Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yerdeki yıldızlar

Yazının Giriş Tarihi: 01.04.2016 11:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.04.2016 11:31


 

Hayat filmlerdeki gibi değildir ama bazı filmler tam da hayatın kendisidir. İlmek ilmek işlenen öyle güzel bir dokusu vardır ki, insanı alır içine çeker ve hayatınızda yaşadığınız bazı kırılma noktalarına da temas ederek sizi derinden etkiler.

 

Hayata ilham veren bir film

Yaklaşık iki ay önce 2007 yılında çekilmiş böyle bir film izledim. Başrolünü Hintlilerin önemli yıldızlarından Aamir Khan'ın oynadığı film, bence Milli Eğitim Bakanlığı tarafından mutlaka her öğretmene hatta eğitim camiasında görev alan kim varsa, müstahdemine kadar hepsine izlettirilmeli.

Neden mi? Filmde karşımıza ilk önce öğretmenleri, çevresi ve hatta ailesi tarafından bile yaramaz, tembel ve kavgacı bir çocuk olarak görülen Ishaan karakteri çıkıyor. Acaba öyle mi? Aslında Ishaan çok özel bir dünyanın insanı olduğu için tarihte sıkça örneği görülen birçok dehanın yaşadığı uyum sorunlarını yaşamaktadır. Onun farklı çalışan beyni mevcut köhne eğitim sistemiyle uyuşamıyor ve sonuçta ortaya başarısız bir öğrenci çıkıyor. Ta ki, Aamir Khan'ın canlandırdığı, sadece gerçek bir eğitimci bilinciyle hareket eden ve hepsinden önemlisi de mesleğini büyük bir tutkuyla yapan bir öğretmenle karşılaşana kadar. Devamını mutlaka bu filmi izleyerek görmelisiniz. 'Yerdeki Yıldızlar' filminin orijinal adı ise 'Taare Zameen Par.'

Çok üst düzey çekim teknikleri ya da animasyon destekleri olmayan filmin en güçlü yanı ise bizim bazı Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi ele alınan konunun size dokunması. Duygu yoğunluğu yüksek bu filmin bazı sahnelerinde göz yaşlarınıza da hakim olamayabilirsiniz.

 

Öğretmen ile eğitimci farkı

Bu filmde, bizim köhnemiş eğitim sistemimizle ve özellikle de (sayı olarak değil ama nitelik olarak) yetersiz öğretmen kapasitemizle büyük benzerlikleri göreceksiniz. Ayrıca, işini sadece 'konuyu anlatır geçerim' mantığıyla yapan öğretmenler ile gerçek bir eğitimcinin farkını ve doğru yaklaşımının yol açtığı mucizeleri de göreceksiniz.

Zaten her çocuk başlı başına Allah'ın bir mucizesi değil mi? Böyle bir mucizeye dudak bükmek, hor görmek bir insanın özellikle de bir öğretmenin haddi olabilir mi? Cevheri işleyemeyip kömüre döndüren bir beceriksizliğin izahı ve mazereti olabilir mi? Bu ve buna benzer yüzlerce ve binlerce örnek, ülkemizde ve şehrimizde de her gün yaşanmıyor mu?

 

Bu sistem değişmeli!

Kimse kusura bakmasın ama öğretmenlerimizin mensubu olduğu farklı siyasi görüşlerdeki sendikalar, özlük haklarına kafa yorduklarının onda biri kadar bu konulara eğiliyor mu? Geleceğimizi şekillendirecek olan çocuklar, sadece bir fakülteyi bitirip KPSS'den aldığı puan yeterli görülüp hiç bir beşeri testte tabi tutulmadan ders başı yaptırılan öğretici unvanlı ama eğitimci kimliğini taşımayan insanlara emanet edilebilir mi?

Dünyadaki birçok ülkenin nüfusundan daha fazla öğrenciye sahip olan Türkiye'de biz bu büyük potansiyelimizi kullanabiliyor muyuz? Her biri işlenip elmas kadar değerli olabilecek çocuklarımızı, gençlerimizi kömürleştiren sistemi ve bu sistemin gönüllü bekçileri konumundaki personeli köklü reformlarla değiştirmenin vakti hala gelmedi mi? Ülkemizin 2023 gibi 2071 gibi büyük hedeflerinin olması hepimizi gururlandırıyor ancak bu hedeflere mevcut eğitim sistemiyle varılması mümkün mü?

Soruları arttırmak ve bazı cevapları da yazmak mümkün lakin bu konu daha çok su kaldırır diyelim ve eğitim sistemimizle ilgili görüşlerimizin devamını da sonraki yazılarımıza bırakalım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.