Bugün Bursa için, geçmişini unutmaması gereken tarihi bir gün…
Osmanlı İmparatorluğu’nun da aralarında bulunduğu İttifak Devletleri'nin 1. Dünya Savaşını kaybetmesi üzerine, Anadolu topraklarının işgaline başlanır. İzmir’den İstanbul ve Antep’e kadar vatan toprakları için zor günlerdir.
Bursa için acı ve sıkıntı dolu günler Yunan askerlerinin 8 Temmuz 1920'de kenti işgaliyle başlar.
Ulular kentinin yaşadığı tarifsiz üzüntü çok büyüktür.
Çeşitli kaynaklara göre bu gelişmelerin müzakeresi yapılırken Kudüs’ün haçlı işgali altında kaldığı süre zarfında sarığındaki beyaz sargıyı çıkarıp Kudüs geri alınana dek siyah sarık takan Selahaddin Eyyubi’nin yaptığının bir benzerini yapan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Meclis Başkanlığı kürsüsüne kapkara bir örtü örtülmesini ister.
Ülkeyi işgalden kurtarma mücadelesi veren Büyük Millet Meclisi’nin başkanlık kürsüsüne siyah bir şal örtülür.
Büyük Türk Milleti adına yönetimi ele alan Meclis ve Türk Ordusu, Anadolu’yu düşmandan temizleyecektir elbette. Ancak, Bursa gibi ilk başkent ve manevi bir kentin geçici de olsa düşmanın elinde olmasının yarattığı elem büyüktür.
Böyle bir simgesel hareketin başka bir örneği yoktur.
Ne zaman ki ülke gibi Bursa da işgalden kurtulacaktır, matemi hatırlatan Meclis Başkanlık kürsüsündeki siyah örtü o zaman kaldırılacaktır.
Öyle de olur, Anadolu'daki işgal edilen topraklar birer birer kurtarılır ve bağımsızlık mücadelesi kazanılır.
İzmir'in 9 Eylül'de kurtuluşundan sonra sıra Bursa'ya gelmiştir. 11 Eylül 1922 sabahı Bursa düşman işgalinden kurtarılır.
Bursa'nın Yunan işgalinden kurtuluşu, Ankara'ya, “Yeşil Bursa al sancağına kavuştu” yazılı kısa ama anlamlı bir telgrafla bildirilir.
Bursa 11 Eylül 1922’de geri alınınca Meclis kürsüsünden de siyah örtü 2 yıl 2 ay 2 gün sonra indirilir.
11 Eylül 1922 günü, sadece Bursa’nın değil, Türk Milleti’nin maneviyatındaki işgalin de sona ermesidir.
Bursa’nın işgalden kurtuluşunun 95. yıldönümü kutlu olsun.
Hani bir söz vardır; “geçmişini unutan onu bir daha yaşar” diye.
Ve yeni işgal girişimlerine karşı her an uyanık olmamız gerekiyor ki, bunun başında da ekonomik bağımsızlık geliyor elbette.
Osmanlı Padişahı Sultan Süleyman’ın “bugün borç alan yarın emir alır” sözü hatırlardan çıkmamalı. Tabi ki bunun için de çalışmalı, çalışmalı, çalışmalı…
Daha iyi eğitim, daha iyi sağlık hizmeti, daha çok güvenlik, daha çok üretmek, daha verimli olmak, dünyanın dört bir tarafına daha çok mal ve hizmet satmak, daha çok istihdam sağlamak gibi pek çok ‘daha’ için daha çok çalışmak gerekiyor.
Bu, her şeyden önce Al Sancağımıza borcumuzdur.
Evet, Bursa ülkemiz ekonomisinin, üretimin, ihracatın kalbi, ama bu da yetmemeli. Belki daha çok Bursalar olması için, ‘daha çok’ çalışmalıyız…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Nadir TÜLEK
“Yeşil Bursa Al Sancağına kavuştu”
Bugün Bursa için, geçmişini unutmaması gereken tarihi bir gün…
Osmanlı İmparatorluğu’nun da aralarında bulunduğu İttifak Devletleri'nin 1. Dünya Savaşını kaybetmesi üzerine, Anadolu topraklarının işgaline başlanır. İzmir’den İstanbul ve Antep’e kadar vatan toprakları için zor günlerdir.
Bursa için acı ve sıkıntı dolu günler Yunan askerlerinin 8 Temmuz 1920'de kenti işgaliyle başlar.
Ulular kentinin yaşadığı tarifsiz üzüntü çok büyüktür.
Çeşitli kaynaklara göre bu gelişmelerin müzakeresi yapılırken Kudüs’ün haçlı işgali altında kaldığı süre zarfında sarığındaki beyaz sargıyı çıkarıp Kudüs geri alınana dek siyah sarık takan Selahaddin Eyyubi’nin yaptığının bir benzerini yapan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Meclis Başkanlığı kürsüsüne kapkara bir örtü örtülmesini ister.
Ülkeyi işgalden kurtarma mücadelesi veren Büyük Millet Meclisi’nin başkanlık kürsüsüne siyah bir şal örtülür.
Büyük Türk Milleti adına yönetimi ele alan Meclis ve Türk Ordusu, Anadolu’yu düşmandan temizleyecektir elbette. Ancak, Bursa gibi ilk başkent ve manevi bir kentin geçici de olsa düşmanın elinde olmasının yarattığı elem büyüktür.
Böyle bir simgesel hareketin başka bir örneği yoktur.
Ne zaman ki ülke gibi Bursa da işgalden kurtulacaktır, matemi hatırlatan Meclis Başkanlık kürsüsündeki siyah örtü o zaman kaldırılacaktır.
Öyle de olur, Anadolu'daki işgal edilen topraklar birer birer kurtarılır ve bağımsızlık mücadelesi kazanılır.
İzmir'in 9 Eylül'de kurtuluşundan sonra sıra Bursa'ya gelmiştir. 11 Eylül 1922 sabahı Bursa düşman işgalinden kurtarılır.
Bursa'nın Yunan işgalinden kurtuluşu, Ankara'ya, “Yeşil Bursa al sancağına kavuştu” yazılı kısa ama anlamlı bir telgrafla bildirilir.
Bursa 11 Eylül 1922’de geri alınınca Meclis kürsüsünden de siyah örtü 2 yıl 2 ay 2 gün sonra indirilir.
11 Eylül 1922 günü, sadece Bursa’nın değil, Türk Milleti’nin maneviyatındaki işgalin de sona ermesidir.
Bursa’nın işgalden kurtuluşunun 95. yıldönümü kutlu olsun.
Hani bir söz vardır; “geçmişini unutan onu bir daha yaşar” diye.
Ve yeni işgal girişimlerine karşı her an uyanık olmamız gerekiyor ki, bunun başında da ekonomik bağımsızlık geliyor elbette.
Osmanlı Padişahı Sultan Süleyman’ın “bugün borç alan yarın emir alır” sözü hatırlardan çıkmamalı. Tabi ki bunun için de çalışmalı, çalışmalı, çalışmalı…
Daha iyi eğitim, daha iyi sağlık hizmeti, daha çok güvenlik, daha çok üretmek, daha verimli olmak, dünyanın dört bir tarafına daha çok mal ve hizmet satmak, daha çok istihdam sağlamak gibi pek çok ‘daha’ için daha çok çalışmak gerekiyor.
Bu, her şeyden önce Al Sancağımıza borcumuzdur.
Evet, Bursa ülkemiz ekonomisinin, üretimin, ihracatın kalbi, ama bu da yetmemeli. Belki daha çok Bursalar olması için, ‘daha çok’ çalışmalıyız…