Büyük bir hizmet adamı Ziya Güney'i perşembe günü kaybettik. Cuma günü öğle namazına müteakip cenaze namazı kalabalık bir cemaat ile kılınan Ziya Güney'in ani vefatı bir çok sevenini derinden üzdü.  Nilüfer ilçesinin kurucu belediye başkanlığını yapan ve bu işin ceremesini çekip yokluktan başlı başına modern bir belediye yaratan Ziya Güney'e Bursa ve Nilüfer halkı ne kadar teşekkür etse azdır. Günümüzde siyasette servet yapanların aksine vefatına kadar çalışan bir emekçi ve vatan sevdalısı bir değerimizdi. 2 yıl önce kendisini ziyaret etmiş uzun bir sohbetin ardından yine sözleşmiştik. Kendisini keyifle dinleyip faydalanıyor ve bilgiler ediniyorduk. Yine 2 ay önce telefonda görüşmüş ve “şu an izinliyim döndüğümde çaya bekliyorum” demişti, tabi biz rahatsızlığının boyutunu tahmin edememiştik. Şimdi daha çok üzülüyorum. Kızına Nilüfer ismini verecek kadar Nilüfer sevdalısı bir büyüğümüzdü. Ziya Güney'in damadı ve benim çocukluk arkadaşım Dr. Sunay Şengezer ve eşi Dr. Nilüfer Şengezer Güney'e taziyelerimizi ilettik ve değerli başkanımız Ziya Güney'in anısına 4 yıl önce yazdığım makaleyi altta yeniden yazıyorum.

Ziya Güney kimdir?

Güney, 1945 yılında Bursa’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Bursa’da tamamladı. İstanbul Maçka Yüksek Teknoloji Okulu İnşaat Şubesi’nden mezun oldu ve okul devresinde talebe derneklerinde başkanlık ve yöneticilik yaptı. 1968-1970 yılları arasında yedek subay olarak vatani görevini tamamladıktan sonra Batı Almanya’ya gitti. Orada inşaat mühendisliği öğrenimini tamamlarken, belediyecilik, şehircilik ve çevre konularında da araştırmalar yaptı. 1978’de Bursa’ya döndü ve serbest çalışmanın yanında aktif siyasete başladı. Yerel gazetedeki köşesinde ülkemizin ve kentimizin önemli şehircilik ve çevre problemlerini dile getirdi. Almanca bilen Ziya Güney, siyasette il ve ilçe başkanlıkları ile 1989-1994 yılları arasında Nilüfer Belediye Başkanlığı yaptı.

1977’den bugüne güzel ve yeşil Bursa'mızda yaşıyorum. Birçok tarihsel özelliği bünyesinde barındıran bu güzel şehrimiz Osmanlı mimarisinin yanı sıra imparatorluğa başkentlik yapma şerefine de ulaşmıştır. Osmanlı ve Evliyalar şehri olmanın haricinde bir de İstanbul'dan sonra (1959) Avrupa şehri Ödülü alan ikinci şehirdir merhum Teoman Özalp Döneminde. 1991 Yılında Bursa Avrupa şehri ödülüne hak kazanmıştır. 

Bursa'dan 18 yıl sonra 2009’da Ankara bu ödüle layık görülmüştür. Uğruna şiirler yazılan güzel şehrimizin her alanını merkez ve kırsal ilçelerini gezip görmüş durumdayız her yöreye ayrı bir güzellik veren yaradan adeta Bursa'ya ayrıcalık tanımış gibi düşünmeden geçemiyoruz. 3 Milyon insanı barındıran güzide şehrimiz Balkanlardan, Rumeli'den, Doğu ve Güneydoğu'dan. Karadeniz’den ve Türk Cumhuriyetlerinden büyük göçler almıştır. Yaşam alanı ve yeşili, tarihi bol olan Bursa'ya biraz da yanlışlar bölümünden bakmalıyız. 

Özellikle Osmangazi ve Yıldırım ilçelerimizin en büyük sorunu çarpık kentleşmedir. Sokaklarını gezdiğimizde her iki ilçede benzeri sıkıntıları görüyoruz. Osmangazi ilçemizde sokakların darlığı ve otopark sorunundan dolayı vatandaşlar araçlarını sokağın bir tarafına park ettikleri için tek araçlık zoraki bir geçiş yolu kalıyor. Bu da taksiler için geçerli büyük araçların geçmesi mümkün değil. Allah korusun böyle bir sokakta yangın çıkmasını düşünmek bile istemiyorum. Büyük bir faciaya yol açabilir. Yine ayrı bir sıkıntı; başımızı kaldırıp gökyüzüne baktığımız da sağı, solu örümcek ağı gibi elektrik telleri kaplamış haliyle ayrı bir ürperti veriyor. Her türlü insan hayatını tehdit eden bu iki sıkıntı Osmangazi'nin neredeyse tamamını Yıldırım ilçemizin de büyük bölümünü içermektedir. 

1980’li yıllarda müthiş bir kaçak inşaat yapma heves ve heyecanı ile bazı gurupların rant peşinde koşması ile türeyen bu inşaatlar bugün güzel şehrimiz için büyük sıkıntı yaratmakta. Her iki ilçemiz de bu tarz mahalleleri yıkmadan çözüm üretebilmek imkansızdır. Her iki belediye başkanımız da bu durumdan mustariptir. Mustafa Dündar ile yaptığımız konuşmada çok büyük maliyetler gerektiren yeni yapılanmanın maliyetinin karşılanmasının mümkün olmadığını haklı olarak söyledi. İsmail Hakkı Edebali bu konuda biraz daha şanslı. Çünkü Ankara yolunun üst tarafında yapılan siteler bu konuda projelerinin altyapılı ve yaşam alanları düşünülerek yapılmış olması ile azda olsa avantajlı diyebiliriz. 

Bursa'nın merkez ilçelerinin en şanslısı ise Nilüfer ilçemizdir. Bu ilçe yatıp kalkıp Nilüfer Belediyemizin kurucu belediye başkanı Ziya Güney'e dua etsinler. Bugün Nilüfer ilçesi Avrupai bir görüntü ve yaşam alanına sahipse alt yapısını ve tüm projelerini kimseye taviz vermeden hazırlayıp hayata geçiren Ziya Güney'dir. Nilüfer ilçesinde bir heykel dikilecekse bu kesinlikle Ziya Güney olmalıdır. Mustafa Bozbey bugün ilçesinde hizmet olarak rahat hareket ediyorsa ve seviliyorsa üst üste seçim kazanıyorsa kendi çabasının haricinde Ziya Güney Başkana da borçludur ve Mustafa Bozbey'i bu konuda vefalı görüyoruz. Ziya Güney Nilüfer Belediyesinde danışman olarak yine halka hizmet vermeye devam ediyor. Çarpık kentleşmenin olmadığı bir Bursa hayalimiz bizim yaş gurubunun göremeyeceğini bilsek de umarım bu proje sonraki nesiller için zor da olsa uygulamaya vatandaşlar mağdur edilmeden geçer. Dağı, denizi, ovası ve yeşiliyle daha yaşanılır ve havadar bir Bursa insanların hakkı olmalıdır.

Esen kalın.