Hay siz çok yaşayın e mi Nihat Başkan… Basın toplantısı düzenliyorsunuz Salı günü, korona virüs için özellikle “bir metre” kuralına dikkat ediyorsunuz. Basın mensupları, ateşleri ölçülerek alınıyor içeriye. Ama ne hikmetse, profesyonel ligleri, sağlıklı günler geri gele kadar, ertelemiyorsunuz. Bilim kurulu “evde kal” diyor, siz; “maçlar illa oynansın ” diyorsunuz. Beyazıt Öztürk’ün televizyon programındaki psikopat tiplemesi gibisiniz resmen; “Yüzmeni istiyorum ama ıslanmanı istemiyorum.” Süper Lig maçı, seyircisiz oynansa bile, stat içinde en az beş yüz kişinin olacağını hesaplayabilecek kadar, teşrik-i mesainiz var futbolla. Bu inadınız sebebini, inanın çözemiyorum. Aklıma tek bir ihtimal geliyor sadece. “Parayı veren düdüğü çalar” misali, BeIN Media grubun CEO’su, Yousef Al- Obaidly’i maçların oynanmasını istiyor galiba…

FUTBOLCULAR OYNAMAK İSTEMEZSE…

Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği, “Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını önlemleri çerçevesinde bilindiği gibi ülkemizde profesyonel futbol liglerindeki tüm maçların seyircisiz oynanacağı yönünde karar açıklanmıştır. Devletimizin ileri gelenleri tarafından alınan ve alınacak olan tüm kararlara saygı duyduğumuzu belirtir, yetkili mercilerle görüşme halinde olduğumuzu hatırlatır gelişmeleri takip etmekte ve beklemekte olduğumuzu kamuoyuna duyururuz…” şeklinde suya sabuna dokunmayan bir açıklama yayınlamış sitesinde. Onlar, bekleyip dururken gelin sizlerle biraz beyin jimnastiği yapalım. Bir takım, sahaya çıkmaz ise hükmen mağlup olur, talimatlar gereği. Peki rakibi olan takımda sahaya çıkmazsa ne olur? Hadi biraz daha zor sorayım soruyu; Süper Lig’de olan takımların oyuncuları aralarında anlaştılar ve dediler ki; “Koronavirüs etkisi geçene kadar, hiçbir maça çıkmıyoruz.” Futbol Federasyonu tüm takımları, sahaya çıkmadıkları için, hükmen mağlup edebilecek mi? Eylemin tekrarı halinde, bir alt lige düşürme cezası verebilecek mi?  Böyle bir protesto olabilir mi bilmiyorum. Ancak, bilim kurulu “evde kal” derken, futbol oynamasına “devam” demek insan sağlığını hiçe saymaktır ve hiçbir mantıklı gerekçesi de yoktur bunu biliyorum.

“HAKEMKLERİN SESİ OLURUM. BU BENİM GÖREVİM.”

Hakemlerin durumu da aynen futbolcular gibi. Hakem camiası içinden birçok arkadaşım, bu şartlar altında maç yönetmekten rahatsız. Maç alsalar bir dert, almasalar başka bir dert. Hakemlerin de tıpkı profesyonel futbolcular gibi bir dernekleri var; Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği. Bu derneğin genel başkanı Sayın Abdurrahman Arıcı ile kısa bir görüşme yaptım önceki gece. Tıp doktoru olan Abdurrahman Hoca; bugünkü şartlar altında liglere ara verilmesi gerektiğini düşünüyor. Arıcı; “Tabandan kendisine müracaat gelmesi halinde bu talebi ileteceğini, bunun Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Genel Başkanı olarak görevi olduğunu” söylüyor. On beş yılımın geçtiği hakemlikte, böyle bir talebin gelemeyeceğini biliyorum. Bu yüzden, Abdurrahman Başkan’ın yapması gereken, Faal Futbol Hakemleri Derneği’nin şube başkanlarını arayarak durum değerlendirmesi yapması ve üyelerinin haklarını araması. Peki yapar mı? Hafta sonu oynanacak maçların hakemleri atandı bile…

Not: Bu yazı liglerin erteleme kararından önce kaleme alınmıştır.