BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Meclis toplantısında ve zaman zaman katıldığı diğer buluşmalarda Oda’nın projeleri ile birlikte kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunur… Yerindedir…

Bursa’nın geleceğini planlayan kuruluşların başında gelen Oda’da atılan adımları izleyen bir gazeteci olarak, zaman zaman bunca projenin hayata geçirilmesinde görev alan teknik insanları hep merak etmişimdir.

Bugüne dek onlarla uzun uzun konuşma fırsatı yakalayamadığımı buradan söylemeliyim… Oda, bu konuda adım atmalı ve işlerin nasıl yürütüldüğünü, kimlerin hangi aşamalarda devreye girdiğini, üniversitelerden nasıl yararlanıldığını, finans kaynaklarını, hangi sektörlerde daha çok yatırım kararı alındığını yeni ekonomik gerçeklere uygun olup olmadıklarını açıklıkla anlatmalı…

Bursa’nın sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarmak adına önemli projeleri hayata geçirdiklerini görüyorum… Görüyorum ancak ölçek ekonomisine uygun olup olmadıklarını, dünya ile rekabet edip edemeyeceğimizi bir türlü anlayamıyorum. Fason üretim yerine markalarımızın ortaya çıkışından doğan hazzı yaşamak istiyorum… Yerelden evrensele uzanan dev şirketlerimizin pazar sorunu yaşamadığını bilmek istiyorum.

Otomotiv, iplik, hazır giyim, makine, plastik, bebe konfeksiyonu, ev tekstili, vagon üretimi, enerji, kompozit malzeme, hizmet sektörü ve eğitim gibi ana dallarda artan üretim eğrisinin farkındayım… Bursa’yı bir çekim merkezi haline getirdiğimizi de hissediyorum…

Bu aşamada BTSO, üyeleri için alım heyetleri, fuar katılımları ve diğer alanlarda kolaylıklar sağladı… İthalat-ihracat dengesinde geçen yıl 5 milyar dolar fazla veren kentimizin artık kirletici sanayi kuruluşlarından kurtulma zamanı geldi…

Bursa’da her yıl değişmesine rağmen ortalama 15-16 büyük uluslararası fuar organizasyonu gerçekleşiyor… Tarım ve kitap fuarları en fazla ziyaretçi çeken fuarlar olarak kayıtlarda yer alıyor… Dünyanın en ağır fuarı olan Mermer ve Doğal Taş Fuarı da dünyaca tanınan fuarlar arasında yer almaya başladı… Çinliler ve İtalyanlar taşlarımızın peşindeler. Blok blok alıyorlar… Keşke işlenmiş olarak satabilsek…

İşlenmiş gıda ürünlerinde, yaş meyve ve sebzede, özel üretim teknolojik ürünlerde, karbon elyafında, savunma sanayinde, otomobillerin klaksonundan krank miline kadar oldukça beğenilen ürünlerde söz sahibiyiz…

Tüm mesele, yurtdışından gelen ziyaretçi sayısını 200-250 bin kişiye çıkarmak olmalı… Bunun için havası temiz, eğlencesi bol, trafiği düzenli, yatak sayısı uygun ve güvenlik sorunu yaşanmayan bir kent olarak tanınmak gerek… Bu konulardan biri bile negatif görünürse eğer; Bursa’ya batılı alım heyeti gelmez… Gelirse de 1-2 günde İstanbul’a kaçar…

Bursa, TEKNOSAB ile şimdilerde atağa geçti… 5 yıl içinde üretimde sıçrama yapmamız işten bile değil. Ancak burada kurulan ya da kurulacak fabrikalarda gelişmiş teknolojik makineler, robotlar, araştırma birimleri olmalı… Bilim insanları için laboratuvarlar mutlaka hayata geçirilmeli… Yeraltı fabrikaları da unutulmamalı…

İzmit, Gaziantep, Kayseri, Kahramanmaraş ve Mersin gibi kentlere de örnek olabilmeliyiz…

Burkay’ın “2 dönüm, 3 dönüm 5 dönümlük fabrikalarda üretim yaparak dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına giremeyiz” sözüne katılıyorum… Ancak teknolojik devlerin apartman dairelerinde kurulduğunu da hatırlatıyorum. Burkay’ın atacağı adımların başında, ‘Teknik üniversitelerle işbirliği’ gelmeli…

Yüksek Teknoloji OSB (TEKNOSAB) çok doğru bir adım… Burada temel alınması gereken parametrelere bakarken, geçmiş yüzyılda yaptığımız hatalar tekrarlanmamalı… Batılı devlerin göstereceği alanlarda değil; kendi belirleyeceğimiz alanlarda yatırıma başlamalıyız… Önce insan diyerek yola çıkmalısınız… Ara eleman yetiştirmeye başladık çok güzel… Ancak endüstride gidilecek çok uzun bir yol var… Düşünerek bulunacak, deneyimleyerek ortaya çıkarılacak çok da ürün var…

Yeni nesil sanayi bölgesi, yeni nesil girişimci ister…