İstanbul seçimleri ile başlayan siyasi tartışma iki kutuplu çok sonuçlu bir süreç başlattı. Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasıyla birlikte CHP’de yeniden Sünni ve merkez sağ siyaseti yani sosyalist sürecin tabanı güçlenmeye başladı. İmamoğlu’nun muhtemel süreçte Cumhurbaşkanlığı adaylığı öncesi gerçekleşecek CHP Genel Başkanlığı yürüyüşünde oluşturacağı kadronun Alevi tabanı azaltan dindar ağırlıklı bir CHP meydana getirmesine kesin gözüyle bakılıyor.

İstanbul seçimlerinin Ak Parti üzerinde yarattığı kırılma ve hasar ise, daha büyük. Yeni Parti ve partiler çıkışının güçlendiği Ak Parti’de, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan kabine değişimine soğuk bakıyor. Kabine, referandum ve erken genel seçim çıkışlarını yerinde bulmayan Erdoğan’a ne tabandan ne de halktan destek yok! Elbette erken seçimin ağır maliyetlerinin ötesinde yaratacağı değişim de çok büyük. Olası bir erken seçimde Recep Tayyip Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı olsa bile parlamento da Ak Parti’nin çok az sayıda Milletvekilinden oluşan bir gurup ile temsil edileceği konuşuluyor. Yine Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu tarafından kurulacak yeni partilere Ak Parti’den ortalama 140 civarı Milletvekili kayması beklenirken diğer partilerden de yüzde 20-25 oranında Milletvekilinin yeni partilere geçmesi bekleniyor.

Yeni parti süreci güçlenirken Ak Parti’de Olağanüstü Kongre çağrıları da yükseliyor. İstanbul seçimlerine Türkiye’de ki tüm İl Başkanlarının ve ilçe başkanlarının yanı sıra Milletvekillerinin katıldığını buna rağmen sonucun yıkım olduğu ifadesi en çok dillendirilen cümle. Ak Parti halen daha rekor farklarla kaybettiği ilçelerde başı dik gezen ilçe başkanlarına tahammül eden tabanı ile meşhur. Öyle ki, ortaya çıkan tahammül sabrı Ak Parti’ye sandıkta tahammülsüzlük olarak biriken bir öfke patlamasına dönüştü, dönüşüyor.

Ak Parti’den ciddi oranda Milletvekili kayması beklenen yeni parti’de gözde kentlerden birisi de Bursa. Kentte yaşanan son dönem olaylar ve İnegöl siyaseti ile ticaretinin kurmaya çalıştığı hâkimiyet hem Balkanları hem de Doğu ve Güneydoğu kesimini ciddi oranda rahatsız ediyor. Karadenizliler ise, İstanbul’da İmamoğlu’nun seçilmesi ile bir nevi tavırlarını net olarak ortaya koydular diyebiliriz. Bursa’da ortaya çıkması muhtemel İmamoğlu rüzgârı sonrasında CHP’nin ve kent siyasetinin favori ismi Mustafa Bozbey ile kadrosunun ön plana çıkması bekleniyor. Yine bu sürecin yaratacağı akım Yeni Parti’ye Ak Parti’nin köklü ve deneyimli siyasetçilerinin kayması ile devam ederken, en az 6 belediyenin yerel seçimlere 2 sene kala yeni partiye geçmesiyle güçlenebilir. Yani 1 sene sonra belediyeler saf değiştirebilir!

Ak Parti’de ‘Erdoğan dönemi bitti’ diyebiliriz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da yürüttüğü yanlış seçim yürüyüşü ve yine ekonomi de var olan eksiye gidişte Berat Albayrak faktörü önemli kritikler. Erdoğan’ın çok yönlü fikirlere sahip güçlü yol arkadaşları ile elde ettiği zirveden dostlarını uzaklaştırarak geriye düştüğü aşikâr. Hal böyle olunca bürokrasi de artık iktidarın sözünü dinlemek yerine kendini sağlama alan adımlar atmaya çoktan başladı bile…

Öyle ki, İstanbul seçimlerinde ortaya çıkan fark Erdoğan ve en yakın rakipleri arasında ki farktan daha fazla. Bu da yeni dönemde milletin değişim istediğini belgeleyen en net nota!