Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yer mi Elin Gavuru?

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2019 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2019 00:06

Doğru sonuçlar vereceğini umarak, bilerek hatalı ya da gerekli özeni göstermeden yapılan bir işin,dönüp dolaşıp  ele  yüze bulaştığı durumları ‘kendini topuğundan vurmak’ diye isimlendiririz.

Son yıllarda öyle işler yapıyoruz ki,kendimizi vura vura ne topuğumuzu bıraktık ne bileğimizi.

Bir kafamıza sıkmadığımız kaldı.

Gerçi her ne kadar yaşadığımız her olumsuzluğu bir çuvala koyup dış güçlerin bahçesine atmayı adet haline getirsek te,son tahlilde bunun yanlışlığını hem maddi hem de itibar kayıpları ile ödüyoruz.

Buyurun size bir örnek;

Rusya Türkiye’den aldığı 370 ton mandalinayı canlı haşere çıktığı gerekçesiyle geri göndermiş.

 Uzmanlar da ‘İhracattan Geri Dönen Ürünler İçin Uygulama Yönetmeliği’nde yasal boşluk olduğunu belirtmişler.

 Türkiye’nin ihraç ettiği  bir çok gıda ürününün  muhataplarının incelemelerinin ardından ülkeye kesin dönüş yapması kendimizi topumuzdan vurmak değil de ne?

 Yurtdışına çıkarken Türk mevzuatına uygun olan ürünler, AB sınırına girdikten sonra yurt içine geri gönderilirken,geri dönen ürünlere ise ne yapıldığı bilinmiyormuş.

Aslında biliniyor da bilmezden geliniyormuş demek çok daha doğru olacak ya neyse;

Gavurun zehirli,bozuk,standartların altında,gıda özelliğini yitirmiş gibi saptamalarıyla damgalayıp geri gönderdiği gıda ürünlerinin iç pazarda tüketiciye satıldığı konusunda yüzlerce iddia ve haber var.

Yarısı yalansa yarı doğrudur ki,o kadar doğrunun bedelini kim bilir hangi kuşağımızda ödeyeceğiz.

Avrupa Birliği’nin RASSF (Rapid Alert System for Food and Feed) raporuna göre, Türkiye 2018’de 318 adetle en fazla sorunlu ürün gönderen ülke konumunda gösterilmiş iyi mi?

En son Türkiye’den Rusya’ya ihraç edilen 370 ton mandalina, için de canlı haşere çıktığı için  geri gönderilirken bunun başka örnekleri daha önce çilek, domates ve birçok tarım ürününde de yaşanmış.

Olumsuzluğa dair her istatistikte hit olmak fena halde sinir bozucu.

Adamlar,Rus Rosselhoznadzor dairesi vasıtası ile  yaptıkları açıklamada,açık açık  Türkiye’den 16 parti halinde gönderilen toplam 370 ton mandalinanın, içinde Akdeniz meyve sineğinin tespit edilmesi nedeniyle Rusya’ya girişinin yasaklanarak geri çevrildiği söylemişler.

Rosselhoznadzor yetkilisi, “Hastalıklı ürünlerin Rusya’ya girişi yasaklandığını,16 parti sağlıksız ürünün tümünün  ihracatçılara geri gönderildiğini, daha önce Türkiye’den ithal edilen bitkisel ürünlerin sağlık durumunun kötüleşmesinden duyulan endişeyi dile getirerek’’Geçen yıl Türkiye’den gelen meyve ve sebzelerde toplam 1495 kez Rusya’nın karantina listesinde olan zararlılar tespit edilmişti. Tarım zararlısı içeren 30 bin tonun üzerinde ürün Rusya’ya alınmamıştı. Rusya’ya girişi yasaklanan ürünlerin hacmi, önceki yıllara önemli ölçüde artmış oldu.’’Demiş ve çıkmış işin içinden

Eee hani itibar?

Tabii bu durum  Antalya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı tarafından yalanlanmış ve “Gönderilen mandalinalarda haşere çıkması imkansız. Tamamen diplomatik sebeplerden kaynaklanıyor. Ülkeler arası sıkıntı yaşandığında bu tip durumlarla karşılaşabiliyoruz. Ürünler yurtdışına çıkmadan önce Tarım Bakanlığı tarafından çok sıkı bir şekilde denetleniyor” denilerek  hadise derhal yine dış güçlerin bahçesine atılıvermiş.

Çok üzücü ama  konu ile ilgili haberi okurken ‘’İnkar aslında teyittir’’ sözü geldi aklıma.

Bu da bir başka sıkıntımız;

Kurumlarımız kendilerini öyle çok topuklarından vuruyorlar ki, belki de sonuna kadar doğru olan açıklamalarına bile şüpheyle yaklaşıyoruz.

Ama gel de yaklaşma;

Tamam son mandalina meselesi külliyen yalan

Bu da mı yalan?

Avrupa Birliği’nin 2018 yılına ilişkin RASSF raporuna  bir bakar mısınız lütfen?

Rapor,Türkiye’yi  gıda ihracatı konusunda ‘alarm’ lideri olarak tanımlıyor ve bu seferde  fındıkta tespit edilen zehirli ve kanserojen madde aflatoksinde 77 ayrı tespitte bulunulduğunu belirtiyor. Her ne kadar bu alanda alarm veren ülkelerin ilk sırasında ABD var diyorsa da,o bizi hiç mi hiç ırgalamıyor.

Raporda yine Türkiye’den getirilen meyve ve sebzelerde de kimya biliminde kirletici olarak geçen okratoksin A maddesinin de 40 kez saptandığına vurgu yapılıyor ve  Türkiye’nin  ayrıca toksik bir madde olan mikotoksin bakımında da ilk sıralarda yer aldığı öne sürülüyor.

Aflatoksin nedeniyle Türkiye’den gelen 40 ürünün 35’inin, Antep fıstığında, 24 üründen 22’sinin, incirde olduğunu ve gelen 34 üründen 27’sinin sınırdan geri çevrildiğini de raporun sonuna iliştirivermişler.

Bununla kalsa yine iyi;

 Rapor da, ayrıca  pestisit yani böcek ilacı içeren madde bakımından da Türkiye’nin Bulgaristan ile birlikte ilk sırada olduğuna,2015 ila 2018 arasında ise en yüksek zararlı ürün tespitlerinin de Türkiye’nin başı çektiğine yer verilerek,’’ Buna göre 2015’te 281, 2016’da 275, 2017 ve 2018’de ise 318’er ayrı tespitle Türkiye ilk sırada yer aldı.’’   deniliyormuş.

Doğrudur, yanlıştır,maksatlıdır,siyasidir,külliyen yalandır…

Ancak insan iç piyasa da  bizim birbirimize dayattığımız kalitesizlikleri, hileleri,hurdaları,ayıplı mal ve hizmetleri göz önüne aldığında ‘’Yok abicim yalandır bunlar,dış güçlerin bizi çekememezliği’’filan da diyemiyor doğrusu.

Hatta ‘’oooo o da bir şey mi diyenlerimizin sayıları da demeyenlerimizin en az beş katı bile olabilir.

Hani kendim ettim kendim buldum diye bir şarkı vardı

Durum bu şarkıya uyuyor diyeceğim ama uymuyor;

Sen ediyorsun biz buluyoruz birader.

Ama şuna uyuyor;

Yemezleeer…

Yemiyorlar tabii.

Gönder sen Muradiye pazarına

Biz yeriz.

Ne anlar elin gavuru mandalinadan,fındık fıstıktan…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.