önümüzdeki 20 yılda sıcaklık ortalamasının 2-3 derece artacağı, bahar yağmurlarının %20 azalacağı öngörülüyor. Uzmanlar su kaynaklarının beklenenden önce tükeneceğini, 20-30 yıllık bir suyumuzun kaldığını belirtiyor. Tehlike kapıda.

Su rezervleri ve su tüketim rakamlarımıza bir göz atalım;

Dünyanın %70’i su. Bu da 1.4 milyar km3 su demek. Fakat bu miktarın sadece %2,5’i tatlı su. İnsanoğlunun içmek için erişebildiği miktar ise %1 ‘in bile altında.

Bir insanın su tüketim miktarı, günlük 170 litre civarı. Yaz aylarında bu rakam 220 litreye kadar çıkıyor. Yani yıl ortalaması günlük 190 litre. Bu da yılda 70 m3 su yapar. Tabi bu suyu direkt kullanma ortalamamız. Yani elimizi yüzümüzü yıkarken, duş alırken, temizlik yaparken, çiçek sularken, çamaşır bulaşık yıkarken kullandığımız su miktarı. Bir de sanal su denilen tüketimimiz var ki, dolaylı kullandığımız su, oraya hiç girmeyelim şimdilik, zira rakamlar çok ürkütücü.

SUYUN İKAMESİ YOK

Su ikamesi olmayan bir içecek. Yerine hiçbir şey konulamaz. Öyleyse, biz de o sıkıntıyı yaşamak istemiyorsak, suyu varken koruyacağız. Uzun vadede kuraklık olacak ülkemizde, bu net. O halde o gün gelmeden elimizdeki rezervlerin kıymetini bilerek doğru kullanacağız suyumuzu. Diş fırçalarken 6 litre, el yüz yıkarken 4 litre, sifonu çektiğimizde 15 litre su kullandığımızı, bu kullanım miktarının azaltılması gerektiği bilincine ulaşacağız. Bir makine bulaşık elde yıkanırken 103 litre su gittiğini, aynı bulaşığı makinada yıkadığımızda sadece 9 litre su kullanıldığını bilerek tasarrufa yöneleceğiz.

Belgeselde 2040 yılı öngörüleriyle ilgili sahneler de var. İstanbul’da bir hastanede su sıkıntısı ve buna bağlı sebeplerden dolayı hasta yoğunluğu yaşanıyor. Artık hastaneler hasta kabul edemeyecek duruma geliyor. Su yokluğundan dolayı, tıbbi müdahaleler yeterince yapılamıyor. Serum ve antibiyotik kısıtlı olarak ve öncelikli hastalara verilebiliyor.

Tıpkı eski Türkiye’de ekmeğin karneyle verildiği günler gibi, su kimlikle veriliyor. Su için insanlar birbirini öldürüyor. Hırsızlık ve gasplar su için oluyor. O gün geldiğinde bir damacana su almak için kadın üzerindeki mücevherleri çıkarıp veriyor.

Gerçekten bunlarla bir gün yüzleşeceğimizi bilmek çok ürkütücü ve  korkunç.

İşte Alinur başkanın su ile ilgili ikazları bu belgeseli izleyen ya da bu bilinci kazanmış birileri için daha bir değerli oluyor şüphesiz. “Su sıkıntımız yok diyor” başkan. Barajların doluluk oranının %63’lerde olduğunu belirtiyor. Hiç yağmur yağmasa dahi Şubat ayına kadar yetecek bir suyumuz var diye rahatlatıyor Bursalıları ama, “tedbiri de elden bırakmayalım, varken suyun kıymetini bilelim, tasarruflu kullanalım “ diye çağrı yapmayı da ihmal etmiyor.

Bunlar sorumlu kişilerin tavsiyeleri. Eğer tavsiyeler halkta karşılık görmezse, topyekün bir bilinç geliştirilip su kullanımıyla ilgili ciddi tasarruflar yapılamazsa, ve de su seviyeleri tehlikeli boyutlara gelirse belediye diğer tedbir ve yaptırımları uygulamakta hiç tereddüt etmez. O halde, “su varken kıymetini bilelim”.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.