Hercailiğin,magandalığın,kibirin,kabadayılığın,ağır ağabeyliğin ve daha nice zontalığın revaçta olduğu,
Zarafetin,nezaketin,çelebiliğin,naifliğin ve hanımefendilik ile beyefendiliğin davranış bozukluğu sayıldığı bir dönem yaşıyoruz.
İnsanlar birbirlerine hırlamak için fırsat kolluyor.
Dolayısı ile insan, insani donanımları tam olan birini tanıyınca
‘’Tüh; ben tanımakta neden bu kadar geç kalmışım’ diye için için hayıflansa da çok mutlu oluyor.
Hele bu insan bir Bursa Aşığı ve Bursa konusunda eline kolay kolay su dökülmeyecek bir entelektüel ise,
İki kere mutlu oluyor…
Yavuz Bubik Beyefendi’den söz ediyorum.
Kibarlığı, zarafeti,efendiliği,bilgisi ve donanımı ben de cennet mekan babamı görüyormuşum hissini uyandıran o Bursa Beyefendisinden.
Dolayı ile de Yavuz Beyefendiyi anlatmak istiyorum bu gün size;
Canan Ekinci Yılmaz’ın deyimi ile Bursa’nın Hafızasını.
Üstad, 1940 yılında Afyon’da doğmuş İlk ve Ortaokula da yine Afyon’da gitmiş.Bursa’lılığının temelini atan hadise ise, Afyon Ticaret Lisesi’nde son sınıfta okurken 1956 senesinde babasının işlerini Bursa’ya nakletmesi olmuş.
Üniversite eğitimini İzmir İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nde tamamlayan Yavuz Beyefendi çalışma hayatına İpekiş Fabrikasının muhasebe servisinde başlamış.
1964-1998 yılları arasında da tekstil ile uğraşmış.
2003 yılı ise işlerini tasfiye ederek emeklilik günlerine hazırlandığı döneme denk gelmiş.
Ve kendi deyimi ile ‘ufak ufak’ ta yazmaya başladığı döneme de.
Bursa’yı kaleme almış Yavuz Beyefendi;
Yazdıkça daha bir sevmiş anıları ile kavilleştiği bu kadim şehri,
Ez cümle yaza yaza anlatmış Bursa’lı olmanın ne anlama geldiğini.
Elbette güçlü yansımaları da olmuş satırlarının.
2002 de Osmangazi Belediyesi’nin Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 40. Ölüm yıldönümüne ithafen açmış olduğu deneme yarışmasına eşi Belma Bubik’in ısrarıyla katılması ve 1956 yılında geldiği Bursa’yı anlattığı yazısı ile yarışmada mansiyon alması bunun örneklerinden sadece biri.
Yarışmadan sonra yazısı yarışmaya katılan diğer eserler ile birlikte kitaplaştırılınca UÜ hocalarından Hasan Ertürk’ün davetiyle, Ertürk’ün yeni kurduğu (Kent Tarihi Araştırma Merkezi) KETAM’ın kuruluş çalışmalarına yaptığı söyleşiler ile katılmış.
Yazıları yerel basının da dikkatini çekmiş elbet; bir gazete kendisinden altı ayda bir çıkan eklerinde de Bursa’ya dair yazılar yazmasını istemiş.
2003 yılında yayınlanan “Kırkta Bir” kitabın da 2002 öncesi yazdığı denemeleri bulunan Bubik’in yazdığı Bursa yazıları Ekometre gazetesinde de yayınlanmış.
Yavuz Beyefendi yaşadığı dönemi kayıt altına almayı alışkanlık haline getirmiş ve bunu başarmış ender belki de ilk olarak anılabilecek anne tarafından bir Bursalı.
