Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yeni bir düzen lazım

Yazının Giriş Tarihi: 22.10.2017 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.10.2017 00:00

Bugünlerde herkes istifa toto oynuyor. Yok, falanca bugün, filanca yarın istifa edecek diye ahkam kesiyor ancak neredeyse hiç kimse olaya ilkesel yaklaşmıyor. Hamaset kolaycılığına kaçmak yerine her önümüze çıkan her krizi fırsata çevirebilmek için kullansak, çocuklarımıza daha iyi bir ülke bırakacağız lakin bunun için meselelere soğukkanlı ve sağduyulu yaklaşmalıyız.

Kim haklı?

Gündemin sıcaklığında herkes kendisine göre kimin haklı olduğuna bakıyor. Hak elbette önemlidir, haklı olmak ise daha da önemlidir ama insanları haklı ve haksız konuma düşürmeyecek sağlıklı bir sistem kurmak ise hepsinden çok daha önemlidir.  

O yüzden böylesi kriz ortamlarını çekirdek çitleyerek izlemek, takım tutar gibi taraftar olmak, 'birileri gidince bana yer açılır' fırsatçılığıyla ellerimizi ovuşturmak yerine, doğru bildiklerimizi yalnızca Hakk'ın rızasını kazanmak için söylemeliyiz. Unutmayalım ki, bugünün küçük çıkarları için geleceğimizin devasa kazanımlarından vazgeçiyoruz.

Yerel yönetim reformu

Ülkemizin hemen hemen her alanda yeni reformlara ihtiyacı var ama bugün gündemdeki mesele üzerinden gidersek yerel yönetimler için de ciddi bir reform ihtiyacı var.

Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu 2004 yılında gerçekleştirdiği 'Yerel Yönetimler Reformu' ile çok önemli bir işe imza attı. Belediyelerin adeta bağlı olan eli ayağı açıldı ve hizmetler çığ gibi büyüdü. Tabi bunun en önemli etkenlerinden birisi de, belediye gelirlerinin neredeyse 10 katına çıkmasıydı.

Ne yazık ki, 2004 yılındaki bu devrimin arkası gelmedi. Özellikle büyükşehir belediyeleri devasa bütçelere ulaştılar ama bu büyük meblağların kullanımıyla ilgili tasarrufun sadece ilgili belediye başkanına ve ekibine bırakılması da farklı sorunlara yol açtı. Devlet, şeffaf yönetim, doğru kaynak kullanımı, ihtiyaca yönelik akılcı yatırımlar ve israfın denetimiyle ilgili yeterli adımları atmayınca da istenilen sonuçlara ulaşılamadı.

Tüm teknolojik gelişmelere ve devasa parasal kaynaklara rağmen bugün geldiğimiz noktada sistem, parti liderinin başkanlarından memnun olmadığı, vatandaşların da yeterli hizmet üretilmediğini söylediği, buna karşılık başkanların da 'ben her şeyimi verdim, çok da iyi hizmet ettim ama yine de yaranamadım' dediği bir noktaya geldi ve tıkandı.

Kalıcı bir yerel yönetim sistemi kurulmadıkça (aradan çıkabilecek bir kaç başarılı istisnayı saymazsak) başkanların değişmesi de bir işe yaramayacaktır.

Ne yapılmalı?

Yerel yöneticilerin belirlenme aşamalarındaki yanlışlardan başlayarak ciddi yenilikler yapmamız lazım. İşin daha başında ehliyet ve liyakat kriterlerine uygun, (dayısı olan değil!) isimler belirlenmeli.

Sonrasında ise görev yapan belediye başkanlarının her işi kafasına göre yapmasını engelleyecek (ve gerçekten çalışan) denetim mekanizmaları kurulmalı.

Bölgesine yapılacak yatırımla ilgili en azından vatandaşın çoğunluğunun oluru alınmalı. Gerçekten yerinden yönetim ilkeleri hayata geçirilmeli. Kentlerde ortak akıl çalıştırılmalı.

Yüzde yüz bütçe şeffaflığı sağlanmalı. Bu şeffaflık, yılbaşında hazırlanan bütçeyle sınırlı kalmamalı. Her yılsonunda; hangi kaynaklarla ne yapıldığı, hangi işe ne ödendiği, sıradan vatandaşın bile bir tıkla görebileceği kadar açık hale getirilmeli. İsrafın ve saltanatın önüne geçilmeli. Nihayetinde ise yanlış yapana, kim olduğuna bakılmadan cezai yaptırımlar uygulanmalı.

Tüm bu kriterler uygulandığında, mevcut kaynaklarımızla nasıl devasa işlerin ortaya çıkabildiğini hepimiz göreceğiz. Bu süreçte, özellikle AK Parti içerisindeki sessiz çoğunluğun da artık bir inisiyatif alması, dost sohbetlerinde belirttikleri rahatsızlıklarını parti içinde gündeme getirmesi ve bugününü değil ülkenin yarınını düşünerek, üst yönetimi reformlar için zorlaması gerekiyor. Aksi halde çok sayıdaki değerli insanın sorun tespitleri ve çözüm önerileri sadece kahvehane sohbetleriyle sınırlı kalıyor.

Unutmamalı ki, bu sadece bir partinin sorunu da değil. Ülkemizin geleceği için tüm partiler ve hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.