Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

15 Temmuz sayfası

Yazının Giriş Tarihi: 16.07.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.07.2021 00:01

Tarihler 15 Temmuz 2016’yı gösterdiği gün Türkiye açısından iki önemli olaylara sahne oldu. Birincisi darbe girişimi, ikincisi ise halkın darbecilere karşı direnişi ve Cumhuriyet ve Demokrasi adına verilen mücadele.

Evet, ülkemiz darbelere alışık. 1960 yılında başlayan ve dönemin başbakanı Adnan Menderes ile bakanları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ın idamı oldu. Bu olayda ise halkın sessiz kalması ve direniş göstermeyişi darbeciler için sürekli demokrasiyi kesintiye uğratma konusunda zemin hazırladı. Nerede ise ülkemizde her 10 yılda bir askeri darbe meydana geldi. Yaşandı., Demokratik yollarla iktidara gelenler, demokratik yollarla iktidara gelmeyenlerin kışkırtmalarının da dikkate alınmasıyla, eline devlet adına görev yapmaları için silah verilen darbe heveslileri tarafından görevlerinden uzaklaştırıldı.

Rahmetli Süleyman Demirel bu olayı çok kısa cümle ile özetlemişti; 6 defa gittim, yedi defa geldim.

Çünkü, Türk milleti, kendisine hizmet edeni unutmuyor. Kendisine destek olanı unutmuyor. Kendisine köstek olanı ise hiç mi hiç unutmuyor. Askeri darbe oldu. Demokratik yollarla seçilen hükümet görevinden uzaklaştırıldı. Anayasa değiştirildi. 3-5 yıl sonra demokratikleşme adına seçimler yapıldı. Silahlı kuvvet tarafından görevinden uzaklaştırılan hükümet ve aynı başbakan yeniden sandıklarda seçim kazanıp görev başına geldi.

Türkiye’de yaşanılan bu olaylar, iç ve dış güçlerin nasıl işbirliği yaptığının da ispatı olarak göz önünde duruyor. Kimsenin kimseyi aldatmasına gerek yok. Bizler, 12 Eylül’ü bizzat yaşayan bir kuşağın temsilcisi olarak 1970’li yıllarda ülkemizdeki anarşi ortamını çok iyi biliyoruz. Yine, 1980 sonrası Türkiye’nin başına bela edilen bölücü terör örgütünün durumunu çok iyi biliyoruz. O dönemlerde, okullarda, üniversitelerde nasıl insanların ikiye ayrıştırılıp, ötekileştirildiğini yaşayıp gördük. Bugün, ötekileştirme edebiyatı ile siyaset yapmaya çalışanların ana babaları, bazen de kendileri zaten o tarihlerde ötekileştirme adına yapmadıkları eylem kalmamıştı.

Türkiye iki binli yıllarda bunu aştı.

Kardeşlik, demokrasi, barış ve özgürlük söylemlerinin ışığı altında ekonomik hamlelerle ülkemiz yeniden şahlanışa geçti. Ama, bunu istemeyen, engel olmaya çalışan, Türkiye’nin güçlenmesinin kendileri açısından büyük tehlike oluşturacağını söyleyen pek çok ülke, aralarında süper güç diye tanıdığımız ülkelerinde bulunması bu gelişmelerin önüne set çekilmesine yol açtı.

15 Temmuz 2016 tarihinde, iç ve dış güçler işbirliği içinde, Türkiye’nin yönetimine el koymaya kalktılar. Bir takım asker ve sivil, ellerine silahları alıp, masum, hiçbir şeyden haberi dahi olmayan askeri öğrencileri kendilerine kalkan yapıp, ülkemizin cadde ve sokaklarını kan gölüne çevirdiler.

Yazıklar olsun!

Din, iman, siyaset, para ve güç kavramında bazı insanların, para söz konusu olduğunda, dış mihraklara kaptırdıkları ip uçları harekete geçtiğinde nasıl bir katil olduklarını, saldırgan olduklarını hep beraber görebildik.

Olaylar sonucunda 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, Hain FETÖ Törer örgütünün başlattığı darbe girişimine karşı direnen halkımızdan 251 kişi şehit oldu. 2 bin 734 kişi yaralandı. Şehit olanlara Allah rahmet eylesin, yaralananların ise şifası bol olsun.  Farklı rütbelerden 8 bin 036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dahil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.

FETÖ örgütünün uzantıları ile mücadele hala sürüyor. Türkiye’nin hangi bölgesinde olursanız olun, hangi taşı kaldırırsanız kaldırın, yapılan pek çok yasadışı işlerin altında FETÖ’nün imzası bulunuyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi adli yargıda ise hala FETÖ tartışmalarının devam etmesi, devlet kademelerindeki temizlenme operasyonlarının tamamen yapılmadığının göstergesi olarak konuşuluyor.

15 Temmuz ile ilgili olarak Türkiye’de ve yurt dışında pek çok yazılar yazıldı. Yayınlar yapıldı. Tarihi kaynaklar, olayları darbe girişimi olarak kabul ederken, ülkemizdeki ana muhalefetin olaylar yaşandığı sırada “tiyatro bunlar” diye ifadeler kullanması dikkat çekici oldu.

15 Temmuz darbe girişi, Türkiye siyasetinde çok önemli değişikliklere yol açtı. Siyasette ittifaklar oluştu. O gece sokağa çıkan, silahlı darbecilerle mücadele eden MHP ile AK Parti arasında Cumhur ittifakı kuruldu. Sonrasında, Anayasa değişti. Ülkemizdeki parlamenter ve TBMM içinden çıkan hükümet yerine, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi. Siyasette kendine göre yeni bir cepheler açtı.

Şimdi, 15 Temmuz darbe girişimi olayları Türkiye’de tekrar yaşanır mı? Sorusunu tartışıyoruz.

Yaşanır mı, yaşanmaz mı? Onu kestirmek gerçekten güç.

Bizim isteğimiz darbelerin artık demokrasiden uzak durmaları, ülke yönetiminden uzak durmaları, iktidarı demokratik yollarla ele geçiremeyenlerin yaptıkları darbe söylemlerinin ise suç sayılıp bu kişilerin yargılanmaları yolunda kanun çıkarılması.

Bugün ülkemizde gelinen son noktada beklenilen durum; FETÖ terör örgütünün özellikle adli mekanizmadan tamamen temizlenmesi, Devlet dairelerinden tamamen temizlenmeleri. Türkiye’den tamamen temizlenmeleri. Bazı kişilerin ise FETÖ’ cülerle ilişkilendirmeleri yapılıp cezalandırılması yerine, hak, hukuk ve adaletin tam işletilip, böyle kişilerle ilgili adaletin yerini bulduğu kararların açıklanması.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.