Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yoksulluktaki zenginlik

Yazının Giriş Tarihi: 16.11.2014 01:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.11.2014 01:42

 

Kıt kanaat geçinen bir aile. Baba anne iki erkek evlat,iki gelin ve iki de torun. Biri kız biri erkek; ikizler…

Asılları Bursa’nın bir köyüne dayanıyor. Hemen tüm köy akraba. Kim kimin dayısı, kim kimin amcası, yenge dedikleri bir yandan da teyze. Kısacası çok kalabalıklar.Bana göre tugay gibiler.

Aralarında okuyup iş sahibi olanlar varsa da, genelde az tahsilli ve yoksullar.

Şehrin doğu bölgesinde kümelenmişler, zincirleme bir reaksiyon halinde yaşıyorlar. Her bir fert diğeri için vazgeçilmez. Küçücük evlerindeki, küçücük mutfaklarında birbirlerini doyuruyorlar. Teklif yok, çekinme yok, yapay kibarlık yok. Herkes herkese kefil, yokluktan varlığı çıkartıyorlar koyuyorlar sofranın ortasına. Hiç biri yalnız değil, yakından bakınca gayet net görüyorsunuz, hiç biri çaresiz de değil. Hastalıkta koca bir kitle hastalanıyor, düğünde aynı kitle Şeker oğlan oynuyor.Yaşlılar baş tacı,yılların hasarını tek başına yaşamalarına izin verilmiyor.Buz dolaplarında olması gerekenlerin pek çoğu yok ama sofralarından aç kalkanları da yok.Hayatı hayata dair her şeyiyle yaşıyorlar.En güzeli gülmesini biliyorlar onca dertlerine  inat.Gençler lokomotif gibi,takmışlar peşlerine önceki uşakları,korkmadan,sinmeden üzerine gidiyorlar yoksulluğun.

Kitapla,okumayla,sanatla barışık değiller ama,yaşama küsmeyi akıllarının ucundan dahi geçirmiyorlar.Çocuklarının bir sürü annesi var.Ailede her kadın bütün çocukların anası.Nihai bir seferberlik ilanı var sanki aralarında;durumdan vazife çıkarmak sıradan bir haslet hepsi için.Bayramlar bayram olduklarının farkına varıyorlar onlarla,ilginç ama yas bile yakışıyor kadınlarına.

Kaygıları dualarında eriyip gidiyor,ne çayları eksik oluyor,ne de kuralsız sofralarındaki nimetleri.

Yoksulluktaki zenginliğin orotoryosunu yazıyorlar;farkında olmasalar da değme çok sesli koroyu hasetinden çatlatacak kadar da başarılılar.

Felsefe yok dünyalarında,ortak akıl,ortak payda,farkındalık yaratma gibi süslü cümleler de kurmuyorlar.İhtimal hayattan en çok ta onlar yara alıyorlar.Ne gam,yarayı sarmasını biliyorlar.Aralarında mesafe yok,bir selam yetiyor yer sofrasına kurulmaya.Artık Allah ne verdiyse.Az verdiyse az çok verdiyse çok.Beklentileri ruhlarını rahatsız edecek kadar yüksek değil.

Sıcacık sarıveriyorlar misafirlerini,göklerden gelmiş hissine kapılıyor insan.Herkes gözünün içine bakıyor konuğun,utanmasına bile fırsat vermiyorlar.Dolu dolu,olması gerektiği kadar ciddiye alarak yaşıyorlar hayatı.

Onları tanıdığımda alışkın olmadığım bu tarzdan biraz sıkılmış birazda ürkmüştüm.Böylesi bir toplulukta ‘kara ördek’ olmak işten bile değildi.Ömür hayattan çırak çıkmak endişesi ile geçince insan ister istemez kasılıyor.Onları tanımadan önce zenginliği paraya eşitlerdim.Daha doğrusu bana öğretilen oydu.Aslında zenginlik hayata karşı kalabalık olmakmış,sende varsa seninle yoksa kimde varsa onunla bölüşmekmiş.Bir sürü anneye sahip olmakmış,nerde eksiğin varsa oradan tamamlanmakmış.

Yoksulluktaki zenginlik böyle bir şeymiş ve gerçekmiş.Yoksulluk bendeymiş…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.