Yavuz Beyefendi’nin ‘Öğretmenim’ diyerek yine bir tevazu sergilediği ve sevgili Canan Ekinci Yılmaz’ın manevi desteği ile oluşturduğu
https://yavuzbubik.blogspot.com/ adresli bir de blogu var.(Fark Yaratanlar 2019’ a ithaf ederek adını ‘’BURSALI OLMAK’’koyduğu yazıyı buradan okumanızı şiddetle tavsiye ederim)
Gerçek Bursalılar’da Beyefendiyi yayınladığı Kırkta Bir (anılar-denemeler) ,Bir Avuç Bursa ,Mineli Kolye (kurgu roman)Şerife Hanım Tekaütoğka (kayınvalidesinin babaannesinin hayatı, biyografi),İkindi Güneşi (1950’li yılları bir kadının ağzından anlatır)kitaplarını okuyarak kendisini yakından tanıma olanağını buluyorlar.
Hani derler ya her eve lazım diye;
Ben de diyorum ki her eve olamasa da her ortama lazım böylesi beyefendi bir kişilik.
İnsanlar baksınlar örnek alsınlar,naifliğin ve zarafetin kendilerine verilmiş en önemli hasletlerin başında geldiğini hatırlayıp,anlasınlar da atar gider ve bilumum dangıllığı insanlıktan saymasınlar diye.
Yavuz Bubik’i Fark Yartanlar 2019 da sahneye davet ederken dahil ettiğimiz kategori ‘Rol Modellerimiz’’di.
Belki repliklerinin tamamı mümkün olamayabilir ama
Kendisinden küçücük bir rol çalabilsek
O bile kafi…
Giorgio Armani ‘’Zarafet göze batmak değil, akılda kalmaktır’’ demiş.
Bir tanıyın Yavuz Beyefendi’yi
Armani’nin ne kadar doğru söylediğini anlayacaksınız.
Ben bir kez daha anladım;
Artık hayatım da bir Beyefendim daha var…
Yıllar önce falda çıkmıştı zaten ‘’zengin olacaksın’’diye
Hazineme hoş geldiniz
Yavuz Beyefendi…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Yavuz Beyefendi…
Hercailiğin,magandalığın,kibirin,kabadayılığın,ağır ağabeyliğin ve daha nice zontalığın revaçta olduğu,
Zarafetin,nezaketin,çelebiliğin,naifliğin ve hanımefendilik ile beyefendiliğin davranış bozukluğu sayıldığı bir dönem yaşıyoruz.
İnsanlar birbirlerine hırlamak için fırsat kolluyor.
Dolayısı ile insan, insani donanımları tam olan birini tanıyınca
‘’Tüh; ben tanımakta neden bu kadar geç kalmışım’ diye için için hayıflansa da çok mutlu oluyor.
Hele bu insan bir Bursa Aşığı ve Bursa konusunda eline kolay kolay su dökülmeyecek bir entelektüel ise,
İki kere mutlu oluyor…
Yavuz Bubik Beyefendi’den söz ediyorum.
Kibarlığı, zarafeti,efendiliği,bilgisi ve donanımı ben de cennet mekan babamı görüyormuşum hissini uyandıran o Bursa Beyefendisinden.
Dolayı ile de Yavuz Beyefendiyi anlatmak istiyorum bu gün size;
Canan Ekinci Yılmaz’ın deyimi ile Bursa’nın Hafızasını.
Üstad, 1940 yılında Afyon’da doğmuş İlk ve Ortaokula da yine Afyon’da gitmiş.Bursa’lılığının temelini atan hadise ise, Afyon Ticaret Lisesi’nde son sınıfta okurken 1956 senesinde babasının işlerini Bursa’ya nakletmesi olmuş.
Üniversite eğitimini İzmir İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nde tamamlayan Yavuz Beyefendi çalışma hayatına İpekiş Fabrikasının muhasebe servisinde başlamış.
1964-1998 yılları arasında da tekstil ile uğraşmış.
2003 yılı ise işlerini tasfiye ederek emeklilik günlerine hazırlandığı döneme denk gelmiş.
Ve kendi deyimi ile ‘ufak ufak’ ta yazmaya başladığı döneme de.
