Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zehir mi yiyoruz?

Yazının Giriş Tarihi: 04.11.2017 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.11.2017 00:03

Hızla geçen zaman,  gelişen teknoloji ve kirlenen dünya.

Sonuç olarak hava, su ve toprak kirlendikçe bozulan sağlığımız.

Soluduğumuz hava, içtiğimiz su ve yediğimiz gıdalar artık sağlık açısından asla güvenli değil.  Evet, teknoloji gelişti ve gelişmeye devam ediyor, birçok yönden hayatımız belki kolaylaşıyor ama en önemli varlığımız olan sağlığımız maalesef elden gidiyor. Kontrolsüz üretilen gıdalar, günden güne insanlığı tehdit eder hale geliyor. Sermayedarların sınırsız para kazanma hırsı insanlığı büyük bir bataklığa sürüklüyor.

Bu yazımda size Gıda Hareketi’nin yapmış olduğu bir analizden bahsetmek istiyorum. Gıda Hareketi 7 ayrı buğday numunesini ağır metal ve pestisit açısından analiz ettirdi. Sonuç: Ürkütücü.

Araştırmacı - gazeteci Can Kemal Özer konu hakkında görüşlerini bildirmiş. Gerçekten sağlığımız büyük tehlikede. Kemal Özer Beyin görüşlerini noktasına virgülüne dokunmadan aktarıyorum;

“ Yapılan analizlerde; numunelerin 5'inde kadmiyum, kurşun ve cıva çıktı. İkisinde ise kurşun ve cıva.

Yani ekmek, pilav, bisküvi, makarna, irmik, kek, pide, lahmacun, pasta, börek vs. adı altında ağır metal yediriyorlar.

Ekmeği zehirli bir insanlık var karşımızda.

Bu ülkede ziraat düzeni 1940'dan bu yana bozuk. Düzeltmek için de şu ana kadar herhangi bir çaba yok ortada.

Hatta gıdalarda ölümcül toksik maddelere yol açan, kimyasalların ve ağır metallerin çıkmasının ana müsebbibi mevcut sistem.

Çünkü bunların “gübre” ve/veya “tarım ilacı” maskesi adı altında tarlaya boca edilmesine izin veren sistem.

Bunu ülkeye ilk getiren ve sistemi bozan ise Gülen'in siyasi babası, Rockefeller'in kulu Kasım Gülek!

Her yere gönderdikleri ziraat mühendisleri “tarım ilacı” adı altında satılan zehirlerin pazarlamacısı gibiler.

Gıda Hareketi'nin analizleri mevzuatın belirlediği hassasiyette. Yani bakanlığın görmezden geldiği ölçüm limitleri esas alınarak bakıldığında çıkıyor bu zehirler. Bir de hassasiyet düzeyi sıfıra çekilse neler görülürdü Allah bilir.

Mevzuat yani bakanlık diyor ki, mesela şu nispetin altında çıkarsa çıkmamış sayarım. Gıda Hareketi'nin yaptırdığı analizlerde bu bakanlığın yok sayarım dediğinden çok fazla.

Anlayacağınız bunca hasta ve hastalık boşuna değil. Ne ekersen onu biçersin. Zehir döktüğün tarladan bal hasadı yapacak değilsin!

Kısaca insanlar kendini, çocuklarını, toprağını, suyunu, havasını, bitkilerini, börtü-böceği, kurdu-kuşu zehirliyor. Kendine ve geleceğine ihanet ediyor.

Yıllık 1 milyar hastası/doktor müracaatı olan bir devletiz biz. 15-20 yıldır yazmadık yazı, konuşmadık insan ve konu kalmadı. Devlet denilen devi gıdıklamayı bile başaramadık. Bunun nedeni siyaset değil, milletin ilgisizliği.”

Evet, durum maalesef böyle.

Sağlıcakla kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.