Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zaman asla geriye doğru işlemez

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2020 00:01

Tanrı adına hüküm verenlerin gücü, binlerce yıl ezdi geçti köleleri, köylüleri ve serfleri… Avrupa, Afrika ve Asya kavruldu kaldı yüzyıllarca…

Ne hak arayan vardı ne de hakkı savunan.

Geniş halk yığınları, iktidara karşı koyacak gücü bulamadı hatta düşünemedi bile…

Eyy! İnsanoğlu insan… Sen de annenden doğdun ben de… Sen de yaşlandın öldün ben de. Senin de annen var benim de. Babalarımız da var, kardeşlerimiz de…

Sen yargılıyorsun, ben yargılanıyorum.

Sen ceza veriyorsun ben ceza çekiyorum, bazen ölüyorum.

Sen bu gücü ikimizin de tanrısı olan yüce Yemliha’dan ve Aşil’den alıyorsun. Onlar benim de tanrım. Bu tanrı neden seni kayırıyor, anlamıyorum…

Diyemedi bile…

Dev tapınaklar yaptı birileri… İçine girme yetkisini elinde bulunduran zümre, tebaasını yönetirken gücü elinde tuttu hep. Yığınların yönetilmesinde kullandığı en ağır kararları hep yığınların içinden seçtiği genç ve kuvvetli olanlara yaptırdı. Yakın akrabaları içinden seçtiği gençleri eğitti, silahların en iyisini bunlara verdi. Ticareti elinde tutanlara imtiyazlar tanıdı… Asiller, evlerini hep halktan uzakta ihtişamlı inşa etti… Askerine iyi yemek, güzel kadın, bol altın verdi. Ganimeti paylaşma hakları vardı.

Halkın içinde hep bilgi aktaran, gözleyen, duyan, yapılanları rapor eden ‘kesik kulakları’ da vardı. Çeşitli mesleklerden seçtikleri ve besledikleri bu köpekler (!), asillerin aleyhine olan her konuşmayı, konuşanı, eyleme girişeni ‘asil bir davranış addederek’ bir üstündeki makama bildiriyor, karşılığında yiyecek ve imtiyaz sağlıyordu…

Ezik olanlar; İşledikleri suçun affedilmesi için asillerin yanında yer alıyor, birlikte oyun oynadığı, oynaştığı, birlikte ava gittiği, tarım yaptığı, aynı sıraları paylaştığı arkadaşlarını, akrabalarını, komşularını, köylüleri, serfleri, köleleri asiller adına izliyor ve onların idam edilmelerine dahi neden oluyorlardı. Bazen bir halk lideri gibi çıkanlar da vardı. Takipçilerini olayların içine sürüklüyor ve onları birer hedef haline getiriyordu…

1789 Fransız İhtilali ile dünya bir kez daha değişti… Asiller, karşılarında artık kırbaçlanamayacak insanlar olduğunu anladılar. Binlerce yıl Afrika’yı ve Hindistan’ı sömüren güçlerin karşısında artık “İnsanlık Onuru’ için ölmeyi dahi göze almış topluluklar vardı… ‘Hak diyen, hukuk diyen’ kitle, ortak yaşamın gereği, yazılı halde yasalar istediler.

Madem biz çalışıyoruz hakkımızı isteriz. Madem biz üretiyoruz insanca yaşamdan yanayız” dediler. Kazandılar.

O tarihten sonra soyluların ve rahiplerin ayrıcalıkları kaldırılarak eşitlik ilkesi geldi. Mutlak monarşi yıkılarak, egemenliğin halktan geldiği kabul edildi. Eşitlik, adalet, milliyetçilik, hürriyet, ulusal egemenlik, laiklik, cumhuriyet gibi kavramlar önem kazandı.

Yüzlerce yıl sonra baro başkanları da hak ve hukuk için yollara çıktılar… Hükümetin illerde birden fazla baro kurulması, yönetim organı seçimlerinin de nispi temsile dayandırılmasını sağlayacak yasa tasarısı çalışmalarını proteste etmek için eş zamanlı olarak harekete geçtiler.

Ağır ve meşakkatli bir yürüyüşün ardından engelleri aşarak seslerini dünyaya duyurdularAnıtkabir’de saygı duruşunda bulunan; Aralarında Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’un da bulunduğu baro başkanları, özgürlüğün bir bedeli olduğunu biliyorlardı…

Altun, barolar olarak, sürecin başlangıcından bu yana ortak bir tavrı sürdürme kararlılığı ile hareket ettiklerini belirterek “Görüşmeler dahil tüm süreçleri titizlikle uygulayarak, parçalamayı, yok etmeyi, susturmayı ve ele geçirmeyi hedefleyen bu ezeli projeden vazgeçilmesi talebimizi tüm muhataplar nezdinde ısrarla yineledik” dedi.

Gerçek niyetin, demokrasinin ve hak arama özgürlüğünün güvencesi, her kesimin hak savunucusu, doğanın ve hayvanların sesi, yargının tek sivil ve ele geçirilememiş parçası olan baroları susturmak olduğu, bir kez daha tekrarlandı

Yüzlerce yıl sonra geldiğimiz nokta…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.