Bursa’yı kaleme almış Yavuz Beyefendi;
Yazdıkça daha bir sevmiş anıları ile kavilleştiği bu kadim şehri,
Ez cümle yaza yaza anlatmış Bursa’lı olmanın ne anlama geldiğini.
Elbette güçlü yansımaları da olmuş satırlarının.
2002 de Osmangazi Belediyesi’nin Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 40. Ölüm yıldönümüne ithafen açmış olduğu deneme yarışmasına eşi Belma Bubik’in ısrarıyla katılması ve 1956 yılında geldiği Bursa’yı anlattığı yazısı ile yarışmada mansiyon alması bunun örneklerinden sadece biri.
Yarışmadan sonra yazısı yarışmaya katılan diğer eserler ile birlikte kitaplaştırılınca UÜ hocalarından Hasan Ertürk’ün davetiyle, Ertürk’ün yeni kurduğu (Kent Tarihi Araştırma Merkezi) KETAM’ın kuruluş çalışmalarına yaptığı söyleşiler ile katılmış.
Yazıları yerel basının da dikkatini çekmiş elbet; bir gazete kendisinden altı ayda bir çıkan eklerinde de Bursa’ya dair yazılar yazmasını istemiş.
2003 yılında yayınlanan “Kırkta Bir” kitabın da 2002 öncesi yazdığı denemeleri bulunan Bubik’in yazdığı Bursa yazıları Ekometre gazetesinde de yayınlanmış.
Yavuz Beyefendi yaşadığı dönemi kayıt altına almayı alışkanlık haline getirmiş ve bunu başarmış ender belki de ilk olarak anılabilecek anne tarafından bir Bursalı.
Şimdilerde yarı emekli bir yaşam sürüyor;
Kendi deyişiyle nişan yüzüğü takıyor, nikâh şahitliği yapıyor, iftar cemiyetlerinde sofra duası okuyor.
Bu dedikleri mütevaziliğinden ama;
Yavuz Beyefendi’nin ‘Öğretmenim’ diyerek yine bir tevazu sergilediği ve sevgili Canan Ekinci Yılmaz’ın manevi desteği ile oluşturduğu
https://yavuzbubik.blogspot.com/ adresli bir de blogu var.(Fark Yaratanlar 2019’ a ithaf ederek adını ‘’BURSALI OLMAK’’koyduğu yazıyı buradan okumanızı şiddetle tavsiye ederim)
Gerçek Bursalılar’da Beyefendiyi yayınladığı Kırkta Bir (anılar-denemeler) ,Bir Avuç Bursa ,Mineli Kolye (kurgu roman)Şerife Hanım Tekaütoğka (kayınvalidesinin babaannesinin hayatı, biyografi),İkindi Güneşi (1950’li yılları bir kadının ağzından anlatır)kitaplarını okuyarak kendisini yakından tanıma olanağını buluyorlar.
Hani derler ya her eve lazım diye;
Ben de diyorum ki her eve olamasa da her ortama lazım böylesi beyefendi bir kişilik.
İnsanlar baksınlar örnek alsınlar,naifliğin ve zarafetin kendilerine verilmiş en önemli hasletlerin başında geldiğini hatırlayıp,anlasınlar da atar gider ve bilumum dangıllığı insanlıktan saymasınlar diye.
Yavuz Bubik’i Fark Yartanlar 2019 da sahneye davet ederken dahil ettiğimiz kategori ‘Rol Modellerimiz’’di.
Belki repliklerinin tamamı mümkün olamayabilir ama
Kendisinden küçücük bir rol çalabilsek
O bile kafi…
Giorgio Armani ‘’Zarafet göze batmak değil, akılda kalmaktır’’ demiş.
Bir tanıyın Yavuz Beyefendi’yi
Armani’nin ne kadar doğru söylediğini anlayacaksınız.
Ben bir kez daha anladım;
Artık hayatım da bir Beyefendim daha var…
Yıllar önce falda çıkmıştı zaten ‘’zengin olacaksın’’diye
Hazineme hoş geldiniz
Yavuz Beyefendi…