Yeni teknik ve sportif direktörü ile anlaşmaya varan Bursaspor Spor Toto 1. Lig yolundaki ilk adımı attı. Yalçın Koşukavak hocamızı ismen birlikte çalışacağı Selçuk Erdoğan’ı geçen sezon Samet Aybaba’nın ekibinde yer alması nedeniyle cismen tanıyorum. Mesut Mestan yönetimi her iki isimin yeterli kriterlere sahip olduğunu görmüş ki; böyle bir karar almış olmalı.

Bursaspor’a hayırlı olsun, yeni teknik kadronun da yolu açık olsun…

Bakıyorum da; camiada biraz burukluk var.

Bunun iki nedeninden birincisi; Bursaspor kökenli bir teknik adam beklentisi.

İkincisi ise Koşkovak ile Erdoğan’ın spor kamuoyunda fazla tanınmaması.

Biz ikinciden başlayarak konuyu biraz açalım…

Bursaspor tarihinde küme düşüren iki hoca olarak yer alacak olan Samet Aybaba ile Mesut Bakkal’ı cümle âlem tanıyordu da ne oldu?

Bursaspor’a ‘Bizim evlat’ yakışır meselesine gelince…

Çok geriye değil yakın geçmişe giderek şöyle bir baktığımızda Bursaspor kökenli üç isim görüyoruz:

Ersel Uzgur, Adnan Örnek ve Mustafa Er…

Ersel, Hikmet Karaman’ın göreve gelişine gurur yaptı, kapıyı vurup çıktı…

Adnan bir maç kaybedince ağlayarak görevi bırakıp ayağına sıktı…

Mustafa izlediği futbolcular beğenilmeyince ‘Başım belada’ diyerek ayrıldı…

Samet Aybaba’nın işbaşı yapmasıyla Mustafa Er’e önce sportif direktör ardından da futbol direktörü gibisinden uyduruk bir elbise giydirilmeye çalışılması, bedenine uymayacağını bile bile onun da bu esvabı kabullenmesi sonun başlangıcıydı..

‘Pantolon bulamadık gömlek verelim bari ama dikkat edin kendi imalatımızdır’ gibi...

Kulüplerin sembolleri haline gelmiş eski futbolcuların göreve getirilmesi Türkiye’de iyi sonuç veren bir uygulama değildir.

Mesela, F.Bahçe’de Rıdvan olmadı, Oğuz tutmadı. Ülkenin en çok tartışılan hocası Aykut Kocaman malum! 

Galatasaray’da Bülent Korkmaz, Hamza Hamzaoğlu dönemleri uzun sürmedi.                                                                                                                                                 

Beşiktaş’ta Rasim Kara, Rıza, Ziya, Ertuğrul, Tayfur, Samet uymadı. Trabzon’da Giray, Tolunay, Ali Kemal, Hami, Şota dayanamadı…

Şenol Güneş kan kustu ‘kızılcık şerbeti içtim’ dedi. Ünal Karaman şimdilik iyi gidiyor ama ileride ne olur kestirmek zor.                                                                                       

G.Saray’da Terim ve Denizli örnek gösterilebilir. Ancak bu iki isim Milli Takım’da da devrim niteliğindeki başarılara imza atmışlar, kendilerini kanıtlamışlardır.                                                                                                                       

1994-95 sezonunda Nevzat Güzelırmak’ın istifasının ardından Bursaspor kendi çocukları Nejat Biyediç ile Ercüment Şeftalioğlu’na teslim edildi. Nur içinde yatsınlar; o muhteşem İnter-Toto destanının mimarı olan bu ikili bir sonraki sezonu tamamlayamayınca, o günden bugüne ‘Bizim çocuklar’ hep kenarda kaldı.