Geçtiğimiz günlerde bir kamu kuruluşu ziyaretimde dostlarla hasbihal ettik. Kentin dinamiklerinin yapısından tutunda, paslanmaya yüz tutmuş değerlerimize kadar. Zenginliğin gönül zenginliğinin ötesinde olmadığını ifade ettiğimiz sohbette elbette fani dünyanın zenginliklerininde önemini yad etmedik değil. Ve oradan bir arkadaş, 'biz bu dünyanın züğürt zenginlerini çok gördük' dedi. Bu cümleye yoğunlaştım günlerdir. Bu Dünya'nın züğürt zenginleri kimler? Cümleyi birazda siyasete devşirerek tanımlamaya çalıştım. Zenginlik neydi? Peki ya züğürtlük! Türkiye siyasetinden biraz geri çekilip Bursa'ya yani yerele döndüğümüzde zenginliğin aslında gönüllerde hoş bir seda bırakabilmek olduğunu gördük. Son günlerde algılarla yorulan ve yoğrulan Ak Parti'den tutunda yıldızı bir anda parladıktan sonra liste kavgaları nedeniyle ciddi istifalar ile dağılmanın eşiğinde olan İyi Parti'ye kadar... Bugün sokağa çıktığınızda eli nasırlı, yüreği hatırlı insanlara 'ne olacak bu memleketin hali' diye sorduğunuzda o kadar farklı cevap ile yüzleşiyorsunuz ki. Bursa siyasetinin kılcal damarlarına baktığımızda Recep Tayyip Erdoğan sevgisinin her engeli ve kırgınlığı kaldırdığını görüyoruz. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni birilerine göre Saray'ı satmak için emlakçı arayan Cumhurbaşkanı Adayı, diğer yanda FETÖ başta olmak üzere terör örgütü liderlerine cezaevlerinde ziyarete kadar uzanan aymazlığı görüyoruz. Bursa, kadim şehir. Tarih Bursa'dan bahsederken suyun, şifanın, bereketin, ticaretin ve maneviyatın başkenti söylemlerine kıssadan hisse yer verir. Bugün kentte dertlere şifa olan, işlere bereket ve umut olarak gösterilen ve yine halkın manevi duygularıyla örtüşen tek siyasi parti Ak Parti diyebiliriz. 16 yıldır iktidarda olan Ak Parti'nin birçok noktada es geçtiği veya sonuca varamadığı Bursa'da ne kadar büyük bir halk zenginliği olduğunu da iyi okumak gerekiyor. Belki de kırılan gönüllere bir tebessüm ile ulaşmak, nasırlı elleri tutmak, gam yüklü omuzları sıvazlamak yetiyor. Velev ki, devlet milletine âmade değil midir? Ve millet devletine emanet... Ak Parti'nin Bursa saha çalışmalarını incelediğimizde bu söyleme en yakın çalışan isimlerle yüzleşiyoruz. Bir yanda Bursa'nın tüm dağ ilçelerini ve çoğu dağ köyünü birkaç gündür ziyaretleri ile ihya eden Başbakan Yardımcısı Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, diğer yanda Doğu ve Güneydoğu halkları başta olmak üzere Bursa'nın doğusunda gönüller alan Müfit Aydın... Aslında Ak Parti'nin kazandığı ana noktada tam burası. Yani millete hizmet milletle samimi siyaset. Ve yine yüzümüzü dönüyoruz Züğürt Zenginler'e ve onların söylemlerine. Züğürt zenginlerin siyasi söylemlerine baktığımızda 'dördüncü köprüyü biri yapar' ifadeleri ile karşılaşıyoruz. Veyahut 'Demirel'in köprüleri 11 TL ama Erdoğan'ın yaptığı köprüler neden 114 lira' çıkışı ile... Elbette bugüne kadar malum zihniyetin ürettiği siyaset hep 'birileri yapar siyaseti' olduğu için Türkiye'nin en büyük yatırımlarını, İstanbul'un 3'ncü köprüsünü, İstanbul Havalimanını, Osmangazi Köprüsünü, Hızlı Trenleri, onlarca üniversite kampüsünü, kırsalda kalkınmayı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ki Ak Parti'nin yaptığını görmelerini beklemiyor kimse. Ve elbette hesap bilmek, lisan bilmek, düşünebilmek gereklidir, 11 lira ile 114 lira arasında ki farkı okuyabilmek için. Merhum Cumhurbaşkanı Demirel'in yaptığı köprülerin hali hazırda sadece bakım masrafları olduğunu ancak yeni yapılan köprülerin inşaat bedelleri nedeniyle fark ortaya çıktığını ve bu nedenle birinde 11 TL diğerinde 114 lira ücret ödediğimizi anlatabilmek için okuyabilmek gereklidir... Dedim ya yazımın başında da 'Züğürt Zenginler' diye... Bir yanda hepsinin oy oranını toplasan bir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan etmeyen Cumhurbaşkanı Adayları, diğer yanda hepsinin parti oylarını toplasan Ak Parti etmeyen siyasi partiler... Şöyle bir arkamıza yaslanıp baktığımızda görüyoruz ki, milletin kaygısı "Ak Parti neden daha fazlasını yapamıyor!" Ak Parti'nin kaygısı ise, "millete hizmet ediyoruz neden millet bize daha fazla omuz vermiyor." Ve yine seçime sayılı günler kala Ak Parti kentin adeta kılcal damarlarına, mahallelerine, sokaklarına, vatandaşına, esnafına ve hatta kamu çalışanlarına ulaşarak 'halka hizmet hakka hizmet için durmak yok yola devam' diyor. Peki ya Züğürt Zenginler...