Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yeni adli yıl

Yazının Giriş Tarihi: 01.09.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.09.2020 00:00

Ülkemizde her sene adli yıl yaz ayları geldi mi tatile girer, sonrasında Eylül ayı başında işbaşı yapar ve bu işbaşı yapması nedeniyle adalet alanındaki pek çok dertler, sıkıntılar dile getirilir.

İlgili ilgisiz hemen herkes adalet konusunda ahkam kesmeye devam eder, açıklamalar yapar. Gerçek kişilerin bu konularla ilgili yaptığı açıklamalar bazen bu yerli yersiz ifadelerin altında ezilip kalır. Neticede, hak, hukuk ve adalet kavramları, hukukun üstünlüğü ilkesine vurgu yapılır, adli yıl mesaisi başlar başlamaz ise bu söylemlerin pek çoğu unutulur. Hatırlanmaz veya hatırlanmak istenmez.

Geriye, adliye koridorlarındaki mübaşirlerin bağırması, kalabalık insanların çaresiz bakışları, görevlilerin iş yükü altında ezilmiş görüntüleri dikkat çeker. Adliye binasındaki kokuşturmalar hiç bitmez. Herkes bir an önce işinin görülüp tamamlanması bekler ama vakit saat ne zaman gelir orası pek de belli olmuyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, bu sene adli yıl açılışı nedeniyle yaptığı açıklamasında, bazı önemli bilgilere yer verdi. Özellikle adli yargılama alanında getirilen reformları anlatırken epey iddialı bilgiler verdi.

Hak ve adalet için emek ve mesai veren tüm hakimlerin, savcıların, avukatların ve adalet personelinin bu başlangıcın heyecanını ve haklı gururunu taşıdığını belirten Gül, "Adalet teşkilatı olarak, toplumun her kesiminin, istisnasız bütün vatandaşlarımızın hukukuna sahip çıkmaktan ve sürekli olarak daha iyiyi aramaktan bir an olsun yorgunluk ve yılgınlık hissetmiyoruz" dedi.

Bakan Gül, geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından paylaşılan 'Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin bu adli yılda da tüm uygulayıcılar için yol haritası olacağını belirterek, "ayrıca, 'İnsan Hakları Eylem Planı'nı bu dönem hayata geçireceğiz. Özünde insan onuru, insan hak ve hürriyetleri bulunan Yargı Reformu Strateji Belgemiz ile İnsan Hakları Eylem Planımız; demokrasimizi güçlendirmeye, özgürlükleri geliştirme ve genişletmeye yönelik irademizi ortaya koymaktadır. Umuyorum ki yeni adli yıl, hak ve hürriyetlerin teminatı olan hukuk devleti ilkesini daha da güçlendirme yılı olacaktır. Bu bağlamda, reform belgemizde öngörülen hedeflerimizi adım adım hayata geçirme gayreti içindeyiz. Yargı reformu birinci paketinde düzenlenen seri muhakeme ve basit yargılama usullerinin yargısal işleyişteki yerini tam manasıyla bu dönemde yer alacağına inanıyoruz" diye konuştu.

Evet, bu iyi niyetle başlatılmış veya başlatılmak istenilen çalışmalar gerçekten güzel. Hem vatandaşlar için hem de adliye çalışan personel için iyi. Ama, hayata geçirilmek istenilen reformlar konusunda galiba adli teşkilat ve personellerde tam olarak bilinmiyor ama, toplumun yansıması veya halkın böyle düşünmesi nedeniyle bir ayak diretme gibi hissiyat hissedilebiliyor.

Reform yapmak iyi güzel. Fakat bu yapılan reformların Adalet Bakanının da ifade ettiği gibi uygulanmasında sıkıntılar yaşanması kabul edilebilir değil. Bu yüzden de uygulamada sıkıntı çekilmemesi için adli personelin reformlara hazır hale getirilmesi gerekiyor.

Hak, hukuk adalet, hepimiz için gerekli. Hepimiz, evimizde otururken, sokağa adımımızı attığımızda bile hak, hukuk adalet konusunda yardıma muhtacız. Herkes hukukçu olamaz. Her hukukçunun da kanunları tam anlamıyla uyguladığına dair hiç kimse iddialarda bulunamaz. Eğer, kanunlarımız tam olarak uygulansa, adliyedeki dedikodular biter. Halkın ve vatandaşın adalete olan güveni artar.

Özellikle AK Parti iktidarları döneminde adalete olan güvenin azalma nedenleri araştırıldığında ortaya ilginç sonuçlar çıkıyor. Bu durumu, esnaf olan bir arkadaşım şöyle açıkladı;

“Bizler, din, iman ve Allah sevgisi ile çocuklarımızın yetiştirilmesi amaçlı olarak onları İmam Hatip okullarına gönderdik. Sonrasında, İmam Hatipler Meslek Lisesi statüsüne getirildi. Böylece, çocuklarımızın hukukçu olması, mühendis olmalarının yoluna engel konuldu. Çocuklarımız, Allah yolunda ilerlerken, belli ideolojileri taşıyan kişiler de kamu yönetiminde söz sahibi olabilme adına çocuklarını hukuk fakülteleri, iktisat, işletme, öğretmenlik, mühendislik gibi alanlara yönlendirdi.

Zamanla bizim çocuklarımız camilerde görev yaparken, çocukların ana eğitimi yapılan okullarda, buluşların gerçekleştiği mühendislik alanlarında, adaletin gerçekleştiği hukuk alanlarındaki boşlukları hepsi diyemiyoruz ama çoğunluğu sol ideoloji sempatizanları doldurmuşlar.

Böylece, hukuk alanında görev yapan bazı kişilerin değişik ideolojiler peşinde koşmalarından dolayı, hak, hukuk ve adalet dengesinde zedelenme oldu.

Bizler, bu durumun farkına 15 Temmuz, hain darbe girişiminden sonra öğrendik. İstanbul’daki Gezi Parkı olayları sonrasındaki yargılama sırasında öğrendik.

Bundan böyle, çocuklarımızın dini, Müslümanlığı ve Allaha olan inançlarını öğrenmesi için ilah imam hatiplerde okuması gerekmediğini öğrendik. Biraz geç oldu ama, zararın neresinden dönülse kardır misali, pek çok inançlı aileler artık çocuklarını, hukuk alanında, mühendislik alanında meslek sahibi yapabilmenin uğraşını veriyor. “

Böyle bir öz eleştiri, ülkemizdeki hak, hukuk ve adalet için yapılması sevindirici. Yeni adli yıl, adalet bekleyen herkese ve adaleti sağlamakla görevli olanların yaptıkları görev nedeniyle hepimize hayırlı ve uğurlu olsun. İsteğimiz herkesin adalete tam olarak güvenmesi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.