Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yıldırım ve kentsel dönüşüm

Yazının Giriş Tarihi: 21.09.2014 01:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.09.2014 01:50

 

Adını, bünyesinde medfun Osmanlı’nın dördüncü padişahı Yıldırım Bayezid’den alan Yıldırım, Bursa’nın merkezindeki en bahtsız ilçemiz. İlçenin plansız gelişimi sonucu özellikle ovada ortaya çıkan genel manzara, sosyal alanların olmadığı bir beton yığını şeklinde. Bizim çocukluğumuzda alabildiğince doğal yeşil alanları ve tarlaları olan Yıldırım, bugün gelinen noktada tam bir çöküntü bölgesi. Ben bile 39 yaşında ‘hey gidi günler, bizim zamanımızda şöyleydi böyleydi’ diyorsam, kentler için çok kısa sayılacak bu süreçte ilçenin ne kadar talan edildiği ortada değil mi?  

 

Anılarımızda kalan Yıldırım

Yıldırım, genel yapısı itibarıyla alabildiğince yeşil, el değmemiş doğal bir tabiata sahipti. 2-3 metre kazdığınızda su çıkan, onlarca küçük derenin bulunduğu bir tarım cennetiydi. Suyu bol ve toprağı bereketli olduğu için uçsuz bucaksız tarlalara sahipti. Bursa’nın meşhur mis kokulu şeftalisi, armudu, inciri, kirazı başta olmak üzere hemen hemen her meyve ve sebze bu tarlalarda yetiştirilirdi. Küçüklüğümde tarladan karpuz topladığımı bile hatırlarım.   

Çocuklar, düzensiz ama doğal toprak ve çimen alanlarda sokakta oynama rahatlığı ve lüksüyle büyüdüler Yıldırım’da. Bugünkü çocuklar gibi eve hapsolan şansız çocuklar değildiler. O zaman ilkokullar piknik düzenler, çocuklar ve öğretmenler okula yürüme mesafesindeki mesire alanlarına giderlerdi. Mahsullerle dolu tarlalara kimse ilişmez, bırakın dalındaki meyveye ilişmeyi, kasalara toplanan şeftaliler bile tarlalarda günlerce durur, kimse dokunmazdı.

Belki ürünler bugünkü kadar para etmiyordu, yokluk vardı, asfalt yollar yok denecek kadardı, arabası olan azdı ama insanlar mutluydu Yıldırım’da.

   

Yıldırım dönüştü ama nasıl?

Bizim çocukluğumuzdaki Yıldırım gelişti ve dönüştü ama nasıl gelişti ve neye dönüştü?

Özellikle sanayinin gelişimi ve açılan yeni fabrikalar nedeniyle (kaldı ki, bu fabrikalarda maalesef yanlış bir seçimle ovaya konuşlandırılmış, canım Bursa Ovası mahvedilmiştir) kentimize olan göç tavan yapmış, bunun doğal sonucu olarak da şehirdeki yapılaşma ihtiyacı ve baskısı artmıştı. İşte Bursa ve özellikle de Ankara Yolu’nun altı diye tabir ettiğimiz Yıldırım ve Osmangazi ilçelerini kapsayan bölge için zurnanın zırt dediği yer burası oldu.

Yolun altı ova koruma planına dahildi ve imara açılmadı ama siyasi kaygılarla oy hesapları gözetilerek talan edilmesine göz yumuldu. Planlarda yol geçen, yeşil alan görünen yerler partilerde nefesi kuvvetli insanlar tarafından yok pahasına alındı ve yapılan plan değişiklikleriyle toprak rantından çok sayıda kişi zengin olurken, tarla ve arsa sahipleri mağdur edildi. Ovanın belli bölgeleri düzenli ve planlı yapılaşmaya açılmadığı için planları emlakçılar, hisseli parselciler ve Bursa’ya göç eden gecekonducular yaptı.

Sonuç olarak ortaya bugünkü içler acısı durum çıktı. Yaklaşık 700 bin nüfuslu, plansız, çok sayıda çıkmaz sokağa sahip, sosyal donatı alanlarından mahrum, hava çekimlerinde çok net görünen bir beton yığını ve on binlerce sağlıksız yapı stoğu olan bir ilçe. 

 

Edebali’nin dönüşümle imtihanı

AK Parti iktidarının gündeme getirdiği ve yasal zeminini hazırladığı kentsel dönüşüm ülkemizin önemli gündemleri arasında yer alıyor. Bursa’da ise kentsel dönüşüme en çok ihtiyacı olan ilçemiz Yıldırım. Geçen dönem hazırlıkları başlayan ama kimseye ne olduğu doğru düzgün anlatılamayan proje hayata geçirilemedi. Mart ayındaki seçimle iş başına gelen Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, bu konuyu çok önemsiyor. Özgen Keskin’den faklı olarak ise öncelikle projeyi muhataplarına anlatıp ikna ederek yapmayı planlıyor. ‘Biz karar verdik şu şu mahallelerde başlıyoruz’ demek yerine, ‘öncelikle en çok talepte bulunan dört mahallede başlayacağız’ diyor. Değil dört, bir mahallede başarılı bir örnek sergilensin bütün mahalleler sıraya girer.  

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, ‘Yıldırım’a çağ atlatacak’ dediği kentsel dönüşüm projesini, Planlama ve Kentsel Dönüşüm Merkezi’nde önceki gün düzenlediği basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.

Başkanın anlattıkları ve hedefleri doğru ancak sürecin zorluğu da ortada. Bu dönüşüm yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, insanların mahalle değiştirmek zorunda bırakılmaması. Yani Ankara Yolu’na 100-200 metre mesafede oturan insanlara ‘bakın yola yakın yerlere rezidans tarzı lüks ve büyük evler yapıyoruz, size daha aşağıdaki yerlerden ev vereceğiz’ denilmemelidir. Şu anda mahallelerdeki insanların en büyük endişesi bu. Alışkın oldukları bölgeden uzaklaşmak istemiyorlar. Yıllarca tozunu çamurunu çektikleri bölgenin tam rahatını sürecekken, yola ve ulaşıma yakınken, üstelik şimdi metro hizmeti de gelmişken başka bir yere gitmek istemiyorlar. ‘Benim evimin yerine metre karesi kadar ev verin ya da küçük bedellerle farkını alın’ diyorlar.

Başkan Edebali’nin tüm zorluklarına rağmen bu işi başarma şansı var. Öncelikle çıkış noktası ve ekip oluşturması doğru adımlar. Sonrası zaten süreç işlerken belirginleşecek. Edebali’nin en büyük avantajı ise insanları dinliyor gibi yapmayıp gerçekten dinlemesi. Belediye başkanının her şeyi bilme şansı yok. Önemli olan, konunun uzmanlarına kulak vermesi. İsmail Hakkı Edebali’nin, zamanında AK Parti yönetiminde görev alırken yaptığı SKM başkanlığı ve belediye başkanlığındaki bugüne kadarki çizgisi bana bu konuda umut veriyor. Umarım yanılmam, haklı çıkarım ve Yıldırım’ın makus talihi değişir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.